)ahrettin A/T8N
değil, iki!
Ne rejim değişecek, ne de Türkiye’de bir otoriterleşme yaşanacak.
Evet belki çevremizde rejimler değişecek.
Dünyada bir otoriterleşme dalgası yaşanacak.
Fakat Türkiye’de halk kendi liderini, yöneticilerini belirleyen ve denetleyen, gerçek anlamda bir özneye dönüşecek.
Bürokratik oligarşi güç kaybedecek.
Siyasal istikrarı, ekonomik istikrar takip edecek.
İktidar kim olursa olsun, bu sistem bu değişimi temin edecek.
Altını çizerek söylüyorum, iktidar kim olursa olsun.
Gayrı milli muhalefet, iktidarın kimde olacağına karar verecek olan halk bu halk olduğu müddetçe muhalefette kalacağını biliyor.
Onun için halkın gerçek anlamda karar verici ve denetleyici pozisyonda olduğu bir sistem değişimi istemiyor.
Mevcut sistemde iktidar olmak için vesayetçi unsurlarla işbirliği yapabileceğini ve bir yolunu bulup iktidar olabileceğini düşünüyor.
Eğer sistem değişir, Cumhurbaşkanlığı sistemi gelirse bu yolun tıkacağına inanıyor.
İktidar olamasa bile, mevcut sistemde sahip olduğu muhalefet yapma konforunu yeni sistemde elde edemeyeceğini biliyor. ceklerdi. O şansları da kalmadı. Kıvranıp duruyorlar. AK Parti ilk defa iktidara geldiğinde diye yalandan yaygara yapanlarla bugün yalanına müracaat edenler aynı tipler. 1990’larda, 2000’li yıllarda
diyenlerle bugün diyenler aynı kişiler. Ne tesadüf! Evet diyenler darbecilere, teröristlere geçit vermemek için evet diyecek.
Ülkenin bekası için evet diyecek. İstikrar için evet diyecek. Sadece kuvvetler ayrılığı için değil, aynı zamanda ülkenin yönetiminde sağlıklı bir işbölümü için evet diyecek.
Yasamanın yasa yapması, yürütmenin icrai faaliyetlere odaklanması, yargının siyaset değil hukuk üretmesi için evet diyecek.
Kim ne derse desin, bu sistem değişimine en çok darbeciler, teröristler ve vesayetçiler üzülecek.
Sömürgeciler ve onların yerli işbirlikçileri üzülecek.
Bu değişim Türkiye için büyük bir fırsattır.
Ve bu fırsatı kaçırmamız için uğraşanlar bunu saflıklarından değil aldıkları ihale dolayısıyla yapıyorlar.