“Enerji talebindeki düşüş, karbon emisyonlarını geriye çekiyor”
Pandeminin küresel enerji sistemine etkisini ölçmek için yayınlanan Küresel Enerji Görünümü başlıklı rapora göre, salgın ile 2020 yılında enerji talebinde kayda değer bir düşüş gerçekleştiğini belirten Enerji Verimliliği Derneği Başkan Yardımcısı Bülent Şen, 2008 mali krizinin etkisini gölgede bırakacak bu düşüş ile küresel bazda karbon emisyonlarında rekor gerilemenin beklendiğini vurguladı.
COVID-19 sonrasında son iki ayda yaklaşık 3 milyar insan evlerinde izole yaşam sürdürmek zorunda kaldığını belirten Enerji Verimliliği Derneği Başkan Yardımcısı Bülent Şen, “Bunun sonrasında elektrik, gaz, temiz su, gıda ve temizlik malzemelerinde tüketimler inanılmaz artmakta (örneğin insanların evde kaldığı dönemde İstanbul’da mesken tüketimleri ortalama yüzde 15 civarında artış gözlemlendi), söz konusu petrol ürünlerinde dünya genelinde yüzde 20 ila 30 arası talep azalması devam ediyor. Bunun sonucu petrol fiyatlarında ciddi gerileme sağlandı. Fransa’da 2019 Nisan ayında benzin talebi yüzde 80, dizel talebinde ise yüzde 75’lik düşüş gözlendi” dedi.
“EN AĞIR DARBE PETROL ENDÜSTRISINE”
İnsanların evlerinde izole olduğu için elektrik talebinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Bülent Şen, 2020 yılı başlarında özellikle petrol ve türevi ürünlerde hızlı talep düşüşü ile birlikte küresel emisyon miktarlarının da düşeceğini dile getirdi. İklim değişikliğinin bu düşüşe katkısının olacağını söyleyen Şen, “Enerji bağlamında bakıldığında, bu süreçte en ağır darbeyi petrol endüstrisi ve devam eden yatırımların aldığını ancak özellikle tedarik-satın alma süreci dolayısıyla yenilenebilir enerjide de gelişim ve yatırım sürecine zarar vereceği ele alınabilir. YEKDEM’den faydalanmak için 2020 yılı son yıl olması nedeniyle hızla süren yenilenebilir enerji yatırımlarına genel olarak baktığımızda; rüzgar 2 bin 500 MW, hidrolik 600 MW, güneş 450 MW, jeotermal 170 MW, biyokütle 60 MW kapasitesi civarında olacak ve bu yenilenebilir santrallere yapılacak toplam yatırım miktarı yaklaşık 7 milyar dolar gerçekleştirilecek” diye konuştu.
Bazı uzmanların görüşlerine göre de karantina sürecinin uzamasıyla lojistik süreçlerinin kısmi olarak durdurulması, şehirlerde süre gelen karantinalar ve teknik
Uluslararas Enerji Ajans ’n n verilerine göre 2008 finansal krizi sonras nda, 2009 y l nda ölçülen karbon emisyonlar 400 milyon ton azalsa da sonras nda ülkelerin karbon yo unlu u yüksek olan altyap projelerine yapt yat r mlar sonras nda emisyonlar, 2010 y l nda 1.7 milyar/ ton rakam na yükselerek tarihindeki en yüksek art gördü. 2020 y l ilk çeyrek karbon emisyonlar de erlerine bak ld nda nerdeyse yüzde 8 civar nda azalarak, 2010 y l ndan bu yana en dü ük seviyesine inecek. Bu dü ü 2008 y l nda küresel mali krizden kaynaklanan 400 milyon tonluk rekor dü ü le k yasland nda alt kat fazlas olacak.
elemanlara ulaşım zorluğu gibi nedenlere bağlı olarak rüzgar, güneş ve batarya teknolojilerinin büyümesinde sıkıntı olacağını ifade eden Bülent Şen, şöyle devam etti: “Ülkelerin uyguladığı karantinalar, fabrikaların geçici kapanması, teknoloji ve tedarik zincirinde üretim kaybına yol açacak. Özellikle doların artışı ve diğer ülke para birimlerinin salgınla birlikte düşüşü ve proje maliyetlerinin artmasına bağlı olarak rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji projelerinin yavaşlayabileceği öngörülebilir. Karantina sürecinde; sanayi solar çatı ve konut solar çatı panellerinin üretim zincirindeki sıkıntılar ve konut sektöründeki yaşanan düşüşler ve ev yenileme işlemlerinin de yavaşlayacağı görülüyor. Yenilenebilir enerji kaynakları ile sanayi-konut çatı ve cephelerde kurulacak güneş enerji santralleri, enerjimizi daha verimli kullanarak oluşturacağımız kaynaklar ile iklim değişikliği ile mücadele edebiliriz.”
“SÜRDÜRÜLEBILIRLIK DE VIRÜS KURBANI OLABILIR”
COVID-19 sonrası, Avrupa Birliği’nin öncülüğünde yeşil ekonomi ya da yeşil paketin bir kısmının erteleneceği ve sürdürülebilirliğin de virüs kurbanı olabileceğini söyleyen Bülent Şen, Avrupa Birliği içindeki yenilenebilir enerji projelerine verilecek teknik destek, finans süreci ve izleme süreçlerinin kısmi de olsa yavaşlayabileceğini vurguladı. Şen, pandeminin küresel enerji sistemine etkisini ölçmek için yayınlanan Küresel Enerji Görünümü başlıklı rapora göre, koronavirüs krizi nedeniyle 2020 yılında enerji talebinde yaşanacak düşüş nedeniyle, 2008 mali krizinin etkisini gölgede bırakarak, küresel bazda karbon emisyonlarında rekor düşüşün gelebileceğini ifade etti. Söz konusu raporda, enerji talebinin dünya genelinde yüzde 6 civarında düşeceğinin ve bu oranın 2008 küresel mali krizinde düşüşe kıyasla yedi kat daha büyük olacağının belirtildiğini bildiren Şen, “Rapora göre bu eğilim toplam enerji talebindeki düşüşle birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan artma nedeniyle, kömür ve doğalgazda düşüş daha keskin olacak. 20182019 yıllarında AB, Çin ve ABD’deki talebin azalması ile kömür fiyatlarında yüzde 10’luk düşüşler yaşandı ama dünya genelinde son yıllarda iklim değişikliği konusunun devamlı gündemde olmasına rağmen ucuz ve sürekli enerji kaynağına ulaşmanın çok daha önemli olduğunu ama buna karşılık atmosfere karbon salımının da arttığını görmekteyiz. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre 2008 finansal krizi sonrasında, 2009 yılında ölçülen karbon emisyonları 400 milyon ton azalsa da sonrasında ülkelerin karbon yoğunluğu yüksek olan altyapı projelerine yaptığı yatırımlar sonrasında emisyonlar, 2010 yılında 1.7 milyar/ton rakamına yükselerek tarihindeki en yüksek artışı gördü” dedi.