Ara Güler’e Merhaba
Geçtiğimiz Ekim ayında kaybettiğimiz Büyük Usta Ara Güler’e bu sayımızda geniş bir yer ayırdık. İlk önce sevgili Ara Güler’le olan anılarımı sizlere nakledeceğim ve daha sonra seçtiğim, ona ait iki adet fotoğrafı yorumlamaya çalışacağım.
Geçtiğimiz Ekim ayında kaybettiğimiz Büyük Usta Ara Güler’e bu sayımızda geniş bir yer ayırdık. İlk önce sevgili Ara Güler’le olan anılarımı sizlere nakledeceğim ve daha sonra seçtiğim, ona ait iki adet fotoğrafı yorumlamaya çalışacağım. Lise birinci sınıftayken ünlü bir sanatçı olan resim öğretmenimiz Nevin Çokay telaşla sınıfa girdi ve bize Ara Güler’in, Picasso’nun fotoğrafını çektiğini, bunun çok önemli bir şey olduğunu söyledi. Zannedersem yıl 1971 falan.. Hepimiz Picasso’yu biliyorduk ama Ara Güler ismini ilk defa o gün duyduk. 1977 yılında ilk stüdyomu açtım ve profesyonel fotoğrafçı olarak meslek hayatıma başladım. Sevgili Ara Güler benim uzaktan da olsa takip ettiğim ve çok saygı duyduğum üstadımdı artık. Bir yerde ismi geçtiği zaman hemen kulak kesiliyordum ama taa 2001 yılına kadar tanışmak kısmet olmadı. Yıllar yılları kovaladı, ben “foto muhabirliği” de dahil fotoğrafın her dalında çalışmış, üstelik bir de bu işin mektebini bitirmiş bir fotoğrafçıydım 2001 yılında. Tarih Kurumu’nun düzenlediği “Fotoğrafın Tarihsel Belge Olarak Anlamı” adlı, bir günlük atölye çalışmasında sunum yapmak üzere çağrılmıştım. Etkinliğin broşürü elime geçince gözlerime inanamadım, sunum yapacak fotoğrafçılardan biri de Ara Güler’di..! Hem çok sevindim, hem de acayip heyecanlandım. Bu çalışmaya Ara Güler, Yavuz zırhlısının sökülüşünü anlatan “Kahramanın Sonu” adlı filmle, ben de “Masa Üstünde Foto Safari” başlıklı dia gösterimle katılmıştım. Atölye çalışmasını yöneten Alman Tarihçi Prof. Dr. Klaus Tenfelde; Ara Güler’e fotoğraf yerine filmle katıldığı için, bana da anlattıklarımı anlayamadığı için hafiften bir fırça atmıştı. Bu duruma Ara Güler çok sinirlendi ve “Ben zaten foto muhabiri bir herifim kardeşim, beni bir daha böyle yerlere çağırmayın.!” diye masadan kalktı ve gitti seyircilerin arasına oturdu. Ben masada kalıp, kendi payıma düşen eleştirileri zevkten dört köşe olmuş bir şekilde dinlemeye devam ettim. Düşünsenize, katıldığım ilk atölye çalışmasında hayranı olduğum Büyük Usta Ara Güler’le kader birliği ediyordum. Unutulmaz bir anı olmuştu benim için.