Söylem değil eylem zamanı
Türk milletinin direnmesiyle durdurulan kalkışımcı haydutlar ile mücadele sürecinde getirilen OHAL’i eleştirmek, gizli darbe destekçilerini açığa çıkarıyor. Ekonomiden özgürlüklere dek her şeyin OHAL ile zarar göreceği söylemi ne yazık ki farkında olmadan paylaşılıyor, kötü algı oluşturuyor.
PKK diliyle şekillenen OHAL karşıtı söylemlere kendi “özgürlük elden gidiyor” kaygılarını da ekleyip paylaşanların anlamadığı; FETÖ yandaşlarını güçlendirdikleridir. Dikkat edin, bu konuda en fazla bağırıp çağıranlar, tanklar geçerken alkışlayanlar aslında...
Bu arada dikkatimi çeken; pek çok cemaat yanlısı işadamının, kendini saklamak için darbeye karşı sert söylemler geliştirmesi oldu. Kimi gece meydanlarda demokrasi nöbeti tutuyor, kimi tankın altına yatıp darbeye karşı çıkıyor. Kimileri de tatil şezlongundan piar’cısına “demokrasi havarisiyiz” bülteni yazdırıyor.
Bu süreçte darbeye karşı bildiri yayınlayan STK’lara çağrım olacak. Lütfen aynı şeyleri tekrarlayıp durmayın... Tamam, anladık... Darbeye karşısınız ve demokrasiden yana çıktınız. Ancak daha somut adımlar atmanız gerekmez mi"
Misal, demokrasi şehitlerinin ailelerine yardım, darbenin gidişatını değiştiren özel kuvvet birimlerimize donanım desteği, güçlü ordunun güçlü ekonomiyle var olabileceği gerçeğinden hareketle üretiminizde fazladan gayret...
Bu arada Türkiye’nin imajına yönelik faaliyet içindeki yabancı basına karşı çıkmak, son derece önemli... Uluslararası ekonomi STK’larıyla temasa geçip Türkiye’nin demokrasi zaferini, OHAL ile gelen güvenli ortamı anlatmak, hayati derecede önem kazanıyor.
Kısaca, yabancı yayın organlarına yönelik çalışmalar, uluslararası kamuoyuna hitap eden projelerle darbecilerin verdiği zararı engellemek, papağan gibi “darbeye karşıyız” türküsünden çok daha anlamlı...