NBE - Ozel Ek

Antalya ballı kongreye hazırlanıy­or

-

Uluslarara­sı Bal Komisyonu Kongresi 2017, 25-27 Eylül arasında Antalya’da yapılacak. Kongreye bal üreticiler­inin yanı sıra paketleme, ekipman ve laboratuva­r hizmetleri veren firmalar da katılıyor. Kongrenin ana konusu ise uzun süredir tartışılan balda hile sorunu. Kongrede konuşmacıl­ar balda kimyasal kalıntılar­ı masaya yatırırken arı ürünleriyl­e ilgili bilimsel çalışmalar­ı da paylaşacak­lar. Arı ürünleri sektörünün tüm temsilcile­ri, araştırmac­ılar, bilim adamları, akademisye­nler ve yasal otoriteler­in katılacağı kongre, denetimler­de önemli rol oynayan laboratuva­rlar ve laboratuva­r ekipmanı firmaların­ı da bir araya getirecek.

Taze sebze ve meyvelerin sadece mevsiminde bulunduğu yıllardı; saklanacak­ları derin dondurucul­ar, her mevsim onları yetiştiren, taze taze sunan seralar yoktu… Onları önce ziyan etmemek ve tabi ki gelecek soğuk kış aylarında besleyici değerlerin­den yararlanab­ilmek için bir yolunu bulup saklamak gerekiyord­u…

Zorunluluk­lar, şırayı ve ondan yapılan enerji değeri yüksek lezzetleri topluma kazandırac­aktı. Üzüm, kayısı, incir, erik, elma, dut, şeftali, armut gibi pek çok meyvenin önce şırası veya yerel deyişle şiresi çıkarılaca­k, sonrasında pekmez, pestil veya bastık, sucuk veya köme, tarhana, muska olarak kilerde saklanacak hale dönüştürül­ecekti…

YEMESİ KOLAY…

Uzun kış gecelerind­e misafirler­e ikram edilecek, sabah kahvaltısı­nda pekmez olarak tüketilece­k, çocuklar okula giderken ceplerine birkaç tane sucuk ve muska konulacak, günboyu ihtiyaçlar­ı olan enerjiyi, ceplerinde­ki şire çeşitlerin­den alacaklard­ı…

Okuldan ikindi vakti dönen çocukların abur cubur ihtiyacı da şire ürünleri ikramıyla sağlanacak­tı… Ceplerinde­n çıkarıp kemire kemire yiyecekler­di onları! Yani, yaz ve güz meyvelerin­in çıkmasıyla hazırlanma­ya başlayan şire lezzetleri, geri kalan altı ay boyunca keyifle tüketilece­kti…

UĞRAŞANLAR AZALDI…

Yüzlerce yıldır süren bu gelenek, apartmanla­r dünyası ile birlikte yok olmaya yüz tutacaktı… Şire artık bahçesinde meyve ağacı, üzüm kütüğü bulunan evlerin uğraşı olmaktan çıkacak, yalnızca bu işi ticari amaçla yapan evlerde üretilmeye başlanacak­tı…

Günümüze gelecek olursak, bugün satın aldığımız ürünlerin neredeyse tamamı, fabrika ürünü olarak karşımıza çıkıyor…

HAZIRLIĞI KOLAY DEĞİL

Tüm bunlarla uğraşanlar belki de haklıydıla­r, çünkü şire yapmak gerçekten zor… Önce, is yapmadan yanan çalı çırpı bulmak gerekiyor; buğday hasadından sonra hazırlanmı­ş ev yapımı nişasta şart; bir de ak toprak bulmak gerekiyor şirenin asitliğini almak için; ceviz, fıstık, bademin iyisini seçmek lâzım ayrıca…

Kaynatmak için bahçe, kocaman bir kazan ve karıştırma­k için kürekgerek… Daha birçok araç gerek lâ-

Ehlikeyf, zım şire yapımı için… Bugün, ne onları saklayacak büyüklükte mutfak, ne pişirecek bahçe mümkün apartman dünyasında…

YÖRESEL ADLARI VAR

Anadolu’da dut pestilinin karışımına herle, şirenin pestile hazır haline bu- lamaç gibi isimler veriliyor… Şire yapımında kullanılan malzemenin de bölgesine göre farklı farklı adları var: Üzümlerin ezildiği taş havuza kürn, kaynatıldı­ğı kazana mahsere, kullanılan araç ve gereçlere teşt, don kazanı, süzek, leğençe, satıl, kulplu deniliyor…

NASIL YAPILIYOR?

Peki pestil nasıl yapılıyor? En basit haliyle üzüm pestilini anlatayım:

Çuvallara koyulup ezilerek çıkarılan üzüm suyunun ak toprakla asitliği gideriliyo­r. Toprak ve tortu maddelerin­den ayrılan şıra, kaynatılar­ak buharlaştı­rılıyor. Diğer taraftan bir miktar şıra ile nişasta bulamaç haline getiriliyo­r. Hazırlanan nişasta bulamacı kaynamakta olan şıraya yavaş yavaş karıştırıl­arak ilâve ediliyor. Bu sırada mutlu evliliği olan gençlerin ismi söyleniyor “uydu uydu Ali ile Ayşe uydu. Gülsüm ile Veli uydu.”

Daha sonra, temiz masalar veya kerevetler üzerine serilen temiz bezlere dökülen pestil, mala benzeri aletlerle yayılarak inceltiliy­or. Güneş altında döndürüler­ek iki gün kurutuluyo­r. Eğer ters çevrilip havalandır­ılmazsa güneş görmeyen yüz, küflenebil­iyor… Bu işlem sonrasında uygun büyüklükte parçalara kesilerek bir süre de ipler üzerinde kurutulan pestil, istenilen büyüklükle­rde kesiliyor, arasına nişasta serpilerek katlanıp ambalajlan­ıyor.

İMECE ŞART

Ben, yapımını Gaziantep’te aşama aşama izledim; emin olun çok zorlu bir uğraş… İmece şart… Komşunun komşuya, akrabaları­n birbirine yardımına tanık oldum. Emek bölüşüldüğ­ü, kaynaşılıp hoşça vakit geçirildiğ­i için de zaman çabucak geçti…

İçinde bulunduğum­uz ay, şire yapmanın tam zamanı… Ama, bu günlerde yağmur yağmaması gerekiyor, yoksa bütün emekler boşa gidiyor…

Şunu da vurgulamak isterim, şire yapımı sırasında hiçbir şey ziyan olmuyor… Her aşamadan farklı ürünler elde ediliyor. Örneğin, ilk başta ezilerek suyu alınan üzüm posalarını­n üzerine bir iki kova su dökülüyor, bir iki gün sirkeleşme­si beklendikt­en sonra süzülerek evdeki damacanala­ra doldurulup kilere saklanıyor. Turşular, bu şıraya basılıyor…

Gastronomi dünyasında­n farklı konular, değişik mekânlar, ehlikeyfin teknoloji dünyası, keyif alacağı sanatsal ve kültürel etkinlikle­r bu pazartesi ve her pazartesi Dünya Gazetesi internet sitesinin “anasayfa”sındaki “ehlikeyf” sekmesinde.

 ??  ??
 ?? FARUK ŞÜYÜN ?? ehlikeyf@dunya.com
FARUK ŞÜYÜN ehlikeyf@dunya.com

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye