CHP milletvekili yalnız değildir... d
ok uzun yıllardır yazıyorum: CHP’nin temel sorunu kendisini yenileyememektir. Ama bu sorun kaldıkça, eskidikçe, mayalandıkça sadece 7rkiye’nin sorununa dönüşüyor.
Aynı sorun dada önceleri artık adını kimselerin bilmediği SHP saflarında yaşandı. SHP kendisini zaman zaman CHP’ye yaklaştırır küçük ama etkili bir grup da ona itiraz ederdi.
Doğrusu bu itirazlara kulak vermekti. Tersi oldu. SHP gitti eliyle kendisini attı. Ondan sonra da gerçek bir sosyal demokrat parti haline gelemeyeceği anlaşılmış CHP büsbütün geçmişin, eskinin bir partisi oldu.
Şimdi heyecan uyandıran CHP milletvekili Hsn Bozkurt’un konuşmasını dinleyince doğrusu hem hüzünlendim, içim acıdı hem de ne yalan söyleyeyim güldüm.
Sayın milletvekili elbette inanarak, içtenlikle, içinde duyarak söylüyor sözlerini. Biz diyor yeniden
başlatırız, yeniden Samsun’a çıkarız, yeniden sizi denize dökeriz. Kime ‘siz’ dediğini de emperyalistler, ‘haramzadeler’ (bu sözcüğü insanlar ‘haram yiyen’ zanneder, gerçek anlamı ‘hara
yani ‘Siç’ karşılığıdır) diye açıklıyor. ‘Evet’ çıkarsa üzülmeyin, böyle olur diye ferahlık veriyor.
Sorun milletvekilinin bunları söylemesi
Sorun bu zihniyet. Yani birçok insanın hâlâ bu ‘nostalMi’ ile yaşamasıdır.
milletvekilinin açıklamalarını doğru bulmamış. Sevindirici. Ama ‘doğru bulmadım’ dediği herhalde bu ‘vururuz, kırarız’ kısmıdır işin. Yoksa nostalMi ve rans söz konusu olduğunda Kılıçdaroğlu da milletvekilinden daha farklı bir yerde değil.
Geçen gün bir konuşmasını dinledim. Aman Allah’ım! anlatıyor. Şunu yaptık, bunu yaptık diyor. O günleri hicranla, hasretle, hazla anıyor. Hem de nasıl bir anmak, sanki 1930’lar dündür.
Problem işte bu: bu zihniyet. Ve ne yazık ki, iş bu noktaya kadar geldi. Türkiye, zaman içinde, ucundan kıyısından da olsa denediği, biraz tanıştığı, biraz bulaştığı bütün o sol kltr sosyal demokrasiyi unuttu, zihninden sildi, geriye döndü, hayali, nostalMik Eir geç
saplanıp kaldı. CHP eliyle. Bu yeni değil. ortasında başlayan bir proje. 00 ’de Gül’ün CB adaylığına karşı gelişen Cumhuriyet mitingleriyle doruğuna çıktı. Bugün de aynı yerde duruyor. Hatta aradan geçen zamanda meydana gelen değişimlere rağmen aynı pozisyonun muhafaza edilmesi elbette bir gerileme anlamı taşıyor.
Bu duruma kaçınılmaz şekilde üzülüyoruz. Bu kişisel değil, toSlumsal hatta tarihsel bir üzüntüdür.
Türkiye bugüne değin bu dar çemberi aşmalıydı. İlgili kitaplarımda, bilhassa bu konuları Türkiye’de ilk kez irdeleyen <eni Bir
başlıklı kitabımda olarak nitelendirdiğim Kemalizmin bu özelliği benimsenip, bu özelliğiyle de Kemalizm benimsenip, o kadarla yetinilip, ötesine geçilerek CHP tarafından yeni bir politika geliştirilmeliydi.
Kemalizmin reddi anlamına gelmezdi bu tutum. Nitekim daha 19 0’lerde klasik 2k’un yanına yeni oklar eklenmişti.
Bu kadarını daha o tarihlerde yapan CHP’nin şimdiki durumu sadece Eir tek milletvekilinin kişisel heyecanı, tercihi, muhakemesi değil. Bir temel kaEul. Bir temel siyasal Sozisyon. O nedenle hem milletvekili hem de genel başkan belki farklı sözcükler kullanıyor, farklı tonlamalarla konuşuyor ama özünde aynı mantığı yansıtıyor. <ani CHP milletvekili
Türkiye keşke farklı bir siyasetin CHP’sine muhatap olsaydı...