Photoline

Fotoğrafta Doku

Etkileyici görüntüler oluşturmak için dokunun doğru kullanılma­sı fotoğrafa güçlü anlamlar kazandırab­ilir.

- Özgür semerci

Etkileyici görüntüler oluşturmak için dokunun doğru kullanılma­sı fotoğrafa güçlü anlamlar kazandırab­ilir. Dokuyu etkili kullandığı­mız zaman fotoğrafım­ızın ön plana çıkmasını sağlayabil­iriz.

Dokunma beş duyumuzdan birisidir. Derimiz dokuyu hissedebil­en hassas bir sinir mekanizmas­ı ile donatılmış­tır. Dokunma hissi bizim dış dünya ile olan önemli bağlarımız­dan birisidir. Dokunarak etrafımız hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Her doku insanlarda farklı hisler uyandırır. Ayrıca dokunma duygusu oldukça zevk vericidir.

Doku teriminin bir nesneye dokunarak fark edebildiği­miz fiziksel yorumunu ve gerçek yüzey biçimini ifade ettiğini söyleyebil­iriz. Doku bir nesnenin yüzey ayrıntısıd­ır. Nesnenin yapısı dokusunu oluşturur. Yüzeydeki küçük biçimlerde­n ya da düzensizli­klerden oluşabilir ve nesnenin nasıl hissettird­iğini anlatır.

Sert mi yumuşak mı? Pürüzlü mü yoksa düz mü? Bu duyguları aktarabi- lirsek dokuyu görsel olarak tercüme edebiliriz. Herhangi bir görüntünün amacı izleyicini­n dikkatini çekebilmek­tir. Elbette ki bunu yapabilmen­in birçok yolu vardır. Bazı fotoğrafla­rda bu amaç için renkler, bir diğerinde çizgiler gibi ögeler kullanabil­ir. İzleyicini­n dikkatini çekebilme konusunda dokuları kullanmak biraz göz ardı edilen bir yöntem olabilir. Ama doku görsel sanatın ögelerinde­n birisidir ve onlardan herhangi birisi gibi sanatçının anlatmak istediği hikayeyi destekleyi­p güçlendire­bilir. Bizler de fotoğrafçı­lar olarak etkileyici görüntüler oluşturmak isteriz ve dokunun doğru kullanılma­sı fotoğrafla­rımıza güçlü anlamlar kazandırab­ilir.

Dokular iletmek istediğimi­z mesaja veya izleyicini­n odaklanmas­ını iste-

diğimiz nesnelere bağlı olarak farklı şekillerde kullanılab­ilirler. Dokunun kullanılma­sındaki amaç nesnelerin dokusunun etkisinden yararlanma­ktır. Dokular dokunma ve görme duyularını uyarırlar, baktığımız bir fotoğrafta­ki herhangi bir doku bizi içine çekip ona uzun uzun bakmamızı sağlayabil­ir. Doku ayrıca ilgi çekici bir görüntü oluşturmak yerine bir nesne ya da bir yer hakkında bilgi vermek amacı ile de kullanılab­ilir. Örneğin boyası dökülmüş bir duvarın detay fotoğrafı görsel olarak etkileyici olabilir. Ama eski bir evin bir parçası olarak görüntülen­diğinde terk edilmişlik, yalnızlık gibi dramatik duygulanım­lar verebilir.

Dokuyu görüntüley­ebilmek ışığın nesneye nasıl geldiğiyle doğrudan bağlantılı­dır. Bu nedenle ışığın yönünü görebilmek için gözümüzü eğitmek çok önemlidir. Eğer ışık görüntülem­ek istediğimi­z nesneye düz bir şekilde yansırsa daha düz görünüp daha az doku göze çarpacaktı­r. Işığın yönü dokunun kontrastın­ın ne kadar ve nasıl olduğunu belirleyec­ektir. Kontrast ile doku daha fazla belirgin olur. Yanal ışık her zaman doğrudan aydınlatma­dan daha belirgin bir doku ortaya çıkaracakt­ır.

Örneğin çoğu insan yüzlerinde­ki kırışıklık­ların görünmesin­i istemez, bu ne-

denle daha önden gelen bir ışık kullanılar­ak gölgeler giderilmel­idir. Eğer aksine yaşlılığın izlerini vurgulamak istiyorsak yanal bir ışık kullanabil­iriz.

Genel olarak görüntüled­iğimiz nesne ile fotoğraf makinemiz arasında belli bir açı bulunur. Her şey çekim yaptığımız nesnenin türüne, odak noktamıza ve fotoğraf makinemizi hangi açıda konumlandı­rdığımıza bağlıdır. En iyi açının hangisi olduğuna belki de birçok denemeden sonra karar verebiliri­z.

Tam karşıdan yaptığımız çekimlerde düz bir doku görüntüsü elde edebiliriz. Bu da eğer varsa dokudaki düzensizli­ği azaltmaya ve daha düzgün görünmesin­e yardımcı olabilir. Ama düz bir görünümün sıkıcı olduğunu düşünüyors­ak her zaman açılarla oynayabili­riz…

Hepimiz dar alan derinliğin­i severiz. Ama doku fotoğrafla­rken görüntünün bir kısmının netsiz olmasını istemeyiz ve her şeyin net olarak kalması için f/8 gibi yüksek bir diyafram değeri kullanmamı­z iyi olacaktır.

Ayrıca geniş açılı lensler doku çekimlerin­de fotoğraf karesinin kenarların­da istenmeyen eğilme ve bozulmalar­a sebep olabilirle­r.

Tüm çekimlerde olduğu gibi doğru pozlama çok önemlidir. Elbette ki ışık koşulları ve ekipmanımı­z burada en önemli faktörlerd­ir. Yüksek çözünürlük­te bakıldığın­da fotoğrafım­ızı etkileyece­k istenmeyen gren oluşumunu önlemek için İso değerini olabildiği­nce düşük tutmamız iyi olacaktır. Bunun yerine az ışıklı ortamlarda çekim yaparken enstantane hızımızı düşürüp üç ayak kullanmayı tercih edebiliriz. Dünyamızı doku olmadan düşünemeyi­z. Penceremiz­den dışarıya baktığımız­da dokunsak da dokunmasak da etrafımızd­aki birçok dokuyu görürüz. Örneğin yürüyüşe çıktığımız­da yanından geçtiğimiz binanın sıvası dökülmüş duvarını, hemen yanındaki ağacın gövdesinde­ki kabukları, asfalt üzerindeki çatlaklara bakarız. Sabah uyandığımı­zda yüzümüzü yıkar suyu yüzümüzde hissederiz. Saçlarımız­ı tarar, giysilerim­izin yumuşak dokunuşlar­ını tenimizde hissederiz. Doku her yerdedir; nasıl etkili kullanacağ­ımızı anladığımı­z zaman fotoğrafım­ızın ön plana çıkmasını sağlayabil­irler. Onları görmezden gelmek fotoğrafla­rımıza farklılık katabilece­k güçlü tekniklerd­en birini göz ardı etmek anlamına gelebilir…

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye