Sabah

Tavuk şeyi ve tövbe

- EarGiF#saEaK FoP Wr 606 ($5 ya] ·ye J|nGer 7/ 0+ 53 3 3 0(6$- IaFeEooN FoP enJinarGiF

A merika’nın “kendi kanatlarıy­la uçmak isteyen” Tayyip Erdoğan’ı devirmek için Fetö denilen pislik maşaya darbe yaptırdığı­nı bilmeyen kalmadı. Bu, Avrupa’nın “Erdoğan karşıtı” özlemiyle de örtüştü...

15 Temmuz’u, “aslında amaçları iktidarı Fetö’ye vermek değil iç savaş çıkarmak ve o karmaşadan bir Kürt

devleti koparmaktı” şeklinde yorumlayan­lar da var ama bu sonucu değiştirmi­yor. Türkiye’nin Rusya’yla yakınlaşma­sını önlemek için “uçak düşürtmeye” varan hamleleri kimin tezgâhladı­ğını da bilmeyen yok. (Dış politikada yanlış üstüne yanlış yapan Davutoğlu’nun “başını yiyen” de bu son hata olmuştu.) Şimdi Rusya’yla aramızı düzelttik. Domatesi falan boşverin... Vize de elbette kalkacaktı­r. Son derece önemli olan gelişme, Türkiye’nin Rusya’yla ORTAK SİLAH ÜRETMEYE yönelmesid­ir. Daha önce kendi uçağını, kendi tankını, kendi topunu, kendi tüfeğini yapmaya kalkan Türkiye, şimdi de Rusya’yla ortak füzeler geliştirme­k amacındadı­r. (“Hava savunma sistemi” falan gibi parlak laflar bunun “kibarca” söylenişid­ir.) Bu Türkiye için bir devrimdir. Tarihte ilktir. Türkiye, yavaş yavaş, savaş sanayiinde 1947 yılından beri girmiş olduğu “Amerikan boyunduruğ­undan” kurtulmaya çalışıyor.

Amerikan derin devleti bunu “affetmedi” ve darbe yaptırdı, biliyorsun­uz.

1960 yılında Rusya’dan kredi istemeye kalkan Menderes’i affetmemiş, 1971 yılında gene Rusya’ya demir-çelik tesisi kurduran ve haşhaş üretimini yasaklamay­ı reddeden Demirel’i affetmemiş, 1980 yılında da Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesine karşı çıkan bütün Türk politikacı­larını affetmemiş­ti... Bu sefer tutturamad­ı. Bu, ileride tekrar denemeyece­ği anlamına gelmez. Türkiye’nin Rusya’yla ortak silah üretmesi, “NATO’nun silah sistemleri­nden” de yavaş yavaş çıkması demek olacaktır.

Eh, bu da NATO’dan çıkılmasa bile bu birlikteli­ğin kâğıt üzerinde kalması anlamına gelir. Hele bir de Avrupa’ya “vazgeçtim, girmiyorum” diyecek bir Türkiye... O noktaya doğru gidiyoruz. Amerika, kendisine boyun eğecek bir kuklayı elbette tercih eder ama bunu Kemal Bey gibi bir “siyasi zavallıyla” sağlayamay­acağını da bilir.

Dolayısıyl­a, “vallahi billahi bir daha müttefik ülkelerde darbe yaptırmaya­cağım” diyen Trump’a ne kadar güvenilir? Tavuğun orası ne kadar tövbe tutar? Kalıyor, darbenin bir diğer şekli olan “suikast”...

Avrupa’da, aşağılık bir profesör bozuntusun­un ağzından bu da telaffuz edildi. Avrupa’da buna talip olacak gizli servis de hazırdır, tabii bir maşa kullanmak şartıyla.

Tanıdığım bazı yerli profesör bozuntular­ı da böyle bir durumda zil takıp oynamak üzere hazır bekleyecek­lerdir. Hele bir de Türkiye milli gelir düzeyini

“kımıldatma­yı”, yukarılara taşımayı ve az gelişmişli­k düzeyinden kurtulmayı başarmış olduğu gibi orta gelişmişli­k düzeyinden de sıyrılmayı başarırsa...

Çok dikkatli olmak gerekiyor.

 ??  ?? (nJin $5',d
(nJin $5',d
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye