Katma değerli üretim yapan sektörde ihracatın ithalatı karşılaması hedefleniyor
Endüstriyel buhar alanında faaliyet gösteren firmalar, global pazarda söz sahibi olma yolunda ilerliyor. Rekabet gücünü dış piyasada artırmaya başlayan endüstriyel buhar sektörü, Avrupa Birliği uyum süreci doğrultusunda enerji verimliliğine ve çevreci ürünlere de önem verilmesiyle, Ar-Ge çalışmalarına hız verdi. Tasarım ve üretim teknolojisi itibarıyla katma değeri yüksek ürünler pazara sunan endüstriyel buhar sektöründe, uluslararası standartlarda imalat yapılmasına karşın ihracatın ithalatı karşılama oranı henüz düşük seviyelerde seyrediyor. Hammadde ithalatında gümrük vergisi uygulanmakla birlikte ürün ithalatında gümrük vergisi uygulanmadığını vurgulayan sektör temsilcileri, söz konusu uygulamanın yerli üreticiyi zorladığını söylüyor. Bunun yanı sıra kamu kurumlarına ürün alımında Kamu İhale Kurum’nda (KİK) yapılan ve yerli ürünler lehine avantaj sağlayan değişikliğe rağmen alımlarda halen ithal ürünlerin tercih edildiği belirtiliyor. Endüstri tesislerinin ihtiyacı olan buharı karşılamak üzere kullanılan kazan ve basınçlı kapların üretimi, gelişen imalat sanayiinde önemli bir yere sahip. PWC & Fraunhofer ISI’nın 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde kullanılmakta olan 75 bin adet buhar kazanının sayısı 35 bin adedi eski teknolojiye sahip. Uzmanlar, Avrupa Birliği ülkelerinde yıllık 15 bin adet yeni buhar kazanı montajının yapıldığını bildiriyor. Sektörde ihracatın, ithalatı geçme hedefi olduğu düşünüldüğünde, AB ülkelerindeki söz konusu talebin, kazan üreticileri için Avrupa’yı önemli bir pazar haline getirdiği belirtiliyor.
Türkiye’de kazan imalatı yapan yaklaşık 200 firmanın bulunduğunu belirten sektör temsilcileri, uluslararası standartlara uygun endüstriyel buhar kazanı imalatı yapan yaklaşık 50 firmanın faaliyetlerine devam ettiği bilgisini veriyor. Geçen yıl yaklaşık 28 milyon dolarlık buhar kazanı ihracatı yapıldığını kaydeden yetkililer, söz konusu dönemde ithalatın ise 40 milyon dolara ulaştığını ifade etti. 2015 ihracat rakamlarının, geçen yılın değerlerine ulaşması beklenirken, ithalat rakamlarında tahmin edilenin üzerinde bir artış öngörülüyor.
Canlanan pazarlar, ihracatın yönünü değiştiriyor
Sektörün ihracat yaptığı başlıca ülkeler arasında Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya Federasyonu, Türk cumhuriyetleri, Kuzey Afrika ülkeleri, Ortadoğu ve Arap ülkeleri yer alıyor. Sektör temsilcileri, Türkiye’nin, politik ve ekonomik gelişmeleri takip ederek bölgede iş yapabilme potansiyeline sahip olduğunu dile getiriyor. Buhar kazanları sektörünün ihracat yaptığı Irak, Libya ve Suriye pazarlarındaki istikrarsızlığın, yerli üreticileri olumsuz şekilde etkilediğini ileten uzmanlar, Rusya, Kuzey Avrupa ve Afrika pazarlarındaki talep artışının ihracatın yönünü değiştirdiğini kaydetti.
Türkiye, çok uluslu firmaların ilgi merkezinde
Günümüzde üretim yapan birçok tesis, buhara ihtiyaç duyuyor. Başta gıda, kimya, tekstil, kağıt, madenlerin yanı sıra petrol, çimento, hazır beton ve yem sanayii gibi önde gelen endüstri dallarında buhar kullanımı önemli bir yer tutuyor. Bunun yanında artan nüfusla birlikte bu ihtiyaç da artıyor. Endüstriyel buhar sistemleri sınıfında kabul edilen kapasite aralığının 45 ton/saat altı kazanlar olduğunu ileten uzmanlar, bu sınıflandırmanın GTIP numaraları bazında ortaya çıkan bir ayrım olduğunu belirtiyor. Proses ve imalat dışında, alternatif enerji kaynaklarının değerlendirilmesi, ORC, biokütle ve güneş kaynaklı elektrik üretiminde de endüstriyel ölçekli buhar sistemleri kullanılıyor. Endüstriyel buhar pazarı, bölgesel veya ülke bazlı gelişen ve faaliyet gösterilen bir saha olmayıp, küresel ölçekte ihtiyaç duyuluyor. Türkiye, bu anlamda hem iyi bir tüketici hem de ileri düzeyde bir tedarikçi konumda bulunuyor. Türkiye, bu noktada kaliteli üretim altyapısı ve ucuz işgücü ile yabancı firmaların ilgi merkezi konumunda bulunuyor.
Teknoloji ve kalite bakımından Avrupa’da Almanya, İtalya ve Danimarka önde gelen üretici ülkeler arasında yer alıyor. Polonya ve Macaristan ise fason imalat yapılan başlıca ülkeler arasında. ABD’deki üreticiler, daha çok Amerika kıtası ve Arap coğraf- yasında etkin. Çin ve Hindistan ise, birçok sanayi dalında olduğu gibi buhar kazanlarında da fiyatta ve kalitede düşük ürünlerle global pazarında söz sahibi durumda. Uluslararası rekabette başarılı bir grafik çizen Türkiye kazan imalatçıları, iddiasını her geçen gün artırıyor. Dünya endüstriyel buhar kazanı pazarındaki payı yaklaşık yüzde 4 olan Türkiye, Avrupa’nın önde gelen sanayicileri için fason imalat yapıyor.
Kaliteli üretim kadar ürün bakımı ve kullanıcı eğitimi de önemli
Türkiye’deki sektörün, hammadde tedariki alanında sorunlar yaşadığını anlatan uzmanlar, buhar kazanlarında kullanılan saclarda yerli alternatif tedarikçi bulunmadığını belirterek, ithal edilen hammadelerde uygulanan vergi oranlarının ise yüksek olduğuna işaret ediyor. Endüstriyel buhar sektörünün diğer bir önemli sıkıntısı ise merdivenaltı üretim. Yine bu merdivenaltı üretimin neden olduğu haksız rekabet de sektörde dikkat çekiyor. Yakıt girdi maliyetlerindeki düzensizler nedeniyle yan sanayicinin sıklıkla teknoloji değiştirdiğine değinen uzmanlar, bugün doğalgazdan bitkisel atıklara geçişin tartışıldığını belirtiyor. Ayrıca, endüstriyel buhar kazanlarının kaliteli imalatı kadar sağlıklı ve güvenli çalışmalarının teminin de önemli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’de her yıl kazan patlamalarından kaynaklanan kazaların yaşanmaması için kazanların periyodik bakımlarının uygun şartlarda ve önerilen periyotlarla yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Bunun yanında kazan kullanıcılarının eğitimden geçirilerek çalıştırılması da önem arz ediyor.