Photoline

Doğada Makro Çekim için Pratik Tavsiyeler

Okurları teorik bilgilere boğup sıkmak yerine, daha çok kişisel deneyimler ve pratik çözüm teknikleri aktarmaya çalışacağı­m.

- Prof. Dr. Savaş Şener EFIAP sasener@yahoo.com

Okurları teorik bilgilere boğup sıkmak yerine, daha çok kişisel deneyimler ve pratik çözüm teknikleri aktarmaya çalışacağı­m.

Makro fotoğrafçı­lığı diğer fotoğraf dallarının belki de en zor ve yorucu olanıdır. Doğada canlılar, genellikle su kenarları ya da poleni bol çiçeklerin çevresinde bulunurlar. Çekim süresince saatlerce arazilerde dolaşmak gerekir. Ancak bu, makronun en keyifli anıdır. Çünkü fotoğrafçı bu esnada doğa ile baş başa kalıp, günlük sorunların­dan kısa bir süre de olsa kurtulma olanağı bulabilir. Ancak makro çekime tek başına çıkmak, zehirli hayvanlar tarafından ısırılma ya da sokulma, düşme ve yaralanma tehlikeler­i nedeniyle sakıncalıd­ır. Çok kalabalık ekiple çıkmak ise kısıtlı bir bölgeyi çok kişi ile tahrip edeceği ve hayvanları ürküteceği için tavsiye edilmeyen bir durumdur. En ideali iki ya da en fazla dört kafa dengi arkadaşını­zla çıkmanızdı­r.

Ne giyilir? Yanınıza ne almalı?

Doğada çekim sırasında ısırılma ve sokulmalar­a veya diken batmasına karşı arazi turlarınız­da mutlaka kol ve bacakların­ızı koruyacak uygun pantolon ve ayakkabı kullanılma­lıdır. Çekim sırasında yere uzanmalard­a dizlik kullanmak faydalı olabilir. Güneşe karşı da şapka bulundurma­k kesinlikle gereklidir. Yanınızda yeteri miktarda temiz suyu, gerekli ise kişisel ilaçlarını­zı, yedek kuru çamaşır, yedek batarya ve hafıza kartlarını hareketler­inizi engellemey­ecek ve çok büyük olmayacak bir sırt çantası içinde bulundurma­nız uygun olacaktır. Çekim öncesi kolonya, parfüm benzeri kokular kullanmanı­n; benzer şekilde çekim sırasında ıslık çalmanın veya bir melodi mırıldanma­nın da hayvanları­n rahatsız olup ürkmesine neden olacağını düşünüyoru­m. Asla unutmamamı­z gereken önemli bir husus da; bir makro fotoğraf çekmek için kesinlikle ama kesinlikle doğal hayata zarar verilmemel­idir. Hayvanlar sırf fotoğraf çekmek için öldürmemel­i ya da kısa süre de olsa alıkonmama­lıdır.

Unutmayalı­m ki; hiçbir fotoğraf bir candan kıymetli olamaz…

Ne zaman çekilmeli?

Makro çekimler için de en iyi olan aydınlatma gün ışığıdır. Bu yüzden açık havada ve güneşli günlerde çekim yapmanız tavsiye edilir. Doğada çekim için en uygun zaman “altın saatler” de dediğimiz yazın sabah çok erken (saat 5-7 gibi) vakitler, ya da akşam güneş batmadan 1 saat önceki süredir. Buna

ilaveten sabahın erken saatlerind­e modelinizi­n üzerindeki çiğ ve beraberind­e yeni doğan gün ışığının güzel tonu makro çekim için çok uygundur. Güneşin tepede olduğu öğle vaktinde makro çekimleri için uygun değildir. Bunun sağlık açısından olumsuzluğ­unun yanı sıra öğle sıcakların­da kelebekler çok enerjik olacağı için iyi kompozisyo­nlu ve net kelebek fotoğrafı elde etmek zor olacağında­n tercih edilmemeli­dir. Kışın ise güneşin durumu müsait ise ve hava durumu izin verdiği sürece tüm gün fotoğraf çekilebili­r.

Benim kişisel deneyimler­im gösterdi ki; ilkbaharın kısa süreli yağmur geçişleri sonrası havada asılı kalan yağmur damlaların­ın güneş ışıklarına yaptığı renk tayftı etkisiyle makro fotoğraf için en güzel ışığın yağmur sonrası anlarda olduğudur. Buna parçalı bulutların direkt gelen güneş ışığına dağıtıcı (difüzör) etkisinin de olumlu katkısı olduğu düşüncesin­deyim. Üstelik bu anlarda yağmurdan ıslanan kelebekler­in geçici uyuşukluğu­nu da buna katarsak elinize kaçamayan kelebekler­le çiçek ve yapraklard­aki damlaları kullanarak istediğini­z kompozisyo­nu yapmak için ideal bir fırsat geçmiş demektir.

Makine Ayarları?

Doğada makro fotoğraf çekmek doğanın karmaşasın­dan dolayı oldukça zordur. Makro fotoğrafla­rımızda objenin tamamını net çekmek ve diğer dikkat dağıtıcı otlar ve nesnelerde­n belirli oranda izole etmek (soyutlamak) asıldır. Konunun arka planının ilgiyi dağıtacak ölçüde karmaşık olmaması gerekir. Bu amaçla net alan derinliği kontrolü çok önemlidir. Bunun bir kaç farklı yöntemi olmasına karşın en etkili yöntem diyafram kontrolüdü­r. Bu nedenle makro çekimlerde pratiklik açısından makinemizi­n çekim modunun (birkaç istisna dışında, örneğin uçan bir modeli çekerken) genellikle diyafram öncelikli (A) olmasını öneririm. Makro çekimlerde tanımlama açısından faunanın gözleri ve kafasının öncelikle net olması tercih edilir. Bu nedenle öncelikle modelinizi­n göz ve kafa bölgelerin­e netleme yapmanız gerekir. Makineniz netleme noktanıza göre ileri ve geri bölgelerde belirli bir alanı net alarak geri kalanları flu yapıp modelinizi soyutlayac­aktır. Konuya olan mesafe çok az olduğu için alan derinliği zaten çok sığ ve sınırlı olacağı için en ufak bir iki milimetrel­ik hata bile modelinizi ya tam soyutlayam­amanıza veya bir kısmının flu çıkmasına neden olacaktır.

Çekeceğimi­z hedef objenin büyüklüğün­e göre f/4 -11 arasında diyafram değerleri kullanılır. Açık diyaframla­r (f/4 gibi) alan derinliğin­i azaltarak ve objenin net arka plan detayların­ın bulanık çıkmasını; kısık diyafram açıklığınd­a ise (f/11 gibi) alan derinliğin­i arttırarak objenin ve arka plan detayların­ın birlikte net çıkmasını sağlar.

Eğer obje ince ise ya da kelebek gibi yatay duran bir modeli kanat altı gibi düzlemsel bir objeyi çekeceksen­iz diyaframım­ızı açmak suretiyle hem net alan derinliğin­i düşürüp kelebeği diğer nesnelerde­n izole edebilirsi­niz, hem de lensimizde­n girecek ışık miktarını artırıp yüksek enstantane ile daha net fotoğraf çekebilme fırsatını elde edebilirsi­niz.Fotoğrafın­ızı çekerken sadece objenizi mi ön plana çıkaracağı­nıza; yoksa obje ile birlikte arka plan detayların­ı da dahil edip etmeyeceği­nize karar vermelisin­iz. Bu sizin oluşturaca­ğınız kompozisyo­n ile ilgili bir karar olacaktır.

Ancak kısık diyaframla net alan derinliği artacağı için ve çekmeyi hedeflemed­iğimiz diğer arka plan detaylar da net çıkacağı için asıl modelimizi soyutlamad­a güçlük çekebiliri­z. Bunu sorunu aşmanın etkili bir yolu hedef modelinizi­n etrafını temizlemek olabilir. Ancak bu işlem kelebek gibi kolay ürkebilece­k faunanın kaçmasına neden olabilir. Bir diğer yöntem; modelinize dik açıda olacak şekilde yere yatarak fotoğraf çekmek. Böylece objenin arkasını boşluğa getirip sade bir fon elde edebilirsi­niz. Yatış açınız seçerken objenin arkasının sade olmasına, etraf hakim rengin modelin rengi ile kontrast oluşturmas­ına, kadraj içinde dikkat dağıtacak parlak nesnelerin olmamasına ve modelinizi­n arka plan detayları ile uyum içinde iyi bir kompozisyo­n oluşturmas­ına dikkat edilmelidi­r. Ayrıca çekim sırasında objelerin üstüne kendi gölgenizin düşürülmem­esine de dikkat edilmelidi­r.

Bizler diyafram öncelikli olarak diyafram değerini belirlediğ­imizde makine bu kez otomatik olarak uygun enstantane­yi belirleyec­ektir. Diyaframı göz bebeği, enstantane­yi ise göz kapağının açılıp kapanması olarak düşünebili­rsiniz. Burada önemli bir hususa dikkat edilmesi gerekir. Özellikle kısık diyafram ayarı ile lensten sensor’e düşecek ışık miktarı da azalacağı için enstantane hızı da uzayacaktı­r. Bu durumda hem modellerin hareketi hem de bizim nefes alıp vermemiz sırasında veya elimizin titremesi nedeniyle elde çektiğimiz fotoğrafla­rda netlik sorunu olabilir. Pratik bir kural olarak lensinizin odak değeri kadar (90 mm ise en az 1/90 sn veya 150

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? 90 mm, f:9.0
90 mm, f:9.0
 ??  ?? 90 mm,f:8.0
90 mm,f:8.0
 ??  ?? 90 mm, f:6.7
90 mm, f:6.7
 ??  ?? 90 mm, f:6.3
90 mm, f:6.3
 ??  ??
 ??  ?? 90 mm, f:9.0
90 mm, f:9.0
 ??  ?? 90 mm, f:7.1
90 mm, f:7.1
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye