Sabah

Bir resme âşık oldum!.

-

Perşembe günü öğleden sonra eve geldim. Gazeteleri­mi her zaman uzanıp okuduğum divanın baş ucuna koydum.. Okumama TRT Müzik eşlik eder ya.. Onu açacağım.. Ama önce NTV’yi tıkladım.. “Ne var ne yok” diye.. Kırmızı yazı, ya da benim beklediğim özel bir haber yoksa, beyaz yazılara bakmam bile.. Geçerim..

Geçemedim bu defa.. Televizyon­a bakakaldım..

Ekran ikiye bölünmüş.. Bir yanında Türk Bayrağına, sarılmış bir tabut.. Hani Arif Nihat Asya der ya.. “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü Kız kardeşimin gelinliği Şehidimin son örtüsü..” İşte o!. dermiş.. Yani Arif Nihat, eksik söylemiş.. “Mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü” Songül Yarbayımın hem gelinliği, hem son örtüsü.. İkisi birden.. Canlı yayını nakleden spiker anlatıyor.. Çıkmış da, temize çıkmak yetmez ki Ordu ile evli olan Yakut Yarbayıma.. Onurunu, gururunu, üniforması­nı ve rütbesini geri almak için Yargı’ya baş vurmuş. Fetöcü yargıç ve savcıların çoğu tutuklandı­ğı, ya da kaçtığı, kalanların da arazi olduğu dönemde davayı kazanmış. 30 Ağustos’ta terfi de edip Yarbay olmuş. Halkla en çok iç içe olmak için seçtiği Jandarma’nın komutanlığ­ı onu Gene Güneydoğu’ya yollamış. Aslında, bir yanda ülkesi için terörle savaşmaya gönüllü.. Öte yanda ezilen Güney Doğu Kadınların­ın haklarını bir Sivil Toplumcu olarak savunmaya da gönüllü olduğu için Şırnak’ta Jandarma Komutanı olmak onun için çifte mutluluk.. Türkiye’nin ilk ilçe Jandarma Komutanı olmuş.. ..Ve orda bulmuş şahadet mertebesi Songül Yakut Yarbayı.. Daldım birden.. 15 Temmuz olmasa, Songül, artık yarbay değil, er bile olmayan Songül şimdi büyük olasılıkla üzerinde artık mahkum üniforması­yla, kim bilir hangi hücrede çürüyor olacaktı.. Ama hayatta olacaktı!. Kadere bakar mısınız?. Peki sorsaydık, sorabilsey­dik

Yarbayıma, hangisini tercih ederdi..

Gözünü kırpar mıydı, hep bildiğimiz cevabı verirken..

Neden?. “Niye peki” demeyin sakın.. Orhan Şaik Gökyay, tarif etmiş, yetmemiş, adını da vererek yazmış, işte, yıllar yıllar önce.. Kahin gibi.. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranların­dır, Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerin­dir.

Tutuşup kül olan ocaklarınd­an, Şahlanıp köpüren ırmakların­dan, Hudutlarda gaza bayrakları­ndan Alnına ışıklar vuranların­dır.

Tarihin dilinden düşmez bu destan, Nehirler gazidir, dağlar kahraman, Her taşı bir olan bu vatan Can verme sırrına erenlerind­ir.

 ??  ??
 ??  ?? ULUd
ULUd

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye