Yılın en güzel filmlerinden biri..
izli Sayılar!.” Orijinal adı da yazıyorum.. “Hidden Figures!..” Bu filmi hâlâ görmediyseniz, bir sinema izleyicisi olarak çok şey yitiriyor sunuz demektir.
İnsanı en çarpan tarafı, izlediğiniz öykünün gerçek oluşu..
Ötekinin de ötekisi (Yani hem kadın, hem de zenci) “Aşağılanmış zenci kadınlar”ın ne koşullara göğüs gererek, ama savaşı asla terk etmeye rek Amerika’yı aya götürüşünün gerçek öyküsü bu.. Öyle gerçek ki, daha beş yaşında matematiği, lise son Fen anali tik formülleri ile dolu problemler çöze cek kadar bilen ve dehasını o yaşta kanıtlayan gerçek Katherine, Oscar gecesi, tekerlekli sandalye ile (97 yaşın da) sahneye geldi ve ayakta nasıl alkış landı, izlediniz. Oscar’ın en duygusal sahnesiydi..
Öyleydi de, Amerika’da ayrımcılık bitti mi?. Yok canım.. Trump’ın ülkesin de alay konusu olan acayip, ırkçı ve İslam düşmanı laflarından söz etmiyorum..
“Bitti” dedikle ri günde bitti, yani mesela Kennedy devrinde bitti mi?. Ya sonrasında?.
97 yaşındaki Katherine’e filmi izletip fikrini sormuşlar.. Cevabı ne kadar haklı.. “Aslında benim hayatım şimdiye kadar kaç defa filme çekilmeliydi?.” Yarım asır sonra, bu filmle gönül alı nıyor, sözde.
Ruslar Yuri Gagarin’i uzaya gön derdiklerinde, Amerikan Uzay Dairesi/ NASA, hâlâ fırlatılacak roketin yer çekimini aşıp uzaya gitmesi, sonra da planlanan yere inmesinin hesap larını yapamıyor du.
O devirde hesaplar, bildiği miz kol çevirmeli hesap makinele ri ile yapılıyordu. Bu hesapları yapan matematik uzma nı insanlara da “Hesapçılar” deni yordu.. Yani.. Hesap yapan.. Yani, İngilizcesi ile Computeer!.. Daha sonra IBM, hesap makinesini yapınca adına “Computeer” dedi. Hesapçı.. Ve NASA dahil tüm şirketler, IBM alıp, hesapçı kadınları kovdular..
NASA arazisi iki bölümdü. Bir tara fında zenciler, zenci hesapçılar, geri kalanda beyazlar..
Beyaz uzmanlar bir türlü işi bece remeyince, NASA’nın başındaki Kevin Costner (Harika oynuyor), zenciler den yardım ister ve Katherine, zenci bölümden alınıp beyazlar arasına gelir. Ama o bölümdeki tuvalet beyazlar için dir. Katherine, çişi geldikçe 20 dakika mesafedeki zenci bölüme gitmek zorun dadır. Yağmur, çamur demeden..
Başkan bir gün bu durumu öğrenir, eline baltayı alır ve o ayrım yapan tuva let tabelasını yerle bir ederken bağırır..
Filmin lafı bence bu.. Kayda geçe cek tonla laf daha varken..
Bu çünkü, 60 sene sonra, başta Amerika, dünyanın hiçbir yerinde, insanlar hala ayni renk işeyemiyorlar..
Filmde Katherine’i oynayan Taraji P. Henson müthiş.. Yakın gelecekte adını çok duyacağımız Janelle Monae hem de nasıl çarpıcı.. Oscar Adayı olan Ocravia Spencer ise, olağanüstü..
Zaten filmde kötü oynayan kimse yok.. Bu filmi görün. Mutlak görün.. Ben en az bir kez daha izleyece ğim..