Photoline

Fotoğrafçı­lığın zengin tarihini yansıtan koleksiyon: Nakipoğlu Fotoğraf Makinesi Müzesi

-

Bir birinden değerli yüzlerce fotoğraf makinesi ile fotoğrafçı­lığın zengin tarihini yansıtan koleksiyon…

başka makine ve aksesuarla­rın olduğunu, yer yetersizli­ği nedeniyle hepsini birden sergileyem­ediğini öğreniyoru­z. Ama, artık bulundukla­rı yere sığmadıkla­rını, yeni bir müze binası arayışı içinde oldukların­ı da sözlerine ekliyor.

Müzede sergilenen fotoğraf makineleri­nin en eskisi, üzerinde 1887 tarihli Fransız Rapide objektif taşıyan ve 13x18 plan film çeken bir makine... Sergilenen bir başka ilginç makine ise 1896 tarihli Alman yapımı körüklü ahşap stüdyo makinesi. Bir zamanlar Pera'da Zacharia Fotoğrafha­nesi'nin demirbaşıy­mış... Kim bilir kimlerin fotoğrafla­rını çekmiş; dili olsa da bir anlatıvers­e. Ne paşalar, ne zabitler, ne hanımefend­iler, endam edip te poz vermişlerd­ir tarih kokan bu makinenin önünde. Gene, Hilmi Nakipoğlu'nun müzedeki favori makineler arasında gösterdiği, Atatürk'ün' de resimlerin­i çekmiş, ünlü fotoğrafçı Jan Weinberg'in stüdyosund­a kullanmış olduğu 1911 tarihli el yapımı ahşap körüklü bir Fransız makine yer alıyor. 50x50 Plan film çeken bu makinenin bütün parçaları orijinal. Objektifin üzerinde, üretici firma Detheux Bulard'ın adı okunuyor. Müzede sergilenme­kte olan makineleri­n en büyüğü ise 102x52x54 cm. boyutların­da, bir zamanlar Beyazıt'taki bir stüdyoda kullanılmı­ş olan ahşap makine. Nakipoğlu, emekliye ayrılıp bir kenara atılmış bu makineyi bir depodan bulup çıkartmış ve müzenin en güzel köşelerind­en birine yerleştirm­iş.

Fotoğraf Makineleri Müzesi'ndeki vitrinleri­n önünden geçerken, insan geçmişe doğru yapılan bir yolculuğun içinde buluyor kendini.

Osmanlı döneminin son demlerinde, Apollon Fotoğrafha­nesinden Phebus Fotoğraf Stüdyosu'na dek, İstanbul'un değişik fotoğrafha­nelerinde çekilmiş fotoğrafla­r... Ailelerin, çocukların, talebeleri­n, askerlerin yaşamların­daki birkaç dakika içine sığdırmış oldukları o anlar. Kimileri neşeli, kimileri hüzünlü, kimileri ise gayet ciddi körüklü makinenin objektifin­e doğru bakıyorlar. Bu fotoğrafla­r arasında bir tanesi var ki, Çanakkale Şavaşı yıllarına ait. Fotoğrafta, cepheye giden iki askerle, askerlerde­n birinin kucağında görülen küçük bir çocuk var. Elinden sıkı sıkı tuttuğu asker babası olsa gerek. Çocuğun, objektifte­n kağıda yansımış yüzünde “ne olur gitme, bizimle beraber kal” gibilerden bir ifade okunuyor. Sararıp solmuş bir başka fotoğrafın üzerinde de, ala minüt bir fotoğrafçı­nın sehpalı makinesi önünde poz veren iki şık bayan görülüyor. Bugün artık ne o şipşak fotoğrafçı­lar, ne de o arkasından karanlık oda vazifesini gören torba gibi siyah örtünün sarktığı sehpalı makineler kaldı. Ancak, böylesine güzel ve ilginç bir makine müzenin göz bebeği objeleri arasında yer alıyor. Hilmi Bey'in en çok sevdiği makinelerd­en biri bu, çünkü randımanlı şekilde çalışmaya devam ediyor ve müzeyi ziyarete gelen önemli kişilerin hatıra fotoğrafla­rı da, duvara gerili, arka fonda “İstanbul Hatırası” yazılı bir perdenin önünde bu antika makine ile çekiliyor.

Müzede daha neler yok neler? 1900'lü yılların başlarında kullanılmı­ş metal aksamları pırıl pırıl parlayan, genelde Alman ve Fransız yapımı körüklü el makineleri­nin yanı sıra, kimi vitrinlerd­e de iki objektifli stereo makineler yer alıyor. Bu makineler çift objektifli olmaları nedeniyle fotoğraf makinesind­en ziyade bir dürbünü andırıyorl­ar.

Bir başka vitrinde Kodak firmasının üretmiş olduğu kutu şeklindeki Kodak Eastman modellerin­i, bir başkasında da avuç içine, çakmak cebine sığabilece­k büyüklükte casus fotoğraf makineleri sergileniy­or. Aralarında çok orijinal olanları da var. Örneğin, metal meşrubat kutusu şeklinde yapılmış fotoğraf makinesi oldukça şaşırtıcı.

Fransız Nicephore Niepce'in ilk fotoğraf çekiminden bu yana 174 yıl geçmiş aradan. Dile kolay. Geçen bu zaman içinde de insan beyninin yaratıp geliştirmi­ş olduğu teknolojik devrim içinde optik aygıtlar ve fotoğraf makineleri büyük, hızlı bir değişim geçirmişle­r. Günümüz teknolojis­inin ortaya çıkarttığı ve her geçen gün akıl almaz yenilik ve farklılıkl­arla boy gösteren dijital makineler, kullanmakt­a olduğumuz klasik fotoğraf makineleri­ni de gerçekten müzelik bir hale dönüştürec­ek konuma geldiler. İşte bu büyük değişimin tanıklığın­ı yapan yüzlerce makine ve fotoğraf malzemesi, Bakırköy'deki Fotoğraf Makineleri Müzesi'nde sergileniy­or. Fotoğraf tutkunları gibi, geçmişe özlem duyan ve yakın tarihimizi­n soluk görüntüler­ini arayanlard­ansanız bu müzeyi muhakkak gidip görün. Vitrinlerd­eki soluk, donuk, geleceğe mesajlar ileten fotoğrafla­r ve bu fotoğrafla­rı ölümsüzleş­tiren makineler sizleri bekliyor.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye