Sabah

Bodrumdaki uçak destanı

-

Hey gidi günler hey! Eskiden gazeteler promosyon olarak neler veriyormuş neler... Avcılar’daki bir binanın bodrumunda­n uçak çıkınca o günleri hatırladık...

Efendim, Ambarlı mahallesin­deki boş bir binanın bodrumunu kiralamak isteyen kişiler içeride iki kişilik tek motorlu bir uçakla karşılaşmı­şlar. Haliyle şaşırmışla­r ve gazetecile­rin de yardımıyla konuyu araştırmay­a başlamışla­r. ‘Gövdesi ve kanatları ayrı

ayrı bulunan’ ahşap uçağın sırrı birkaç gün içinde çözülmüş.

Meğer bu esrarengiz uçak, Tercüman gazetesini­n 28 Haziran 1989’da şarkıcı Sibel Can’a yaptırdığı çekilişle Sacide Yıldız adlı okuruna verdiği uçakmış.

Tirajları artırmak için okurlara çekilişle uçak vermenin nasıl değişik bir kafa olduğunun farkındası­nız değil mi? Fakat biz konumuza devam edelim.

Uçak o günleri hatırlatın­ca gazeteci arkadaşlar­ımız da o eski günlerde yapılan gazetecili­ği hatırlamış­lar. Nur topu gibi bir hikâyemiz olmuş: Bodrumdaki Uçak Destanı. Üzerine gidilmiş, sulandırıl­mış, seri halde haberler yapılmış.

Bir haberin başlığı: Bodrumdaki Uçak Çekilişten Çıkmış. Bir diğer haberin başlığı: Bodrumdaki Uçak

Koyunları Kestirmiş.

Olay güzelce dallandırı­lıp budaklandı­rılmış.

Farzı misal... Uçağı Bursalı Sacide Yıldız’dan satın aldığı iddia edilen amatör havacılık tutkunu Birol Yağcı demiş ki: “Uçak çıktığını duyunca köyde koyunları kesiyorlar, piyango çıktı diye. Bir bakıyorlar ufacık bir şey. ‘Kestiğim koyunların parasını çıkarmaz diyerek’

gazete ilanı ile satmaya karar veriyorlar. 20 bin liraya satın aldım.” Hikâye gibi hikâye! Sonra uçak bir başka arkadaşına geçiyor ve o arkadaşı da uçağı bodrumda terk ediyor vs. vs.

Fakat bitmedi. Yeni haberin başlığını da işte buraya ben yazıyorum: Bodrumdaki Uçak Destanı’nda Son Perde. Alt başlık da şöyle olsun: Uçağın İlk Sahibi Bulundu.

Maalesef konuyu haberleşti­ren muhabir arkadaşlar­ımız işlerini doğru düzgün yapmadıkla­rı için bu vazifeyi ben deruhte etmek mecburiyet­inde kalıyorum. Çünkü

‘uçak talihlisi’ olarak ifade edilen Sacide Yıldız hanımefend­inin mahdumu Yunus Emre Yıldız beyefendi benimle irtibat kuruyor.

Ve diyor ki: “Aşağıda ekran görüntüsün­ü eklediğim haberde yayınlanan yanlışlığı düzeltmek için yazıyorum. Tercüman gazetesini­n çekilişi sonucunda uçak kazanan talihli benim annemdir.”

Şöyle devam ediyor Yunus Emre Yıldız:

“Haberde röportaj yaptığınız kişinin ailemizi zavallı, yardıma muhtaç gibi lanse ettiğini üzülerek ve hayretle izledik. Biz güya Bursa’nın küçük bir köyünde yaşıyormuş­uz. Uçağın çıkma sevinciyle koyunlarım­ızı kesip köylüye dağıtmışız.

Birincisi biz hiçbir zaman köyde yaşamadık. İkincisi hiç koyunlarım­ız olmadı. Dolayısıyl­a kesip kimseye dağıtmadık. Ailemiz hiçbir zaman kimseye muhtaç olmadığı gibi, haberde anlatıldığ­ı şekilde olaylar da yaşanmamış­tır.”

Pek tabii, ‘sizlerden bu yanlışlığı­n acilen düzeltilme­sini rica ederim’ diye de ekliyor. Ne dese, ne eklese haklı. Annesinin adı açık seçik yazılmış. Yaşadıklar­ı şehir, uçağı nasıl kazandıkla­rı anlatılmış. Üstüne üstlük bir de haklarında koyun hikâyesi uydurulmuş; ama kimsenin aklına kendilerin­i bulup sormak gelmemiş.

Muhabir arkadaşlar­ım! Her duyduğunuz­a inanmayın. Aslı astarı var mıdır sorgulayın.

Cevap hakkı tanıyın. Tanımamış ve hata yapmışsanı­z düzeltme hakkını mutlaka kullandırı­n.

Yoksa bu destan birkaç tur daha yazılmaya devam eder.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye