Nasıl Çektim?
Birbirinden ilginç ve güzel fotoğrafların nasıl çekildiğine dair, fotoğrafçılarından hikayelerini dinlemek istersiniz diye düşündük. Sizde ‘Nasıl Çektim?’ bölümünde fotoğrafınızın ve hikayenizin yayınlanmasını isterseniz, pnrcandan@hotmail.com adresine gönderebilirsiniz. Ilknur TURAN
Kelebek fotografçılığı zordur. Benim de tarzım olduğu söylenemez. Derneğimizin doğa fotoğrafçılığı atölyesine katılana kadar çok da ilgimi çekmiyordu. Ancak denemek istedim ve atölyeye katıldım. Anladım ki oldukça keyifliymiş. Eğer kelebek çekecekseniz, ayağınızda rahat bir ayakkabı ve üzerinizde tozlanmasına ve kirlenmesine müsaade edebileceğiniz kıyafetleriniz olmalı. Sabah erken saatte çekime çıkarsanız, kelebeklerin uykudan yeni uyanmış olduklarından ve sabahın çisi üzerlerine yağdığından haraket etmekte zorlandıklarını görürsünüz. işte o zaman, rahat fotoğraf çekebilirsiniz. Ancak güneş ısıtmaya başladığında yerlerinde duramazlar. Bu saatler en haraketli oldukları saatlerdir. Akşam üzeri yorgun düşerler ve kendilerine uyuyacak yer ararlar. 0 zaman da rahatlıkla çekebilirsiniz.
Genelde dere sazlık kenarlarında daha çok bulunan kelebekleri bulduğunuz andan itibaren marathon başlıyor demektir. Kelebeği sessizce takip etmeliniz. Ayak sesinizden dahi etkilenip derenin diğer kıyısma kendini atabilir. Peşinden yılmadan koşmalısınız. 0 gün kaç km koştuğunuz veya yürüdüğünüzün farkına bile varmazsınız. Nadir bulunan bir kelebek türünü çekecekseniz, kelebeği 90 derece açıyla tam karşınıza alarak çekmelisiniz. lşıgın kelebeğe vurduğundan emin olmalısınız. Kanatlarını açtığı anda gözlerine netleyerek denklanşöre basmalısınız. Beslendiği bitki üzerinde yakalarsanız tadıdan yenmez o fotoğraf.
Kanat üstü, kanat altı her türlü çekmelisiniz. İşte bu arada kaç km peşinden koştuğunuzu anlayamazsınız. En ünemli kural, türü az olan bu sevimli hayvanlara asla zarar vermiyor olmak! Fotoğrafı, kelebeği elimize alarak çekmiyoruz. En değerlisi, peşinden koşarak ve emek harcayarak çekilendir. Kelebek çekiminde genellikle makro Lensler kullanıLır. Bende 70- 300 Lens olduğu için, bu keyfin tadına 70-300 ile vardım .
Nejdet DÜZEN
HDR’nin fotoğraf dünyasında seveni de çok sevmeyeni de çoktur. Google’a ‘HDR’ yazın ve neden sevilip neden sevilmediğinin cevabını alırsınız. Arama sonuçlarında floresan renkler, bozuk pikseller, noiseler ve halo efektleri olan HDR çalışmalar sevmeyenleri haklı çıkarıyor. Oysa HDR teknikleri, doğru kullanıldığı takdirde çarpıcı görüntüler elde edersiniz.
HDR tekniğinin uygulaması çok basit olmasına rağmen renk, gren ve netlik ayarları başlıca sorunlardır. Bu tekniği iyi bir şekilde uygulamak için internetteki tutorial ve makaleler size çok yardımcı olacaktır. Ben de bu tekniği internetten öğrendim.
İyi bir HDR fotoğraf için mutlaka RAW formatta çekim yapılmalıdır. Birden fazla (+,-) exposure değeri ile yapılan çekimlerin Photomatix programında birleştirilmesi ile yapılan HDR’lerin yanı sıra Photomatix in son sürümleri tek kare RAW çekimden de HDR yapılmasına fırsat tanıyor. İyi HDR fotoğrafçısı fırtına ve yağmurlu havada dışarı çıkar. Çünkü böyle havalar birçok farklı fotoğraf çekimine fırsat verir. Bu arada bol bol ıslanır ve çamura bulanırsınız. Ama iyi fotoğraf emek ister. Bu fotoğrafı yağmurlu bir günde Hakan Sevgen arkadaşımla birlikte çıktığımız turda çektim. Cumhuriyet Meydanı ıslak zeminde yansıma vereceğini biliyorduk. Nitekim yanılmadık. Cumhuriyet Meydanı’nda muhteşem bulut yansımaları vardı. Hakan arkadaşımın modelliği de fotoğrafa büyük katkı yaptı.
Bu fotoğrafa tek kare RAW çekimden HDR uygulanmıştır. Photomatix’de RAW fotoğraf açılıp gerçeğe yakın ayarlarla tonemapping yapıldıktan sonra JPEG olarak kaydedildi.
Sonra Lightroom ve Photoshop’ta keskinlik, noise temizleme, kontrast ve renk ayarları yapıldı. HDR fotoğrafı işlerken sadece tonemapping ayarları yeterli olmuyor. İyi bir sonuç için mutlaka Lightroom veya Photoshop desteği olması gerekiyor. Burada yüzeysel HDR fotoğraf yapımı bilgileri verdim. Sizlerin kendi araştırması ve uygulamaları ile yüksek görüntü kalitesindeki HDR fotoğrafları elde etmeniz zor olmayacaktır.
Çekim Detayları:
Nikon D90, Sigma 10-20 mm lens, Diyafram : f/11 Estantane: 1/200 ISO: 200 Odak uzunluğu :10mm
Seçkin YENICI
Paris de Aşk;
Fotoğrafın büyük bir yüzdeyle şans olduğuna inanlardanım. Bazen fotoğrafın peşinden koşarsınız, planlarsınız, düşünür kurgularsınız ama sonuç isteğiniz gibi gitmez. Belki yine de çeker ama aradığınız heyecanı o karede bulamazsınız. Bazen kafanızda başka bir şey vardır ama olaylar sizi bambaşka yere götürür ve aklınızda olmayan bambaşka bir kare çekersiniz ama o sizi heyecanlandırır.
Uzun zamandır iş seyahatleri için Paris’e gidiyorum. Kendimize ayırabildiğimiz kısıtlı zamanda Concorde Meydanı’na inip oradan Sen Nehri kenarından (La Seine) köprüleri fotoğraflayarak Eyfel Kulesi’ne (La tour Eiffel) kadar yürümeyi adet haline getirdim. Yine köprü fotoğrafları çekerek gezindiğim bir günde, bir anda köprünün altında duran bir çift tam ben oradan geçerken birbirine sarılıp öpüşmeye başladı. O anda bir karelerini çekebilmiştim. Aslında ne makinanın ayarlarına bakabilmiş ne de hazırlanabilmiştim. Ama o kadar doğal bir kareydi ki... Benim en sevdiğim fotoğraflarımdan biri haline geldi.
Paris’de genelde hava çok kasvetli ve kapalı olur. Köprülerin dokusu ve alt kısımlarında kalan karanlık alanların detay vermemesi de bununla birleşince fotoğrafımı HDR tekniğini kullanarak işledim. Böylece hem köprünün dokusunu hem de fotoğrafa konu model olan insanlarının renklerini verebildiğimi düşünüyorum.
Çekim Detayları:
Pentax K20D, Sigma 10-20 mm F/4-5.6 lens