Haberler nasıl kaldırılır?
Son bir ay içinde 30’dan fazla okurumuz kendileriyle alakalı eski tarihli haberlerin kaliçin Okur Temsilcisi’ne müracaat ettiler.
Kimileri şikâyetçi oldukları haberin içerdiğini iddia ediyorlar. “Haber yanlış, mağdur oluyoruz” diyorlar. “Bizi kötü göstermişsiniz ama işin aslı öyle değil” diyorlar. “Ben o davadan beraat ettim, suçsuz olduğum anlaşıldı; ama sizin haberleriniz yüzünden herkes beni öyle sanıyor, insan içine çıkamıyorum” diyorlar.
Kimileri ilgili
arşivlerde durmasının da bir anlamının olmadığını söylüyorlar. “Geçmişte ne olduysa oldu; şimdi yeni bir hayat kurmaya çalışıyorum ama her yerde bu haberler karşıma çıkıyor; yapamıyorum” diyenler de var “Bilmem kaç yıl önce yaşanmış bir olay. Zaten cezamı çektim, çıktım. Daha ne istiyorsunuz” diyenler de.
Geçmişte yapılmış bazı haberler yüzünden evlenemediklerini, iş bulamadıklarını, hatta ev bile kiralayamadıklarını yazan okurlarımızın sayısı hiç az değil.
Bazı okurlarımız ise
gerekçesiyle çalıyor kapımızı. “Çoluğunun çocuğunun ne suçu var. Şimdi anlamıyorlar ama bir iki yıl sonra bu haberleri okuyacaklar, hayatları kararacak” şeklinde gerekçelendiriyorlar taleplerini.
Bütün okurlarımıza üzülerek aynı yanıtı veriyorum:
Bize ulaşan talepleri gazetenin hukuk servisine iletebilir ve bazı tavsiyelerde bulunabiliriz. Somut eleştirilerin olduğu durumlarda şikâyete konu olan haberi meslek ahlakı bakımından değerlendirip, doğrusunu yanlışını araştırabilir, bu konuda yazı yazabiliriz. Fakat yapabileceklerimiz bunlarla sınırlı.
Bir adım daha ileri gidersek, sadece ombudsman değil, gazetenin yazı işlerinde çalışan hiç kimse bu konuda bir karar alıp uygulamaya mezun değil.
Sabah gazetesinin hukuk birimi ise bu neviden taleplerin kendilerine mahkeme yoluyla iletilmesini istiyor.
Bu da son derece haklı ve anlaşılır bir ilke. Çünkü
Bir tuşa basarak silinmesi, değiştirilmesi mümkün olmamalıdır.
Şikâyet ettikleri konularda okurlarımızı haklı bulduğum durumlarda bile kendilerine önermekten başka bir seçeneğim yok maalesef.
Kanunda bu sorunu çözmek için iki yol önerilmiş. Kısaca onları anlatalım.
Kişiler ni ihlal’ durumlarında önce doğrudan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na başvurup sayfaya erişimin ‘tedbiren’ engellenmesini isteyebilirler. Bu tedbir geçicidir. Başvuru sahibinin 24 saat içinde konuyu Sulh Ceza Mahkemesi’ne taşıması gerekir. Mahkeme de 48 saat içinde başvuruyu neticelendirip bir karar vermek zorundadır.
Hakaret, iftira, küfür, aşağılama gibi durumlarında da tek yetkili Sulh Ceza Mahkemesi’dir. Hâkim şikâyeti ivedi biçimde değerlendirir ve 24 saat içinde karar verir.
Eğer okurlarımız haklı olduklarını düşünüyorlarsa, haberlerin yayınlandığı siteleri tek tek arayıp uğraşmak yerine bu yolu tercih edebilirler.
Okurlarımıza mecburen mahkeme yolunu öneriyorum ama vicdanım gazetelerin de bu konuda standartlar belirleyip inisiyatif almasının gerekli olduğunu söylüyor.
İlle de arşiv bütünlüğü korunmak isteniyorsa, bunun yolu haberle-
geçer. Dijital hafızanın sonsuzluğu gerçeğiyle yaşamak zorunda olduğumuzu düşünmüyorum.
Kanaatimce mesele özel hayatın gizliliğini ya da kişilik haklarını ihlal eden haberlerden ibaret değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2015’te verdiği kararda işaret edildiği gibi bireylerin olmalı. Talep geldiği takdirde güncel olmayan, alakasız haberler kaldırılmalı.
Bu konuyu da ilerleyen yazılarımızdan birinde tartışalım.