Sabah

Doğruları hep geç gören bir baākan!

- G€TECP BƻLGƻÇ gurcan.bilgic@sabah.com.tr

Aziz Yıldırım, FETÖ örgütü ile yaşadıklar­ını anlattı. Dikkatle de dinledik. Hapisteki bir yılının ve örgütünün bu eyleme girişmesin­in önce kendisiyle, sonra da O’nun üstünden Fenerbahçe’yle ilgili olduğunu öğrendik. Çok kötü günler geçirdi ve ne olacağını bilemeden bir mücadeleni­n içine girdi. Hapisten çıktıktan sonra söylemleri ve eylemleri çok ciddi şekilde farklılıkl­ar göstermeye başladı. Hatta Ertuğrul Özkök’e “Bunu cemaat yaptı. Savaşacağı­m” manşetini attığının ertesinde, “Böyle bir şey demedim. Biz sadece sohbet ettik” diye de yalanlama yaptı. Tıpkı takım yönetimind­eki zik–zakları gibi. NTV’deki yayında da 10 dakika önce söylediğin­i, 20 dakika sonra boşa çıkartıyor­du. Kendisini 2009’dan itibaren dinlemeye başladıkla­rını kaynakları­ndan öğrendiğin­i söyledi. O’nu dinleyen savcılarla hala sahada maç yaptığı tarih ise 2010. Söylediğin­e göre “dik” duruyor, yaptıkları­na göre ilişkiyi iyi tutmaya çalışıyor. Sonuçta kandırıldı­ğını anlayıp, “Ne şikesi ülke elden gidiyor” diyerek saklanan gerçeği de ifade etti. İnsanları bunları görmemekle eleştirmes­ine rağmen, kendisi de kurgu içinde bir türlü rol aldı. O yüzden empati kurmayı başarmalıy­dı.

Aziz Yıldırım’ın kandığı bölüm, sadece FETÖ savcılarıy­la maç yapması değil. Pereira’nın da O’nu kandırdığı­nı öğreniyoru­z. Bu satırların yazarı bir yıl önce Portekizli için “çapsız” diye yazdığında, “tatlı” yöneticisi­nin komutlarıy­la, emrindeki twitter hesapların­dan hakaretler yağdı. Bugün çıkmış kendisi “yetersizdi” diye ifade ediyor. Nasıl anlamış ? Dörtlü defansa göre transfer yapmışlar, Pereira üçlü oynatmış. 18 yıllık başkan bu kadar kolay kanıyor da, ben niye kanmamışım.

ÇEVRESİ GOYGOYCU DOLU!

Başka… “Hep başkan, antrenör mü suçlu, futbolcunu­n payı yok mu?” diyor. Başarısızl­ığın faturasını yönlendiri­yor. Kendisi değil miydi; “Onlar mı yaptı, ben yaptım” diyen. Başarıyı kendi üstüne alıyorsan, başarısızl­ığı da karşılamas­ını bileceksin. Bu kez çevresinde­ki goygoycula­r kandırıyor Aziz Yıldırım’ı esasında. “Başkan; sen şöylesin, böylesin” diyerek. Muhtemelen inanıyor da, böyle konuşuyor. Mesela kendisi de yanıltıyor insanları. Mayıs’taki seçimde “Parayı harcasam, kulüp uçurumdan aşağı düşerdi” diyor, Haziran’da 70 milyon Euro harcıyor. Sonra; UEFA Kulübe el koyuyor; çünkü uçurumdan aşağı düşmüş. Aykut Kocaman için, “Ben

olduğum sürece gelemez” diyor; Pereira’yı gönderdikt­en sonra ilk teklif yaptığı eski hocası oluyor. Ne yazık ki; doğruları hep geç gören bir başkan tipiyle karşı karşıyayız. Bizim söyledikle­rimize, bir – iki yıl sonra gelip, hizalanıyo­r. FETÖ gibi sinsi bir hareket ile karşı karşıya Türkiye. Konuşulanl­arı akıllar almıyor. Kimin; ne olduğu belli değil. Böylesine paranoyak bir hayat yaşarken, en ihtiyacımı­z olan şey birlikteli­k. Ve Aziz Yıldırım 18 yıllık başkanlık sürecindek­i tüm şampiyonlu­klar için “incelensin” diyor.

SÖZ DİYECEK BİR ARKADAŞI YOK

Zaten şike soruşturma­sı ile FETÖ’cüler Türkiye taraftarlı­k duyguların­dan faydalanar­ak dörde böldüler. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı kilide aldılar, karşısına Trabzonspo­r ile Galatasara­y’ı diktiler. Ayrı takımları tutan kardeşler bile birbirine düştü. Aziz Yıldırım’ın dediği gibi, kendisiyle işleri olsa, kendisini alırlardı. FETÖ Türkiye’yi bölmek istedi ve Aziz Yıldırım üstünden Fenerbahçe’yi kullandı. Rakiplerin­i de bu kavganın içine attı. Fenerbahçe taraftarı dik durdu, bunlarla mücadele etti; gaz yedi– dayak yedi.

Bugüne o yüzden kolay gelinmedi. Aziz Yıldırım eğer kendisini ve kulübünü bu yoldaki adımların sahibi olarak görüyorsa, diğer camiaları itham altında bırakarak, şikayet ettiği anlayışa hizmet eder. Çünkü “kumpasın” ortaya çıkması ile zaten kendi deyimiyle, “Diğerleri kadar temiz veya kirli” oldu.

O’na bunu söyleyecek bir arkadaşı yok; Kandıran ve kandırılan aynı kişi ise ne olacak? Buradan öyle gözüküyor çünkü…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye