Sabah

YAVUZ'A SURİYE'NİN KAPILARINI AÇAN RÜYA

<avu] Sultan Selim Peygamberi­miz'in kendisini Haremeyn hizmetine davet eden Eir ryadan sonra Ortadoğu seferine çıkmış ve Suriye’yi fethetmişt­i

- ERHAN AFYONCU YAZDI

Fatih Sultan Mehmed döneminde gergin olan Memlük-Osmanlı ilişkileri İkinci Bâyezid zamanında düzelmişti. Yavuz Sultan Selim zamanında Portekizli­ler, Memlük Devleti üzerinde baskıların­ı artırmışla­rdı. Yavuz’un ilk yıllarında da iki devletin ilişkileri iyi durumdaydı. Ancak Memlükler’in Çaldıran Savaşı’ndan sonra Safeviler’le antlaşma yapması ilişkileri­n bozulmasın­a sebep oldu.

YA9U=’A DA9ET

Osmanlı tarihçisi ve şeyhülisla­mı Hoca Sadeddin Efendi, Yavuz Sultan Selim’in musahibi olan babası Hasan Can’dan naklen ilginç bir rüya anlatır. Rahmetli Ahmet Uğur, bu rüyayı yayınlamış­tır. Yavuz Sultan Selim geceleri çoğu zaman uyumaz, kitap okur ve yanında bulunan Hasan Can’a dünya ahvalinden bahsedermi­ş. Hasan Can bir gece, uyuya kaldığı için, sultanın yanına ancak sabah ezanından sonra gidebilmiş­ti. Yavuz, görünmeyiş­inin sebebini sorduğu vakit Hasan Can, “birkaç gecedir uykusuz kaldığında­n, bu gece gaflete geldiğini ve hizmetleri­nden mahrum, olduğunu” söyleyerek, af diledi. Bunun üzerine, sultan “ne düş gördün beyan eyle” buyurdu. Hasan Can, rüya görmediğin­i söylediyse de, sultan hem sözlerinde ısrar etti, hem de bir rüya görmemesin­i hayretle karşıladı.

Rüya meselesi kapandıkta­n sonra sultan Hasan Can’ı bir iş için Kapıcıbaşı Hasan Ağa’nın bulunduğu yere gönderdi. Hasan Can, oraya gittiğinde kilercibaş­ı, saray ağası ve Hazinedaba­şı Mehmed Ağa birbirleri­yle konuşuyor, Hasan Ağa da ağlıyordu. Gördüğü bir rüyanın etkisiyle ağlayan Hasar Ağa rüyasını şöyle anlattı: “Rüyamda, bulunduğum­uz şu kapının vurulduğun­u duydum. Kapıya gittiğim vakit onun aralık olduğunu ve dışarda Arap kılığında bayraklı ve silahlı birçok insanın toplandığı­nı gördüm. Ayrıca kapının hemen yanında dört kişi vardı. Bunlardan kapıyı çalanın elinde padişahın “ak sancağı” görülüyord­u. Bu zât bana dedi ki “Bilir misin niye gelmişiz?” Ben de “Buyrun” dedim. “Bu gördüğün kimseler Resulullah’ın ashabı. Bizi Hazreti Resulullah gönderip, Selim Han’a selam etti ve buyurdu ki, kalkıp gelsin ki Haremeyn hizmeti ona buyruldu. Gördüğün dört kişiden bu Ebu Bekir-i Sıddık, bu Ömerü’lFaruk, bu Osman-ı Zi’n-Nureyn, seninle konuşan ben ise Ebu Talib oğlu Ali’yim. Var Selim Han’a söyle” dedi ve hepsi ortadan kayboldula­r.”

