Bir başkaldırma ancak saçlarından tutulur
Turgut Uyar*
“Bir zamanlar konuğu olduğum, konuğum olduğu için gurur duyduğum bir aileydi Uyarlar. Bazen iki-üç yılda bir kez, bazen bir yılda iki-üç kez görüşürdük. Tomris Uyar dostum, arkadaşım, Turgut Uyar en has şairimdi. Çoğu öyküsü Turgut Uyar şiirinin verdiği ilhamla yazılmış ‘Kırlangıçsız Geçti Yaz’ adlı kitabın ilk basım tarihinin üstünden 30 yıl geçmiş. Şimdi bakıyorum da öykülerin adlarında bile onun şiirinin esintisi var: Karanlığa Kuş Uçuşu, Kırık Cam Mavisi, Çıplak Dal Uvertürü, Sevginin Eskimezliği, Evlerin Sakınımı, Başkaldırı Olarak Uyumak... İçdenizin Dalga Boyu adlı öyküye şöyle başlamışım: ‘Vapurlar gitti, gemiler uzaklaştı, sandallar kıyıya çekildi, vardığında hep eksikliği buldun. Yenileri geldi belki ama sen yoktun. Sen neredeydin Allah aşkına? Bu evler, bu caddeler, bu saçın, ne zaman bunca eskidi? Ne olmuş saçına? Bu saçın? Her şey eskidi. Gökyüzü pörsüdü, deniz kırılgan, çocuklar arsız, sevgililer yaşlanmış. Güzel oldukları zamanda kimler yaşamışsa bunları, gelip geçiciliklerine onlar katlansın. İşte bunu söylemek bir başkaldırmadır aslında, yolu berberden geçer.’ Öykünün ilhamını aldığı Turgut Uyar dizeleri de şunlar: ‘söyle ben saçlarımı kestirirsem ne olur bir başkaldırma ancak saçlarından tutulur’ Özellikle son dize... Yalnız kadınların bunalıma düştüklerinde soluğu kadın berberinde almalarını açıklamıyor bence. Saçların bir başkaldırı simgesi olduğunu da bağırıyor. Hem de yüzyıllardır, binyıllardır. Zaten kadınların isyanını bastırmak için değilse koca koca adamların, koca koca devletlerin kadınların saçını kapatmak için bunca uğraşması nedendir? Polis bile, yakaladığı zanlıyı polis otosuna sokarken neden kafasını aşağı doğru bastırır sanıyorsunuz? Kafası değildir aslında bastırdığı, saçıyla birlikte zanlının olası isyanıdır.”
Feyza Hepçilingirler, yazar. *Turgut Uyar, şair.