Kilo vermenin altın etkileri...
Kilo vermek çoğunlukla estetik kaygılarla yola çıkılan bunun yanında sağlıklı yaşamın bonus olarak cebe girdiği bir durum şeklinde algılanıyor. Oysa işin çok daha "içsel" boyutları var. Birçok obezite vakasında, yüzde 5-10 oranında verilen kilonun hastalıklarda azalmaya yol açtığı ortaya çıktı. BariatrikLab Obezite ve Metabolik Cerrahi Merkezi kurucusu Prof. Dr. Halil Coşkun bu etkiyi şöyle sıralıyor :
KOLESTEROL
LDL olarak da adlandırılan kötü kolesterolümüzü düşüren ilaçlar mevcut olsa da doktorlar ve hastalar HDL olarak adlandırılan iyi kolesterolü artırmanın (birkaç puan bile olsa) ne kadar zor olduğunu bilirler. Yüzde 5-10 oranında bir ağırlık kaybı HDL kolesterolünde beş puanlık bir artışa neden olabilir. Bu da kalp hastalığı riskini düşürür.
YÜKSEK TANSİYON
Fazla vücut ağırlığı, hipertansiyon vakalarının yaklaşık yüzde 2530'unu oluşturur. Artan vücut ağırlığı hemodinamik anormalliklere ve kan basıncının yükselmesine neden olur. Yüzde 5-10'luk bir kilo kaybıyla hem sistolik hem de diyastolik kan basıncı ortalama 5 mmHg azalır.
DİYABET
Şeker hastalığını ölçümlerken laboratuvar tetkiklerinden biri de Hemoglobin A1C'dir. Yüzde 5-10 kilo vermek bu değeri ortalama yarı yarıya azaltır.
İNSÜLİN DİRENCİ
Kilo artışı ile görülen bir başka durum da insülin direnci. İnsülin kan şekeri düzeylerini normal tutmaktan sorumlu. Araştırmalar yüzde 5-10 oranında kilo kaybının, insülin düzeylerini önemli ölçüde düşürdüğünü ortaya koyuyor.
UYKU APNESİ
Obstrüktif uyku apnesi, aşırı miktarda horlayan ya da uyku esnasında yeterli miktarda hava teneffüs edemeyen hastalarda sıklıkla teşhis edilen bir bozukluk. Uyku apnesi ortaya çıktığında, kandaki oksijen seviyeleri uyku sırasında çok düşüktür ve CPAP adı verilen bir solunum cihazı kullanılması gerekir. Yüzde 5-10’luk bir kilo kaybının uyku apnesini düzeltebileceği ihtimal dahilinde kabul ediliyor.
İLTİHAP
Yağ hücrelerinin kan damarlarında iltihaplanmaya neden olan çok sayıda madde ürettiği biliniyor. Kilo kaybı yüzde 10 düzeyine ulaştığında, kan dolaşımındaki iltihaplanmaya neden olan maddelerin seviyeleri önemli ölçüde düşüyor ve bu nedenle vücuttaki vasküler hasar riski de azalıyor.