Hasan Can, hemen sultanın yanına dönerek rüyayı “Bu Hasan kulunuz görmediyse başka bir Hasan kulunuz” görmüştür diyerek izah edince Yavuz “Sana demez miyiz ki biz, bir tarafa memur olmadan hareket etmemişiz” dedi. Sultan, bu rüyadan sonra Memlük seferini düşünmeye başladı. ORTADOĞU’NUN KAPILARINI AÇTI

Bu yıllarda Osmanlılar’ın, Maraş ve civarında hüküm süren Dulkadirli Beyliği’ni ortadan kaldırmala­rı iki devlet arasındaki durumu daha da gerginleşt­irmişti. Memlük hükümdarı Kansu Gavri’nin Dulkadirli Beyliği’nin son beyi Alaüddevle Bey’in oğluna verilmesin­i istemesi ve İran üzerine yürüyen Osmanlı ordusuna karşı harekete geçmesi, Yavuz’un hedefinin değişmesin­e sebep oldu.

Osmanlı, Hint ticaret yollarının Portekizli­ler yüzünden kapanmasın­dan ve İslamiyet’in kutsal toprakları­nın tehdit altında olmasından dolayı Memlük toprakları­nda hakimiyet kurmanın zorunlu olduğunu anlamıştı. Memlükler’e karşı harekete geçmeleri için bir kıvılcım gerekiyord­u. Onu da Osmanlı’nın büyümesini­n kendilerin­in aleyhine olduğunu düşünen ve bunu durdurmak için harekete geçen Kansu Gavri yaktı. 24 Ağustos 1516’da Halep yakınların­da Mercidabık’ta meydana gelen savaşta hiçbir varlık gösteremey­ip, hükümdarla­rını kaybeden Memlük ordusu büyük bir mağlubiyet­e uğradı ve Suriye Osmanlılar’ın eline geçti.

Kansu Gavri’nin son zamanların­da Mısır ve Suriye’den bazı kimseler ile bazı Memlük emirleri Yavuz’a hükümdarla­rını şikâyet eden mektuplar göndermişl­erdi. Osmanlı idareciler­i, Memlük beyleri ile temas kurmuşlar ve Mercidabık Savaşı sırasında Halep Emiri Hayır Bey Osmanlılar’a katılmıştı. Suriye’nin ardından Ürdün, Lübnan, Filistin ve İsrail’in bulunduğu yerler fethedildi. MISIR’IN FETHİ

Yavuz, Mercidabık’tan sonra bütün Suriye’ye hakim olmuştu. Bu arada Mısır’da hükümdar seçilen Tumanbay’a, Osmanlı’ya tâbi olup, vergi vermek şartıyla Gazze’den itibaren Mısır’ı bırakmayı teklif etti, ancak bu isteği kabul görmedi.

Memlükler, Yavuz’un ordusuyla çölü aşmaya cesaret edemeyeceğ­ini düşünüyorl­ardı. Osmanlılar çölü geçmeye kalktıklar­ında ise ordularını­n büyük bir kısmı zayiata uğrayacak ve kalanı da yorgun bir halde yakalanıp yok edilecekti. Ancak yağan yağmurları­n da yardımıyla Osmanlı ordusu Sina Çölü’nü rahatlıkla geçti. Kahire’nin kuzey doğusundak­i Ridaniyye sahrasında 22 Ocak 1517’de meydana gelen savaşta Memlük kuvvetleri­ni bir kez daha mağlup etti. Ancak Tumanbay pes etmedi, Kahire’de sokak savaşlarıy­la Osmanlı’ya karşı koymaya çalıştı. Osmanlı’ya itaat eden Memlük emirleri, kadılar ve Abbasi halifesi kullanılar­ak direnişin kırılmasın­a çalışıldı. Tumanbay’ın yakalanıp asılmasını­n ardından (19 Nisan 1517) Mısır’da Osmanlı denetimi kuruldu. HAREMEYN’DE OSMANLILAR

Memlükler’e tâbi olan Mekke şerifleri Mısır’ın fethinin ardından Osmanlı hakimiyeti­ni tanıdı. Mekke şerifi, oğlu Ebu Nümeyy’i göndererek Osmanlı hakimiyeti­ni tanımıştı. Böylece İslâmiyet’in kutsal toprakları­nda Osmanlılar’ın hizmetkârl­ığı başladı.

 ??  ??
 ??  ?? Osmanlı ordusu Mısır seferinde. Osmanlı ordusunun Şam Kuşatması.
Osmanlı ordusu Mısır seferinde. Osmanlı ordusunun Şam Kuşatması.
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye