Hayırda hayır yok

Bitti sanıyorduk, zulada bir mermi daha kalmış meğer, onu da attılar: Ya bu sefer referandumda “hayır” çıkarsa ne olur?

Meclisten umutlarını kesmişlerdi, “fire verirler” beklentisi boşa çıkmıştı. Kavgalar gürültüler, kürsü yıkmalar, mikrofon çalmalar, bacak ısırmalar işe yaramadı. O çocukça “ayağa kalkma” eylemleri falan etkili olmadı. MHP’yi gıdıklamak istediler, sökmedi. Kılıçdaroğlu bile “genel kurul kararına saygılıyız” demek zorunda kaldı.

Selahattin Demirtaş misali militanlarını sokağa döksün, Muharrem İnce tarafından devrilmeden önce son olarak bu hatayı da yapsın ki arkadan kovuşturmalar da gelsin... Bir kalıyor halkın fire vermesi. Vermeyecek ama maksat lagaluga olsun.

Öte yandan da Internet’te pis dedikodular dolaşmaya başladı: Aydın Doğan Bey bunları gönderecekmiş... Yenilgiyi kabul edip “dâhiyane” bir dönüş manevrası çevirecek ve “Tayyip düşmanlığının suyunu çıkaran elemanlarını” kızağa çekecekmiş... Arkadaşların SKT’si dolmuş!

Fakat pek de iyimser değiller: “O taş gibi yüzde 49 orada durduğu müddetçe herşey eskisi gibi devam eder” diyorlar. Yani Erdoğan referandumu yüzde 51’le dahi kaybetse de.

Erdoğan referandumu kaybedebilirmiş ama iktidar sürüyor ya.

“Çıkarlar, milletimiz bunu kabul etmedi, biz de eskisi gibi yola devam ediyoruz derler ve devam ederler...”

Tabii ederler, bu seçim değil ki, anayasa referandumu.

İktidar oylanmayacak, iktidarın “tekliflerden bir teklifi” oylanacak.

Yeni anayasa kabul edilmezse eskisi yürürlükte kalır.

Erdoğan da eskisinin verdiği yetkileri şakır şakır kullanmayı sürdürür. Orduya komuta eder, hükümeti toplar. “Adı konulmuş başkanlık sistemi” yerine “adı konulmamış yarı-başkanlık sistemi” tercih edilecekse öyle olur. Üçüncü bir yol yoktur. “Eskisi gibi meclisin seçeceği cumhurbaşkanı” ancak Kılıçdaroğlu’nun hayallerini süsleyen bir uçukluktur.

Unutmayın ki cumhurbaşkanının “sorumsuzluğu” da sürecektir! (Şu anda kodeste bulunan birisinin onu mahkemeye verme girişimine kargalar bile gülmüşlerdi. Bu kadar cehalet ancak yürürlükteki Anayasa’yı okuma özürlü olmakla mümkündü.)

Bunlar adam olsalardı “sorumluluk yüklenmiş” başkanı tercih ederlerdi...

Maşallah çok zeki oldukları için “kısıtlanmış başkan” istemiyorlar. Eh, kendileri bilirler. Bakalım halk ne der? Hani şu kısa bacaklı, kıllı adamlar ne yönde karar verirler?

İşin rengi bellidir ama nasıl olsa “halk cahil, kandırılıyor, neye oy vereceğini bilmiyor” edebiyatı burada da devreye sokulacaktır.

Hiç şüpheniz olmasın, bütün seçimlerde de aynı terane gene duyulacaktır.

Evet hanımlar beyler, top sizde.

Her yeni seçimi de çatır çatır kazanacağını bilerek, 2024’e kadar yarı-başkan Erdoğan mı, 2029’a kadar tam başkan Erdoğan mı istersiniz?

Sorumsuz başkan mı, sorumlu başkan mı?

Ellerinizi göreyim ellerinizi.