Gökyüzünde Kuş, Denizde Balık Fotoğrafı
Kuş ve balıkların fotoğraflanmaları için çok farklı kamera aksesuarlarına ihtiyaç duyulsa da fotoğrafçı açısından bu iki alanın birbirine yakın olduğu noktalar oldukça fazladır.
Su altında fotoğraf çeken biri olarak kuş fotoğrafçılarını kendime yakın görürüm. Gerekli donanımla kuş fotoğrafçılığını hiç denemedim ama gökyüzünde süzülen bir kuş fotoğrafını görünce kendimi sanki vizörden bakan, deklanşöre basan gibi hissederim. Fotoğrafçının peşinde olduğu o kuşu bulmak için ne çaba gösterdiğini, onu ilk gördüğünde içini kaplayan o heyecanı, önceden hazırladığı makine değerlerinin fotoğraf için doğru değerler olup olmadığı kuşkusunu, istediği açıyı yakalayıp yakalayamayacağı korkusu veya bir yerde tünemiş olan kuşa onu korkutup kaçırmadan yaklaşmak için edindiği tecrübeleri nasıl kullandığını bilirim.
Hatta bir gün 5-10 santimetre boyunda bir kuş çekerken, bir başka gün en yırtıcı ve ne büyük kuş türelerinden birini çekmenin ne demek olduğunu da bilirim. Hem de bu konuda daha önce herhangi bir deneyimim olmamasına rağmen. Çünkü yıllardan beri denizin derinliklerinde çok benzer bir iş yapıyorum; balık fotoğrafı çekiyorum. Bazen mercanlar arasında gezinen rengârenk bir resif balığının fotoğrafını, bazen bir sünger içinde saklanan birkaç santimetrelik bir balığı, bazen yüzlerce bireyden oluşan bir balık sürüsünü, bazen de insanlar için çok tehlikeli birkaç yüz kiloluk köpekbalıklarının fotoğrafını. Kuşlar ve balıklar, birbirinden çok farklı ortamlarda yaşıyorlar, fotoğraflanmaları için çok farklı kamera aksesuarlarına ihtiyaç var. Ama fotoğrafçı açısından bu iki alanın birbirine yakın olduğu noktalar oldukça fazla. Öncelikle bizler ne gökyüzüne ne de denizin derinliklerine ait canlılarız. Ayrıca bu canlılar insanlar ile karşı karşıya gelmek istemiyorlar. Hatta karşılaştıklarında bulundukları yeri terk edip uzaklaşmaları ilk davranışları oluyor. O nedenle bu farklı ortamın canlıları ile karşı karşıya gelmemiz için oldukça farklı yöntem geliştirmek zorunda kalıyoruz.
Bize huzur veren bir doğal yaşam alanında duygularımızın temsilcisi olarak kuşlar ön plandadır hep. Onların sesi olmadan, uçtuklarını görmeden bulunduğumuz bölgenin değerini tam olarak algılayamayız. Balıklar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Deniz ile yakın olan kişiler için ve özellikle de su altında fotoğraf çekmek için bulundukları bölgede ilk karşılaşmak istedikleri canlılar balıklardır. Dalış
yapılan bölgede balık tür sayısı ve türlerin popülasyonları azsa, sadece fotoğrafçılar için değil, tüm dalgıçlar için o bölge dalış için de albenisi olan bir bölge olmaktan çıkar. Bu nedenle su altı fotoğrafçılarının ana hedeflerinin başında gelir balıklar.
Ancak balık fotoğrafları tek bir yöntem ve teknikle çekilemez. Balık fotoğrafları çekmek için geniş açı objektife ihtiyaç duyulabileceği gibi, balıklar makro fotoğrafçılığın konusu da olabilir. Ayrıca balıklar, şaşılacak derecede morfolojik farklılıklar gösterirler. Kimi deniz tabanında, hareketsiz, kamufle olmuş, yassı formda, kimi bir torpil gibi açık sularda, kimi kaya kovuklarında yaşam sürerler. O nedenle balıkların fotoğrafları tek bir objektif tipiyle ve fotoğraf tekniğiyle çekilemez. Balığın türüne göre bir objektif seçilmeli veya o dalışta elde olan objektife uygun balıkların peşine düşülmelidir. Özellikle pelajik olan veya dibe yakın ama hareketli olan balıklar durup poz vermezler. Sabır ve deneyimli olmak birinci şarttır. Unutmamak gerekir ki; Balıklar kovalanamaz. Eğer bir balık veya balık sürüsü fotoğrafçıdan ürküp uzaklaşmaya başladıysa onları kovalayarak çekilen fotoğraflar kuyruklarından başka bir şey olmaz. O nedenle onlara sabırla yaklaşmalı veya balıkların yaklaşması beklenmelidir. Bunun için balık türlerini ve onların davranışlarını önceden bilmek çok önemlidir.
En önemli kural; gözler her zaman net alan içinde olmalıdır. Eğer bir türün tanımı için belgesel nitelikli bir fotoğraf amaçlanıyorsa, özellikle tüm yüzgeçlerinin fotoğrafa yansıtılmış halde yandan çekilmiş fotoğraf olması gerekir. Çünkü balıkların türleri, cinsiyetleri, doğal davranışlarını gösteren onların yüzgeçleri ve vücut hatlarıdır.
Balık fotoğrafı çekerken dalgıç yukarıda, balık aşağıda olmamalıdır. Çünkü daha yukarıdan yüzen avcı türlerden korunmak
için balıkların üst yapıları çoğunlukla deniz tabanıyla kamufle olacak renk ve desenlere sahiptir. Bu nedenle fotoğrafta vurgulanmaları zorlaşır. Balıklar su altının hem makro fotoğrafa hem de geniş açı fotoğrafa uygun canlılarıdır. Bazı balıkların boyu 2- 3 santimetreyi geçmez. Bu balıklar için 60mm, 105 mm aralığında objektifler kullanılır. Ancak büyük balıklar için geniş açı objektifler kullanılırken, büyük balık sürüleri için balıkgözü (fisheye) objektifler bile kullanılır.
Balıkların fotoğraflarının çekilebilmesi için en yaygın yollardan biri de yemleme yapılmasıdır. Özellikle köpekbalıklarının fotoğrafları birçok ülkede bu şekilde çekilir. Bunun için alt yapı oluşturmuşlardır. Ancak hem balıklar ve hem de insanlar için zaman zaman tehlike yaratabilecek bu yemleme yöntemleri bazı ülkelerde yasaklanmıştır.
Fotoğrafçı, özellikle dipte sabit beklemeyen, gezinen ve pelajik balık türlerinin fotoğrafları için çok hızlı hareket etmek zorundadır. Parmak dış kabinin deklanşör levyesi üzerinde hep hazır olmalı ve karar anı doğru seçilmelidir.
Su altında fotoğraf çekenlerin balıklar karşısında en büyük dezavantajlarından biri de, tanktan soludukları havanın regülatörlerinden çıkarken fazla ses çıkarmalarıdır. Balıklara yaklaşırken dikkatli hareket etmeli ve mümkün olduğunca yavaş soluma yapılmalıdır. Bir anda ciğerdeki bütün havayı boşaltmak yerine, düzenli ufak miktarlarda ağır ağır nefes vermeye çalışılmalıdır. Denizdeki balık türleri, formları o kadar çeşitli ve bölgelere göre o kadar farklılık göstermelerine rağmen su altı fotoğrafçıları için ayrıca özelliği olan, en fazla aranan ve fotoğraflanmaları özel şartlara bağlı balıklar vardır. Bu türler, her su altı fotoğrafçısının çalışma konusudur. Bunların en önde gelenleri, anemon balıkları, köpek balıkları, resif balıkları, müren balıkları başlıcalarıdır. Bir su altı fotoğrafçısı bu balıkları gördükten sonra artık o dalışın amacı bu balıkları fotoğraflamaya döner. Bunun yanında türleri ne olursa olsun büyük sürüler oluşturan balıklar da su altı fotoğrafçıları için en dayanılmaz sahnelerin yaratıcısıdırlar.
Kuşlar ve balıklar; bizden çok uzakta ve farklı yaşayan ama hayatımızın renklendiren olan canlılar. Hem görsel olarak hem duygusal olarak. Ama yaşadığımız zaman diliminde özellikle kuşlar bizim yaşam alanlarımızdan uzaklaşıyorlar, balıklar da kıyılarımızdan açık denizlere kaçıyorlar. Bunun en fazla farkında olanlar da kuş fotoğrafçıları ile denizlerde balık arayan su altı fotoğrafçıları…