SOSYAL MEDYA FOTOĞRAFÇILIĞI
Geceyi Aydınlatın
İyi bir kameraya sahip akıllı telefon ve birkaç püf noktasıyla sosyal medyada gece fotoğraflarınız sayesinde beğeni ve takipçi yağmuruna tutulabilirsiniz.
Akıllı telefonlarla gece fotoğrafçılığı birçok konuda zorlayıcıdır. Düşük ışık, aşırı kontrast ve kumlanma sorunlarını aşmak çok kolay değildir. Ama iyi bir kameraya sahip akıllı telefon ve birkaç püf noktasıyla sosyal medyada gece fotoğraflarınız sayesinde beğeni ve takipçi yağmuruna tutulabilirsiniz.
Akıllı telefonunuzla gece fotoğrafçılığı biraz göz korkutucu olabilir. Düşük ışık, aşırı kontrast ve sinir bozucu görsel kumlanmasıyla karşılaşacaksınız. Ama neyse ki, gecenin güzel, bazen güzel gerçeküstü fotoğraflarını çekmek için bu sınırlamaları yaratıcı bir şekilde aşabilirsiniz. Üstelik yanınızda bunları aşmak için size destek olabilecek olanaklar sunan kameraya sahip bir akıllı telefon varsa, geceyi aydınlatmak işten bile olmayabilir sizin için...
“Gece” modu var tasa yok
Günümüzde birçok marka kullanmış olduğu kameralarda diyafram açıklığını olabildiğince arttırmış durumda. Bilmeyenler için açıklayalım. İngilizce’de “aperture” olarak geçen diyaframı aslında gözbebeğimize benzetebiliriz. Işığın yoğunluğuyla doğru orantılı olarak gözbebeğimiz de aydınlık ortamlarda kısılır, karanlıkta ise açılır. İşte kameralardaki lenslerde de diyafram bu prensiple çalışır ve ışığın düşük olduğu ortamlarda daha fazla ışık yakalamak için açılır. Tabii ne kadar fazla açılırsa da o kadar fazla ışık yakalar. Dolayısıyla açık diyaframa sahip olan lensler, “hızlı” olarak tabir edilir ve bir o kadar da değerlidir.
Elbette ki diyafram kadar önemli olan bir başka özellik de, son dönemde bazı özel telefonlarda yer alan “Gece” modudur. Bu özellik sayesinde gece, düşük ışık ortamlarında fotoğraf çekmek son derece kolay hale gelmiştir. Peki, gece modu devreye sokulduğunda ne olur?
Aslında burada iki önemli faktör devreye giriyor Birincisi kamera fotoğraf dünyasında “uzun pozlama” (long exposure) denen bir sürecin başlaması, yani diyafram açılmakla kalmayıp bu açılmanın süresi de uzuyor. Böylelikle düşük ışık ortamında kameranın daha fazla detayı yakalamasına imkan sağlanıyor.
İkinci önemli faktörse “High Dynamic Range” yani HDR ile yüksek dinamik aralığın arttırılmasıyla devreye giriyor. Peki, nedir yüksek dinamik aralık? Aslında görselde ışığın en yoğun olduğu bölgelerle, en düşük olduğu bölgeler arasındaki kontrastın, birden fazla çekim yapılarak birleştirilmesidir. Genellikle telefonunuz pozlama sürecinde ışığın durumuna bağlı olarak birden fazla çekim yapıyor ve bunları tek bir karede birleştiriyor. Aslında HDR modunda bu karelerin sayısı 3 ila 5 olsa da, gece modunda çekim sayıları yükseliyor.
Gece fotoğraflarını coşturmanın yolları
Akıllı telefonunuzda “Gece” modu varsa
maça 1-0 başladığınızı söyleyebilirim. Ancak mesele bununla bitmiyor. Fotoğraflarınızı coşturmak, sosyal medyada beğeni yağmuruna tutulmak istiyorsanız, şimdi yazacaklarıma dikkat etmenizi öneririm.
Sabitleyici: Yine birçok akıllı telefon üreticisi OIS (Optical Image Stabilizer), yani optik imaj sabitleyici desteğiyle geliyor. Tamam, bu önemli bir avantaj ama gece fotoğrafları için yeterli değil. Mutlaka ve mutlaka telefonunuzu ve dolayısıyla kameranınızı sabitlemenizi öneririm. Telefonunuzu taşıyabilecek kadar bir tripod işinizi faydasıyla görecektir. Tripodunuz yoksa da telefonunuzu sabit kalacak şekilde bir cisme vs. Dayamanızı öneririm. Böylelikle çok daha keskin, çok daha berrak gece fotoğrafları elde edeceksiniz.
Işık izleri: Sabitleyiciniz var, uzun pozlama da yapabiliyorsunuz. İşte tam da bu noktada sıra ışık izlerini takip etmeye gelmiş demektir. Peki nedir ışık izlerini takip etmek? Trafiğin yoğun olarak aktığı noktalarda hareket eden araçların farları, stop lambaları ve ışıkları pozlama sürecinde adeta akan bir nehre dönüşür ve muhteşem bir görsellik sunar. Özellikle bu görüntünün
hemen arkasında ışıklandırılmış, sabit bir bina, vs. varsa fotoğrafın lezzeti bir kat daha artar. Birkaç deneme ile böyle bir fotoğrafı elde edebilmeniz son derece kolay.
Soyuta soyunun: Soyut sanattan hoşlanmayabilirsiniz ama bu sizin cesaretinizi kırmasın. Gece ışıkları “abstract” yani soyut fotoğraflar için önemli imkanlar yaratır. Sokak lambaları, farklı aydınlatma türleri, bunları detaylandırmak suretiyle kad kadrajladığınızda görsel ola olarak göz okşayan fo fotoğraflara imza atabilirsiniz. li Kim bilir, belki d de soyut fotoğrafları sevmeye s başlayabilirsiniz. Bence B denemeye değer.
Gece portreleri: Portre fotoğrafları her zaman çekici gelmiştir. Ancak geceleri, yani ışığın düşük olduğu saatlerde iş biraz daha çetin bir hal alabilir. Bu durumda telefonda yer alan flaşlar da her zaman beklediğiniz sonucu vermez. Burada telefon flaşınızın önüne koyacağınız c beyaz bir kağıt “diffuser” etkisi yapacak ve flaşın ışığını daha dengeli dağıtacaktır. Birkaç deneme ile doğru tonları yakalayacağınızı ümit ediyorum. Ayrıca gece portrelerinde bir başka telefonun flaşını, ya da ışığını değişik bir açıdan modelinizin yüzüne doğrultarak farklı pozlara elde edebilirsiniz.
Mavi saatler: İngilizce’de “Blue Hours” yani mavi saatler olarak geçen, güneşin batıp da geceye döndüğü alacakaranlık süreci, gece manzaraları için en ideal zamanlardır. Yazın bu süreç daha uzun sürerken, kışın yalnızca birkaç dakikada çekim yapabilmenize imkan verir. Bu nedenle gece manzarası fotoğrafları için mavi saatleri beklemenizi öneririm. Böylelikle gökyüzünün mavi tonları, kentin ışıkları ve daha birçok detay, fotoğrafınıza daha keskin, daha berrak olarak yansıyacaktır.