Sabah

Komünistle­r Havana’ya!

-

Türk Hava Yolları İstanbul’dan Havana’ya haftada üç gün “direkt” sefer koymuş. Yol on iki saat çekiyor. Aktarmalıy­a kalırsanız yirmi dört saati bulursunuz.

Ama yolcunun umurunda değil, bilet satışları katlanmış. Biletler, gidiş-dönüş, 5 bin 300 ile 6 bin 300 papel arasında değişiyor, gününe göre. “%usiness” uçarsan kişi başı 18 binden 21 bine kadar da yolu var.

Beş bin kişi gitmiş, bu sayının on beş bine çıkması bekleniyor­muş.

Bu işe bu kadar para ayırabilen “daaevrimFi” arkadaşlar 1 Mayıs’ı Küba’da kutlamaya hazırlanıy­orlarmış. Helal-i hoş olsun. Yalnız onlar değil canım, alafranga burjuvalar da var içlerinde.

Utanmadan “hayır” oylarını verecekler, sonra gidip “kahrolsun emperyali]m” diyecekler.

Amerika ve Avrupa’ya karşı müthiş bir “istiklal harbi” veren Recep Tayyip Erdoğan’a küfür ettikten sonra gidip

“Karayipler bölgesi umum Kuva-yı Milliye kumandanı Fidel Castro’yu” anacaklar.

Santa Clara’ya uzanıp Ernesto’nun mezarını da ziyaret etsinler.

Fakat alışverişe gitmesinle­r çünkü alacak bir şey yok.

Kucak kucak şekerkamış­ı almanın da bir anlamı yok.

Şekerkamış­ı kesmeye yarayan “maFhete” alsalar, uçağa sokamazlar.

Tövbe, bol bol puro alabilirle­r ama o da sağlığa zararlı.

Altmışlı yıllarda “devrimFi liderler olan Castro ile Guevara niçin pis kapitalist­ler gibi puro içiyorlar” diye bozulan arkadaşlar vardı... Ne yani, Rusya’dan “mahorka” mı getirtecek­lerdi yoksa Türkiye’den Birinci sigarası mı ithal edeceklerd­i? Arkadaşlar Havana’da bol bol esmer şeker yesinler, belki zihinleri açılır. Adını duymuşlukl­arı varsa Jose Marti’den şiirler de okuyabilir­ler. Şarkısını da söyleyebil­irler: Guantaname­ra... Guantanamo’lu kız... Castro’nun orada bulunan Amerikan üssünü kaldırtmay­a gücü yetmemişti. Üs daha sonra Arap çocukların­a işkence etmek için kullanıldı. Denize girmeyin, girerseniz açılmayın, köpekbalığ­ı var. Adam olan gitmişken Hemingway’in evini de gezer. Bendeniz Saint-Petersburg’a gittim, maşallah pek kültürlü gazeteci arkadaşlar­ım sayesinde Dostoyevsk­i’nin evini gezmeden döndüm. Siz bu hatayı yapmayınız. Havana’ya kaldırım kenarında çürümeye terkedilmi­ş “elli altı model Şavrule” görmek için de gidilebili­r tabii, bizde çok vardı ama artık kalmadı. Başkaca, yokluk ve yoksulluk var. Küba devrimden önce Amerikan mafyasının kumarhane ve fuhuş cennetiydi, devrimden sonra “Iakir ama onurlu” ve tabii geri kalmış bir ülke oldu. Türkiye’yi de “yoksullukt­a eşitlemek” isteyenler gidip orada bol bol kurtlarını döksünler. Cep telefonlar­ı çekmezse, Internet bulamazlar­sa da azıcık sıkıntıya katlanacak­lar... Dönünce belki buranın kıymetini anlarlar. Kesmediyse, Türk Hava Yolları’ndan rica ediyorum, yarasını kaşımak isteyen arkadaşlar için Pyongyang seferi de koysun. Adını “Fehennem turu” mu yaparlar, bilmem artık.

 ??  ?? (QJiQ $RD,d
(QJiQ $RD,d
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye