Renklerin Etkisi
Renkler fotoğrafın heyecan verici, canlı, gizemli ya da hüzünlü hissedilmesini sağlayan en önemli faktörlerden biridir.
Renkler fotoğrafın heyecan verici, canlı, gizemli ya da hüzünlü hissedilmesini sağlayan en önemli faktörlerden biri. Fotoğrafta renklere hakim olabilmek için onu iyi tanımak lazım.
Bazı yerlerin rahatlatıcı ve huzurlu olduğunu düşünerek tekrar gitmeyi istediğimiz anlar çok olmuştur. Tam aksine bir an önce oradan ayrılma isteğine kapıldığımız yerler de olmuştur. İşte tüm bu duygulanımların oluşmasında renkler çok önemli bir rol oynar. Peki renklerin duygularımızı ve zihnimizi etkileyebildiğinin ne kadar farkındayız?
Etrafımızı saran renkleri görüp onlardan keyif alsak da bizde yarattıkları duyguları, algılarımızı nasıl etkilediklerini bilinçli olarak fark etmiyor olabiliriz. Renkler ruh halimizi etkileyip güçlü bilinçaltı mesajları verirler.
Çekime başlarken fotoğrafımızı etkileyecek, kameramızın ayarları, aydınlatma, objemiz gibi bir çok faktör olduğunu biliriz. Renkler bunların en önemlilerindendir, bu nedenle renkleri tanımak ve kullanmayı bilmek fotoğrafçılığımıza önemli katkılarda bulunabilir.
Renkler bize hikayemizi görsel olarak anlatabilme ve duygusal düzeyde iletişim kurmakta yardımcı olurlar. Fotoğrafın heyecan verici, canlı, gizemli ya da hüzünlü hissedilmesini sağlayan en önemli faktörlerden biridir. Fotoğraf karesinde renkler dışında her şey tam anlamıyla yerine oturmuş olsa da elde edilen görüntüyle izleyici etkileşime geçemeyebilir, fotoğraf etkileyiciliğini yitirebilir.
Renkler doğru kullanıldığında ise, gözleri hemen kendine çevirir ve yakalar. Bir görüntüde ana konuyu vurgulayan parlak bir renk izleyiciyi hemen çeker. Ayrıca hikayenin geçtiği zaman ve mekan renklerinden ayırt edilebilir, hikaye anlatımınına katkısı olur.
Hepimizin bildiği üzere renk ışık ve enerjidir. Gördüğümüz renkleri iki ana ışık kaynağı yaratır. Elbette ilki güneş, diğeri yapay ışık kaynaklarıdır. Her yüzey ışığı farklı emer ve yansıtır. Örneğin bir çilek renk yelpazesi içerisindeki kırmızı ışınlar hariç tüm ışığı emer. Kırmızı ışınlar işlenmek üzere yüzeyden gözümüze yansır. Göz bebeğimizden girerek, mercekten geçer ve retina adını verdiğimiz gözün arka tarafına ulaşır. Bu bölümdeki ışık algılayıcıları beyne gözün ne gördüğüyle ilgili sinyal gönderirler.
Tüm bilgi ve teknolojik imkanlara rağmen hala tam olarak anlamadığımız renk ve ışık unsurları bulunur. Aslında renkleri görebilme hala biraz gizemlidir ve tüm fiziksel özellikleri bilinmesine rağmen beynimizin gözlerimiz tarafından toplanan bilgileri nasıl değerlendirdiği yoruma açıktır.
Fotoğrafımızın renklerini dikkatli bir şekilde seçerek, ayarlayarak ya da manipüle ederek etkileyici ve ince anlamlar yüklediğimiz fotoğraflar oluşturabiliriz. İzlediğimiz bir çok filme dikkatlice baktığımızda renk filtreleri kullandıklarını fark edebiliriz. Bu renk filtreleri izleyiciyi belli bir ruh haline sokmak, hikaye akışına uygun bir duygu durumuna sokmak için kullanılır. Renklerin önemi yaşamın her alanında onları gören insanlar üzerinde sahip olduğu zihinsel ve duygusal etkilere dayanmaktadır. Düşüncelerimizi ve gerçekliğimizi etkileyen derin bilinçaltı anlamlara sahiptir. Renkler popüler kültürün de bir parçasıdır. Örneğin futbol takımlarının renklerinin taraftarlar açısından benimsenmesi önemlidir. Hatta sahaya çıkarken tercih edilen forma renklerinin takımların ya da sporcuların başarılarına etki edip etmediğine dair bilimsel araştırmalar bile yapılmaktadır. Son zamanlarda renklerin insanlara şifa vermek amacıyla kullanıldıklarını biliyoruz. Böylece, bir kişinin zihinsel veya fiziksel sağlığını da etkileyebildiğini anlıyoruz. Her renk belirli bir titreşime sahiptir ve bu titreşimler vücudumuzdaki belli frekans ve enerjileri etkilemek için kullanılabilir. Örneğin araştırmalar, kırmızı rengin bakan bazı insanların kalp atışlarını arttırdığını daha sonra kan akışına ek adrenalinin pompalanmasına yol açtığını gösteriyor. Gün boyunca renk seçenekleri ile karşı karşıya kalırız. Günün ilk kararı sabah ne giyeceğimizi düşünürken verilir. Çoğu kez giysilerimizi o günkü hislerimize ya da karşı tarafa hissettirmek istediğimiz duygulara yönelik olarak seçeriz. Giysi seçiminden daha önemli olan elbette ki işimizle ilgili olan renk seçimleridir. Renk araştırma, planlama ve tasarım sürecinin önemli bir parçasıdır. Bir tasarıma başlamadan önce mesajı iletebilmek için uygun olan renkleri seçmemiz gerekir. Renklerin duygular üzerindeki etkileri iş ve sanat alanında iyi bilinir ve fiziksel etkileşim oluşturması için çok fazla kullanılır. Tıpkı fotoğrafçılar gibi ressamlar ve tasarımcılar için de renk- lerin avantajlarının nasıl kullanılacağı çok önemlidir. Renkler sözsüz iletişimdir ve mürekkeplerin ötesine geçen anlamlara sahiptirler. Basılı yayınlar, web siteleri ve logolar hazırlanırken renklerin karşı tarafa nasıl etkileşim vereceğini göz önünde bulundururlar. Renklerin insanların çoğunluğu nasıl etkilediğini bilmek fotoğraf dahil olmak üzere tüm tasarım yapanların müşterilerine sunabileceği son derece değerli bir uzmanlıktır. Pazarlama ve reklamcılık renkleri tüketiciyi yönlendirecek şekilde kullanmaları ile bilinir.
Dijital fotoğrafçılık renkleri ayarlayıp değiştirme, üzerinde oynama olanakları ile fotoğrafçıların, çevrelerindeki dünyaya kendi yorumunu katma imkanı vererek yaratıcı olanaklar sunmuş, fotoğrafçının anlatım gücünü artırmıştır.
Peki çekim yaparken renkleri ayarlayabilir miyiz? diye bir soru aklımıza gelebilir. Elbette renkleri kontrol edebilmek için bir şeyler yapabiliriz. Işık fotoğraf oluşturmak için gereken
en temel şeydir. Işık olmadan fotoğraf oluşamaz. Işık aynı zamanda renk üretme kabiliyetine de sahiptir. Renk belirli ışık frekansları tarafından üretilir ve bu görünür ışık olarak da bilinir. Bu yüzden ışık renkleri muazzam bir şekilde değiştiren faktörlerden biridir. Çekim yaparken renkler günün saatine, ışık koşullarına bağlı olarak değişecektir. Tüm bunların nasıl olduğunu anlayabildiğimiz zaman renklerin nasıl görüneceği konusunda biraz kontrol sahibi olabiliriz. Işığın etkisiyle aynı obje günün çeşitli saatlerinde fotoğraflandığında ortaya farklı sonuçlar çıkar. Örneğin gün ışığında yapılan bir çekimde renkler daha parlak olacak, akşam üzeri yaptığımız bir çekimde ise doymuş renkler hakim olacaktır.
Renkler duygulanımı, kompozisyonu bu nedenle tüm fotoğrafı etkiler. En temel seviyede renkler soğuk ve sıcak olarak iki genel kategoriye ayrılır. Soğuk renkler arasında mavi, yeşil ve mor bulunur. Sıcak renklerden biraz daha hafiftirler. Onlar suyun, doğanın ve gecenin renkleridir ve genellikle yatıştırıcı, rahatlatıcı ve sakindirler. Soğuk tonlarda biraz yalnızlık ve üzüntü hissi vardır. Mavi renk yelpazesinde soğuk olan tek ana renktir. Diğer soğuk renkler mavi ile sıcak bir rengin birleşiminden oluşmuştur. Yeşil rengin mavi ile sarı, mor rengin ise mavi ve kırmızının karışımı olması gibi. Diğer soğuk renkler karıştıkları sıcak renklerin de özelliklerini alırlar. Yeşil renk doğanın rengidir. Mavinin sahip olduğu sakinleştirici özellikleri taşırken aynı zamanda da sarı rengin enerjisini de yansıtır. Yeni bir başlangıca ve büyümeye işaret ettiği gibi yenilenme ve bolluğu da ifade eder. Mor renk ise kırmızı ve mavinin birleşimidir. Yaratıcılık ve hayal gücünü temsil eder. Tayland’da mor rengin yas tutan kadınların rengi olduğunu duymuştum, oysa biraz daha açığı olan lavanta rengi bizde romantizmi temsil eder. Sıcak renkler içerisinde kırmızı sarı ve bu renkler arasında çeşitlenen turuncu bulunur. Bu bahsettiklerimiz günbatımının ve doğumunun renkleridir. Sonra düşen yapraklar ve ateş aklımıza gelir. Genelde enerji verici, tutkulu ve pozitiftir. İnsanların iştahını açmak mı istiyoruz? Öyleyse sarı ve turuncu renkleri rahatlıkla kullanabiliriz. Bu renkler genellikle yiyecekleri çağrıştırır ve iştahımızı açabilir. Zaten çevremizdeki yiyecek markalarına baktığımızda bunun ne kadar doğru olduğunu fark edebiliriz. Tasarımlarımızda tutku, mutluluk, coşku ve enerjiyi yansıtmak için sıcak renkler kullanabiliriz.
Çekim yapmadan önce fotoğrafımızdaki her ögenin tasarımımıza nasıl bir katkıda bulunduğunu anlamak için zaman ayırmak ve seçeneklerimizi keşfetmek çok önemli olabilir. Sonuçta hangi seçeneği değil neden seçtiğimizi bilmek kendimizi daha iyi ifade edebilmekte önemli bir adım olacaktır…