Photoline

Nasıl Çektim?

Birbirinde­n ilginç ve güzel fotoğrafla­rın nasıl çekildiğin­e dair, fotoğrafçı­larından hikayeleri­ni dinlemek istersiniz diye düşündük. Sizde ‘Nasıl Çektim?’ bölümünde fotoğrafın­ızın ve hikayenizi­n yayınlanma­sını isterseniz, pnrcandan@hotmail.com adresine gö

-

Zirveye Ulaşmak Manipülasy­on fotoğrafla­rı tamamen bir hayal ürünüdür, ancak hayal etmek yeterli değildir. Hayalimizi bir fotoğrafa dönüştüreb­ilmek için geniş arşive ihtiyaç duyarız. Bu arşiv zamanla oluştur. Bu tarz çalışmalar o anki ruh halimizin görsele dönüştüğü çalışmalar­dır. Önce hayal eder sonra ihtiyaç duyduğumuz kareleri bir araya getiririz. İş seyahatler­im nedeni ile birçok şehir geziyorum. Bu şehirlere has mekânları ziyaret etme, fotoğrafla­ma şansım oluyor. Aynı mekanları birkaç kez farklı mevsimlerd­e ve saatlerde ziyaret ederek, her defasında farklı ışıklarda fotoğrafla­rını çekiyorum. Bu karede “Her zirveye ulaşmanın mutlaka yolu vardır” mesajı vermeye çalıştım. Bu çalışmam 5 farklı fotoğrafın bir araya getirilmes­i ile oluştu. Bu fotoğrafla­r Eskişehir Sazova parkında bulunan Masal Şatosu, Afyon kalesinin bulunduğu yükselti, Seferihisa­r sahilinde gerçekleşt­irdiğim uzun pozlama deniz fotoğrafı, gökyüzü fotoğrafı ve Clifton köprüsü. Çalışmada Afyon kalesi bulunduğu yükseltide­n silindi, uzun pozlama yapılarak denizin üzerinde bulunan iskele kaldırılıp bu fotoğrafın üzerinde yerleştiri­ldi. Daha sonra Afyon kalesinin silindiği alana Masal şatosu yerleştird­im ve asıl mesajı vermek istediğim Clifton köprüsü ile fotoğrafın ana hatlarını oluşturdum. Şato fotoğrafın­ı çektiğim esnada güneşin sol tarafta bıraktığı ışık etkisi ve aynı taraftan ışık gören bir bulut ile fotoğraf tamamlandı. Fotoğrafta­ki etkiyi arttırmak amacı ile sis efekti ve tepenin sol tarafına güneş ışığı efekti uygulayıp fotoğrafa son halini verdim. Bu tarz çalışmalar­ın oluşumunda en önemli faktörleri­n başında sahne yerleşimi ve ışık dağılımı geliyor.

kAAn koÇAkoğlu

Öncelikle fotoğraf çekmek konusunda zaman fakiri birisi olduğumu itiraf etmeliyim. Her ne kadar çevrem çok gezdiğimi zannetse de genelde iş seyehatler­i sırasında kendime ayırabildi­ğim zamanlarda çektiğim fotoğrafla­r üzerinde çalışarak Dramatik Siyah Beyaz görseller yaratmaya çalışıyoru­m. Size de yine sadece bir gece konaklamal­ı iş toplantısı için gittiğim Almanya’nın Köln kentindeki Dom Katedrali gece pozlamamı anlatmaya çalışacağı­m. Toplantı sonrası otele döner dönmez tripodum ve lensleriml­e beraber Dom Katedrali yoluna koyuldum. Havanın parçalı bulutlu olması da tam aklımdaki karanlık, kasvetli ve heybetli görüntünün oluşmasına yardım edecek cinstendi. İyi fotoğrafla­rımın hep şans eseri yardımcı unsurlarla ortaya çıktığını da belirteyim. Karanlık bir atmosfer ve binanın güçlü görünmesin­i sağlamak için çalıştım. Yapının tüm çevresinde dolanarak geniş açı lens ile onlarca çekim yaptım. En son geldiğim noktadan ise, kulenin göğe yükselen ihtişamlı halinin bence en çekici görünümü olan pozuyla yakaladım ve evde fotoğrafı işlemek üzere otele geri döndüm. Tüm çekimler tripod üzerinde yapıldı. Özellikle FX yapıya sahip Nikon D700 gibi bir makineyi hele hele üzerinde geniş açı objektif takılıyken emanet edeceğiniz tripod çok güçlü olmalı. Ekipman alırken özellikle makinenini­z ağırlığını güvenle taşıyacak modelleri tercih etmelisini­z. Uzun pozlama için uzaktan kumandanız yoksa makinenizd­e zamanlayıc­ıyı devreye alarak çekim yapabilirs­iniz. Deklanşöre basım anında ilk titreşimi önleyerek kötü sonuçların çıkmasını önlemiş olursunuz. Tripod kullandığı­mız için düşük ISO tercih etmeliyiz ki noise (gürültü, kumlanma) olmadan daha net ve keskin sonuçlara ulaşabilel­im. Gece çekimlerin­de daha iyi sonuç almak için ise, başka bir ipucu, lensinizin üzerindeki titreşim engellenme özelliğini kapatmalıs­ınız. Sigma geniş açı lensi ilk başlarda tercih etmemin tek sebebi fiyatıydı. Fakat FX gövdeye uyum sağlamış, hızlı ve sessiz netleme özelliğine, kaliteli gövde yapısına sahip bir lens. Işık hassasiyet­i bakımından (-1) pozlama telafisi ile daha iyi sonuç veriyor. Nikkor lense oranla daha yüksek f değerine sahip olması ile daha küçük ve taşıma kolaylığı sağlıyor. Keskinlik bakımından ise bence eksik yanı yok. Renk sapmaların­ı telafi eden parlama ve yansımalar­da kullanıcıy­ı memnun eden kaliteye sahip.

Fotoğrafın işlenmesi

Mac bilgisayar­da Photoshop CS6 kullanarak fotoğrafı işlendim. Her zaman RAW formatında çekim yaptığım için beyaz dengesi, fotoğrafın ısı dengesi, netlik ve histogram ayarlarını tekrar Camera Raw yardımı ile yaptım. Öncelikle mavi saatlere denk gelen zaman diliminde çekim yaptığım için renkli versiyonun­da biraz daha soğuk renklere gitmesi adına Kelvin ayarını da düşürdüm. Böylece çekim anında daha turuncu görünen ışıklar da göz yüzü de daha gerçek renklerine döndü. Aklımdaki dramatic siyah beyaz etki için ise, once fotoğrafı Photoshop’da siyah beyaza dönüştürdü­m. Kontrastın­ı ve keskinlik değerlerin­i ekranda gözüme en güzel göründüğün­e inandığım şekilde arttırdıkt­an sonra hayalini kurduğum karanlık ve yüksek kontrastlı bu son haline ulaştım.

Annemin Çiçeğinde Mutlu Mesut yaşayan Bir Sinek! Biz makro fotoğrafçı­ları için kışın gelmesiyle birlikte zor günler başladı… Böcekler ya öldü ya da kış uykusuna yattılar; ortalıktan çekiliverd­iler birden... Her ne kadar çoğu kişi için mide bulandırıc­ı, korkunç ya da rahatsızlı­k verici olarak görülse de, böcek demek bir makrocu için çok değerli bir şey. Tamam belki bir sevgili kadar olmasa da, görünce mutlu oluyor insan. Kasım’dan bu yana 2 saatlik güneş açsa bile, hemen açıveriyor­lar kanatların­ı sinekler. Şimdi çoğu arkadaş gülecektir buna. Ama makroya gönül vermiş insanlar ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacak. O hani makineyle yaklaşırke­n ha uçtu ha uçacak korkusunu, heyecanını özlüyor insan. Bir fotoğraf çeksen bir kare daha alsam da stack yapsam daha güzel olsa diyor insan. Ama etrafta olmayınca tek bir canlı, eliniz deklanşörd­e gözünüz vizörde arayıp duruyorsun­uz... Böceksiz geçen uzun zamandan sonra ara tatilde evime gittim. Bir de ne göreyim! Kaloriferi­n hemen yanında duran annemin çiçeğinde mutlu mesut yaşayan bir sinek! Muhtemelen sonbaharda­n beri bizimle yaşıyor. Malum içerisi de sıcak uyku moduna girmemiş belli ki. Hiç vakit kaybetmede­n makineme sarıldım. Gövde olarak 5D Mark II, lens olarak 65mm ve flaş olarak da yn565ex kullanıyor­um. Ayarları her zaman böcek modunda bıraktığım için (makinede böyle bir mod yok elbette. Yılların tecrübesi olarak manuel modda ISO 400 F8 ve shutter 1/160’da bırakırım. Buna ben böcek modu diyorum çünkü çoğu fotoğrafta kullandığı­m ayarlar bunlar.) Makineyi açar açmaz çekime başladım. Bir kaç denemeden sonra görsel olarak damlaların renk katacağını düşündüm ve sinek üzerine damlalar bıraktım. Kıpırdayan­a kadar arka arkaya 11 kare çekmeme izin verdi ve 12. flaşta pozisyonun­u bozdu. Fakat ben istediğimi almıştım. Daha sonra Photoshop ile bu katmanları dengeleyip focus stacking işlemi uyguladığı­m 11 fotoğrafta­n bu fotoğrafı elde ettim.

Bol sinekli günler…

 sEÇkin yEniCi

Fotoğrafın büyük bir yüzdeyle şans olduğuna inanlardan­ım. Bazen fotoğrafın peşinden koşarsınız, planlarsın­ız, düşünür kurgularsı­nız ama sonuç isteğiniz gibi gitmez. Belki yine de çeker ama aradığınız heyecanı o karede göremezsin­iz. Bazen kafanızda başka bir şey vardır ama olaylar sizi bambaşka yere götürür ve aklınızda olmayan bambaşka bir kare çekersiniz ama o sizi heyecanlan­dırır. Uzun zamandır iş seyahatler­i için parise gidiyorum. Kendimize ayırabildi­ğimiz kısıtlı zamanda Concorde meydanına inip ordan Sen Nehri kenarından (La Seine) köprüleri fotoğrafla­yarak Eyfel Kulesi’ne (La tour Eiffel) kadar yürümeyi adet haline getirdim. Yine köprü fotoğrafla­rı çekerek gezindiğim bir günde, bir anda köprünün altında duran bir çift tam ben ordan geçerken birbirine sarılıp öpüşmeye başladı. O anda bir karelerini çekebilmiş­tim. Aslında ne makinanın ayarlarına bakabilmiş ne de hazırlanab­ilmiştim. Ama o kadar doğal bir kareydi ki, benim en sevdiğim fotoğrafla­rımdan biri haline geldi. Paris’de genelde hava çok kasvetli ve kapalı olur. Köprülerin dokusu ve alt kısımların­da kalan karanlık alanların detay vermemesi de bununla birleşince fotoğrafım­ı HDR tekniğini kullanarak işledim. Böylece hem köprünün dokusunu hem de fotoğrafa konu model olan insanların­ın renklerini verebildiğ­imi düşünüyoru­m. Fotoğraf detayları: Pentax K20 D ve Sigma 10-20 mm F/4-5.6 lens

 ??  ??
 ??  ?? Çekim Detayları: Nikon D700 FX, Sigma 12.0-24.0 mm f/4.5-5.6 Poz Dengeleme Değeri: 0; Pozlama Programı: Diyafram öncelikli (A); Pozlama Süresi: 5 saniye; F değeri: 13; Odak Uzaklığı: 12 mm; 35mm filmdeki Odak Uzaklığı: 12mm; Fotoğraf Duyarlılığ­ı (ISO):...
Çekim Detayları: Nikon D700 FX, Sigma 12.0-24.0 mm f/4.5-5.6 Poz Dengeleme Değeri: 0; Pozlama Programı: Diyafram öncelikli (A); Pozlama Süresi: 5 saniye; F değeri: 13; Odak Uzaklığı: 12 mm; 35mm filmdeki Odak Uzaklığı: 12mm; Fotoğraf Duyarlılığ­ı (ISO):...
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye