“Karantina döneminde ailemden sıkıldım.”
Çok yoğun çalışan biriyim. Bu süreçte evde olmak beni ruhen çökertti. Eşim ve çocuklarımla ilk defa bu kadar çok zaman geçirdim ve çok sıkıldım. Böyle hissettiğim için de kendimi suçlu hissediyorum. Korkunç bir kadın mıyım? Ece, İstanbul
Alışmadığınız ve hatta hazırlıklı olmadığınız bir düzenin içinde kalmış olmak sizi epey zorlamış olmalı. Mekânsal ayrımlar önemlidir, işlerin yapılma şeklini etkiler. Evde kalırken çalışmaya devam etmeyi jonglörlüğe benzetiyorum; aynı anda mesleğinizi icra ederken, bir yandan anne olarak ev içinde sorumlu olduğunuz diğer şeyleri de gün içinde üstlenmeye çabalamış olabilirsiniz. Bu ise aynı anda birkaç parçaya bölünmeye sebep oluyor elbette. Annesiniz, eşinizin partnerisiniz, onlarca mail’e cevap vermesi gereken bir çalışansınız belki, yemek, çamaşır gibi ev içinde üstlendiğiniz rutin işler var ve tüm bunları bitmeyecek gibi gelen bir süre içinde tekrar tekrar yapmak zorundasınız. Bu hislerinizde hiçbir yanlışlık yok, zaten yanlış bir duygu da yoktur. Çok gerçek ve çok insani bir yerden hem sıkıldığınızı görüp hem de bunun suçluluğunu duyuyorsunuz. Burada asıl mesele ihtiyacınız olan alanı yaratmanın size suçluluk olarak geri dönmesi. Ama bu sizi korkunç bir insan yapmaz. Zihniniz, duygularınız ne oluyor da buraya yöneliyor? Sizi korkunç bir insana dönüştürecek şey ne tam olarak? Kendiniz için bir şey yapmaya çalıştığınızda bu duyguyu sık sık hisseder misiniz ya da suçluluk size tanıdık bir duygu mu? Bu arayışa girmek için kendinize bakmanız önemli olacaktır. Sizin birilerine bakım vermeniz, onların ihtiyacını, isteklerini karşılamanız kendinizi çeşitli şekillerde beslemediğiniz sürece mümkün olmaz. Siz çoraklaşırsanız, hiçbir şeyi yeşertemezsiniz. İşe gitmek size iyi geliyorsa, bunu sürdürün ve bir yandan da evden uzaklaşma ihtiyacınızı anlamaya çalışın. Orada neler oluyor, nedir sizi uzaklaşmaya iten? Bunlar üzerine düşünün.