Büyümede ‘ılımlı’ toparlanma '
ünya ekonomisinin 10 yıldır büyüme lokomotifi ‘gelişmekte olan Asya.’ Çin ve Hindistan’ın ekonomik büyüme performansının da etkisi ile, 2015’te yüzde 6.7 büyümüş olan bu coğrafyanın, 2016-2018 döneminde ortalama yüzde 6.3 ile 6.4 arasında büyüdüğü veya büyüyeceği öngörülmekte. Gerçekleşen veriler üzerinden tüm gelişmekte olan ekonomiler ortalaması yüzde 3.7 gözükürken, 2016 sonu itibariyle yüzde 4.1, 2017 ve 2018 için ise yüzde 4.5 ve yüzde 4.8 bekleniyor. Ancak, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomiler ortalaması yüzde 0.9 düzeyinde. Türkiye’nin 2016’yı yüzde 2.2 ile 2.5 arasında bir büyüme ile kapattığını varsaydığımızda, Çin ve Hindistan gibi iki istisnai ülkenin hariç tutulduğu büyümenin 2.5 katı üzerinde seyrediyoruz. Türkiye Ekonomisi’nin 2017’de yüzde 2.4 ile 2.8 arası, 2018’de ise yüzde 2.8 ile 3.2 arası bir büyüme trendi yakalayacağı beklenmekte.
Küresel ticaretteki toparlanmanın devam etmesi, Türkiye’nin net ihracatının büyümeye katkı sağlaması ve bilhassa anayasa halkoylaması sonrasında özel sektör yatırımlarının toparlanması ile birlikte, Türkiye Ekonomisi’nin 2017’de yüzde 3 ve üzerinde bir büyüme yakalaması da mümkün. Rusya’nın yüzde 1.11.2, Brezilya’nın 0.2-1.5, Meksika’nın 1.7-2, Suudi Arabistan’ın 0.4-2.3 ve Güney Afrika’nın yüzde 0.8-1.6 aralığında büyüme gerçekleştirebileceğinin beklendiği bir dünya ekonomisinde, Türkiye’nin 2017 ve 2018 için yüzde 3 ve üzerinde büyüme trendine geri dönmesi, Türkiye Ekonomisi’ne yönelik küresel algıyı da güçlendirecektir. Nitekim, Türkiye Ekonomisi’nin ‘büyüme hikâyesi’ni sürdürdüğü ve sürdüreceğine dair beklenti, Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetlerinin endeks değerini 25 ayın zirvesine taşıdı. Bu nedenle, referandum süreci tamamlandığı noktada, yeni bir büyüme modeline yönelik çalışmaları da yoğunlaştırmamız gerekiyor.
Yeni bir büyüme modelinin sacayaklarını ise, girişimciler ve KOBİ’lere yönelik yeni stratejiler, sanayi ve istihdamına yönelik yeni stratejiler, tarıma yönelik yeni stratejiler, enerji politikalarına yönelik yeni stratejiler ve makro ekonomi yönetimi ile ekonominin finansmanına yönelik yeni stratejiler oluşturmakta. Bu başlıklar çerçevesinde, büyümenin motoru olan iç pazarı güçlendirip, net ihracatın büyümeye katkısı anlamında, üretim kapasitemizi ve mal çeşitliliğimizi güçlendirerek, Avrasya Bölgesi’nde üretim üssü olarak, bölgesel etki alanımızı genişletmeliyiz. Güçlü bir iç pazar ve güçlü bir üretim performansı ile hedefimiz dünya ekonomisindeki payımızı yüzde 3’e çıkarmak olacak.
Almanya, Avusturya ve Hollanda’nın ardından İsveç’ten de çifte standartlı bir karar geldi. İsveç hükümeti, hava taşımacılığının neden olduğu karbon salınımını bahane ederek, havalimanında ekstra vergiyi meclis gündemine getirdi. Tasarıya göre Avrupa Birliği ülkelerine seyahatte kişi başı 8.5 euro vergi uygulanırken, Türkiye için bu miktar neredeyse dört katı 29.5 euro olarak belirlendi.
Bu kararın emsal olması halinde Türkiye’den Avrupa Birliği’ne gidişlerde bir engel daha çıkarılmış olacak. 2016 itibarıyla Türkiye’den İsveç’e giden turist sayısı 13 bin 485 kişi oldu. Bu rakam 2015’te 8 bin 265 düzeyindeydi. Son beş yılda ise İsveç’e giden Türk sayısında tam 6 kat artış yaşandı.
Avrupa Birliği’nin, iklim değişikliğiyle mücadele önlemleri kapsamında 2012 yılında başlattığı karbon salınımı vergisi, birçok ülke tarafından tepkiyle karşılanması nedeniyle uygulanmıyordu. Ancak İsveç hükümeti, 2012’de alınan kararın uygulanması için yasa tasarısı hazırladı. Mart ayı içinde İsveç meclis gündemine gelecek tasarı 2018’den itibaren hayata geçirilecek.
İsveç hükümetinin bu kararını değerlendiren DETUR CEO’su Firuz Bağlıkaya, Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili birçok bakanlığa başvurup düzeltilmesi talebinde bulunduklarını belirtti.
Konuyla ilgili bilgi veren DETUR’un CEO’su Firuz Bağlıkaya, uygulanması düşünülen kişi başı vergi miktarının 3 kategoriye ayrıldığını belirterek kategoriler ve fiyatlandırmayı şöyle açıkladı: “Yunanistan ve İspanya’nın da bulunduğu AB içinde kalan ülkeler için 8.5 euro. AB dışında olup, Stockholm’deki Arlanda Havalimanı’na 6 bin kilometreye kadar olan uçuş mesafesinde kalan ülkeler için 29.5 euro. Bu kategoride Türkiye ve Mısır da bulunuyor. Üçüncü kategori ise AB dışında olup Arlanda Havalimanı’na 6 bin kilometreden daha uzun uçuş mesafesinde kalan ülkeler için 45 euro.” meclisten geçmesi duru-