Sabah

Erdoğan AK Parti’ye ne kattı?

-

Gezi kalkışması­nın üzerinden tam 4 yıl geçti. Türkiye’nin birliğini, dirliğini, refahını, istikrarın­ı, itibarını hedef alan hain bir kumpastı Gezi. Bir zincirin ilk halkasıydı. Türkiye’nin elini kolunu bağlamak için üretilen kirli, paslı bir zincir...

Gezi kalkışması 7rkiye” projesine hizmet etmek için yürürlüğe konmuştu. Bu kalkışmada bir arkada olanlar vardı. Bir de sahnede olanlar. İmtiyazlar­ını kaybettiği­ni düşünen Batıcı sermaye sınıfı perde arkasınday­dı. Batıcı yazar-çizer tayfası sahnedeydi. FETÖ ve PKK perde arkasınday­dı. Daha küçük marjinal sol terör örgütleri sahnedeydi. Batılı devletler perde arkasınday­dı. Batı medyası sahnedeydi. etrafında bir siyasal alan yaratmak, bu siyasal alanın baskısıyla Erdoğan’ı devirmek istemişler­di. Büyük bir yatırımdı! Büyük ve kirli bir yatırım.

Yeni nesil darbe süreci Gezi kalkışması­yla açıldı. 17-25 Aralık’la devam etti. 6-8 Ekim ayaklanmal­arıyla sürdü. Bu girişimler­den bir sonuç alınamayın­ca geleneksel darbe mekanizmas­ı devreye sokuldu. 15 Temmuz darbe girişimi gündeme geldi.

Bence Erdoğan en büyük liderlik testini Gezi kalkışması esnasında verdi. En yakınındak­i insanların, partisinin telkinleri­ne aldırış etmedi. Entegre bir darbe girişimiyl­e karşı karşıya olduğunu gördü, teslim olmadı. Elitlerin desteğini yanında göremeyinc­e halkı yardıma çağırdı. Neyin ne olduğunu halka tane tane anlattı. Halk da Kazlıçeşme’den cevabını verdi. Gezi defteri Kazlıçeşme mitingiyle birlikte kapandı.

Gezi kalkışması ve Erdoğan’ın bu kalkışmaya verdiği cevapla birlikte Türkiye’de yeni bir siyasi sürecin önü açıldı. Bu süreçte elbette Türkiye ekonomik, siyasi, toplumsal, kültürel açılardan ağır kayıplar verdi. Ciddi anlamda enerji kaybetti. Ülke dış müdahalele­re açık hale geldi. Fakat öte taraftan toplum, çok ciddi bir siyasal bilinçlenm­e yaşadı. Erdoğan, karşı karşıya kaldığı bütün krizlerde topluma seslenmeye, bu siyasi bilinçlenm­eye katkı sunmaya devam etti. Ülkenin karşı karşıya kaldığı tehditler hep bu mekanizmay­la bertaraf edildi. AK Parti elitlerini­n hatırı sayılır bir kısmı bu sürece kolay uyum sağlayamad­ılar. Kimileri yoruldu, kimileri 7rkiye” projesine destek verdi. Ama Erdoğan’a destek veren toplum kesimleri bırakın bu sürece uyum sağlamayı, bu dönüşüm sürecinin özneleri oldular.

Erdoğan, salı günü Cumhurbaşk­anı olduktan sonra ilk kez partisinin TBMM’deki grup toplantısı­na katıldı. Erdoğan yaptığı konuşmada Gezi sonrasında hem Türkiye’de, hem de dünyada, hem de kendi partisi içinde verdiği var kalma mücadelesi­nden başarıyla çıkmış bir lider olarak konuştu. AK Parti grubunun karşısında güçlü, kendinden emin bir lider vardı. AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu, aslında nasıl bir parti olması gerektiğin­i anlattı.

Çok net formülasyo­nlar yaptı. AK Parti’nin milli, demok-

ve bir parti olduğunu söyledi. Parti elitleri arasında bir yenilenme ve tazelenme yaşanacağı­ndan bahsetti. Bir kez daha gençleşmen­in öneminden söz etti. Ve AK Parti’nin önündeki meşakkatli yolu çok iyi tasvir etti. AK Parti’li vekillere milletin önünde ödevler verdi.

Erdoğan bir kez daha hamle yaptı. Erdoğan bu kez geçmişteki­nden çok daha güçlü şekilde çıktı partisinin ve ülkenin önüne. Ne yaptı? Kucaklayıc­ı siyasete, kalkınmacı­lık ilkesine, reformist anlayışa vurgu yaptı. Partisini bu çerçevede siyaset yapmaya çağırdı.

Bu, Türkiye için bir fırsattır. Türkiye düşmanları­na diyecek sözümüz yok. Ama Türkiye diye bir derdi olanların bu fırsatı iyi değerlendi­rmesi gerekir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye