“İhracatçı, Uzakdoğu ve Güney Amerika pazarlarına odaklanmalı”
lkelerin gelişme sürecinde makine imalatının öneminin giderek artış gösterdiğini belirten Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Aydoğdu, takım tezgahları sektörünün ise bu alanın kalbi olduğunu bildirdi. Takım tezgahları ihracatının 2016’da yüzde 6 düşüş yaşadığını kaydeden Aydoğdu, “İhracatta ABD ve Avrupa ülkelerine bir problem yaşanmıyor. Halen ihracatın yüzde 69’luk kısmı ABD, Kanada, Rusya ve Avrupa ülkelerine yapılıyor. Fakat, çevre ülkelerdeki siyasal belirsizlikler nedeniyle ihracat miktarı genel anlamda düşük. Bu nedenle ihracatçılar Uzakdoğu ve Güney Amerika ülkelerindeki pazarlara odaklanmalı” dedi.
Takım tezgahlarının özellikle üretim için önemli makineler olduğunu ve bu alandaki gelişmelerin diğer sektörleri de doğrudan etkilediğini bildiren Hakan Aydoğdu, sanayide imal edilen her ürünün ya bir takım tezgahı ya da yine bir takım tezgahı ile imal edilmiş bir makine vasıtası ile üretildiğini söyledi. Bu açıdan takım tezgahı satışlarındaki ivmelerin ülke ekonomisi hakkında da fikir verdiğini ileten Aydoğdu, “Satışların artması üretimin arttığını gösterdiğinden ülke ekonomisinde de olumlu bir gelişmeye işaret ediyor. Takım tezgahları satışı düşükse bu üretimdeki bir durağanlığa işaret ediyor” diye konuştu.
Türkiye’de takım tezgahları kullanımında son 10 yılda dalgalanma yaşandığını dile getiren Hakan Aydoğdu, 2016 yılında yüzde 2.4 düşüş yaşandığını ve 1.26 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğünün bulunduğunu iletti. Sektörün 2009 yılındaki ekonomik krizin sıçrama yaşadığını aktaran Aydoğdu, “Ancak bu sıçramanın etkisi 2014’e kadar sürdü. 2009 yılında 645 milyon dolar olan kullanım büyüklüğü 2014 yılına gelindiğinde yüzde 129’luk artışla yaklaşık 1.5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Fakat 2014 yılı ile 2016 yılı karşılaştırıldığında yüzde 15’lik bir daralma ile yurtiçi pazarı 1.26 milyar dolara geriledi” ifadesini kullandı.
Türkiye’de, özellikle sac işlemeye yönelik takım tezgahlarının üretiminde son 10 yılda kalite açısından kayda değer
gelişmelerin yaşandığını ve globalde tanınan markaların ortaya çıktığı bilgisini veren Hakan Aydoğdu, ancak buna karşılık maddi değer olarak bakıldığında 10 yıl içinde sadece yüzde 25’lik bir değer artışının söz konusu olduğunu söyledi. Gerçekleşen takım tezgahları ihracatına bakıldığında ise 2016 yılında makine başına ortalama ihracat değerinin yaklaşık 18 bin dolar olduğunu ileten Aydoğdu, “Türkiye’nin takım tezgahları ticaretine bakacak olursak, küresel pazar ile paralel olarak ticari hacimde bir düşüş yaşanıyor. 2016 yılı verilerine göre üretimde yüzde 10 düşüş, ihracatta yüzde 6 düşüş, ithalatta yüzde 1.4 artış ve bunlara bağlı olarak kullanımda yüzde 2.4 düşüş yaşandı” dedi.
“Katma değerili sektörlerin ihtiyacı karşılanamıyor”
Hakan Aydoğdu, metal işlemeye mahsus takım tezgahlarının tümü göz önüne alındığında, ithalat-ihracat arasında oluşan yaklaşık 567 milyon dolarlık açığın yüzde 45’ini, Türkiye’de üretimi çok düşük olan yüksek teknolojiye sahip işleme merkezleri ve transfer tezgahların oluşturduğunu açıkladı. Türkiye’de üretilen ürünlerin savunma, havacılık, medikal, otomotiv gibi katma değeri yüksek olan sektörlerin ihtiyacını karşılayamadığını altını çizen Aydoğdu, buna karşın Türkiye’nin üretimde güçlü olduğu lazer tezgahları, dövme presleri, kavislendir- me/düzeltme presleri, hidrolik presler, giyotin, punch, abkant tezgahları ve testere makine tiplerin bulunduğunu bildirdi. Aydoğdu, şöyle devam etti: “Lazer, elektro erozyon, su jeti gibi makine türlerinde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 97 seviyesinde. Pres tipindeki makinelerde ise ihracatın ithalatı karşılama oranında yüzde 25’lik dış ticaret fazlamız var. Bu iki grupta yer alan makinelerin ihracatı, metal işlemeye mahsus takım tezgahları ihracatının yüzde 83’ünü oluşturuyor.”
Endüstri 4.0’ın globalde üretimin kaderini değiştirdiğini dile getiren Hakan Aydoğdu, Avrupa ülkelerinin yanı sıra Kore, Tayvan ev Çin gibi Uzakdoğu ülkelerin sanayisini dördüncü sanayi dev- rimine hazırladığını bildirdi. Endüstri 4.0 ile artık imalat alanında nesnelerin interneti, robotlar arası iletişim ve karanlık fabrikaların konuşulduğunu bahseden Aydoğdu, “Türkiye’de yüksek teknoloji, endüstrinin her alanına yayılmış değil. Bir tarafta yükte hafif, pahada ağır yüksek teknolojili çip üreten bir firmayı görebileceğiniz gibi merdiven altı diye tabir edilen ilkel koşullarda standartların çok altında üretim yapıldığını da görebilirsiniz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Endüstri 4.0’ı gündeme almış durumda ve bu yeni devrime ilişkin çalışmalar yapıyor” dedi.
“Yüksek teknolojiyi endüstrinin her alanına yaymak gerekiyor”
Endüstri 4.0’ı hayata geçirmek için sanayideki dengesizliği ortadan kaldırıp yüksek teknolojiyi, endüstrinin her alanına yaymak gerektiğini vurgulayan Hakan Aydoğdu, bu durumun ancak yüksek teknolojiyi kullanabilen işgücünün niteliğini artırmakla sağlanabileceğini dile getirdi. Bunun için teknoloji kullanıcılarınadayoğuneğitimvermeninharicinde yetkinliklerinin de küresel standartlara uygun olarak belgelendirmek gerektiğini söyleyen Aydoğdu, “Bazı meslek gruplarına Mesleki Yeterlilik Kurumu’nca belge zorunluluğu geldi. Böylece mevcut işgücünü belgelendiren TİAD Mesleki Test Merkezi gibi kurumların önemi daha da anlaşılacak” dedi.