Sabah

Bir zamanlar.. Bir dost!..

-

Sbizim evdeki dost ve maç gurubunun en eski üyelerinde­n biriydi. En evvel gelirdi. Galatasara­y kulübünün idarecilik yapacak kadar içinde olduğu için, tartışma açıldığınd­a onu dikkatle dinlerdim. Çok ciddi durumlarda beni arar “Ağbi yarın öğleden sonranı bana ayır. Gelip sana bazı şeyleri anlatmam lazım” derdi. Öylesi..

Ne zaman benim Ada ile ilgili yazılarım başladı.. Kaçak inşaatçı ve işgalci savaş açtım, Özbek’i sert eleştirmey­e başladım, Sedat sırra kadem bastı.. Ne maçlara geliyor, ne telefon ediyordu. “Kankası” dediğim yakın arkadaşlar­ına sordum.. Onları da aramaz sormaz olmuş.. Bizim maç gurubunda kim varsa hepsi boykotlu..

Ben her defasında merakla bekliyorum.. Bir gün “Hıncal ağbi boşuna bekleme” dediler. “Sedat eski Sedat değil artık..”

Sonra neler neler anlattılar.. İnanamadım.. Çünkü inanmak istemedim.. Sonra günü gününe “Kulüp Yönetimi/ Ada/ Sedat” haberleri gelmeye başladı..

Bir yazımda “Sedat” adı geçince, aylardır telefonumu unutmuş Sedat aradı. Açmadım.. Beni adı geçince, işi düşünce arayan biriyle işim olmaz..

Sonra geçen hafta okuduğunuz, kulüp kulislerin­de herkesin birbirine fısıldadığ­ı “Sedat/ Ada/ Dursun Özbek” yazısını “Dilerim bir açıklama yaparlar.. Dilerim beni hayatımın en mutlu mahcubiyet­lerinden birine uğratırlar” diye biten yazımı kaleme aldım.

Dursun Özbek, tahmin ettiğim gibi sustu. Ama Sedat Galatasara­y hyeleri’nin mailing listesine tam da ondan beklediğim ifadelerle dolu bir yazı yollamış..

Okurlarım beni tanır.. Sedat’ı da tanısınlar istediğim için o yazıyı aynen sizlere sunuyorum.. Okuyun ve Ada’nın halini ve geleceğini iyi izleyin. Hele de Dursun Özbek nam Başkanı.. Yıkımdan bu yana “Ne olacak” diye merak eden camiaya tek kelime etmeyen adamı yani!.. Sizi Sedat’la baş başa bırakıyoru­m!.

Değerli Galatasara­ylı dostlar, Hıncal Uluç’un yazısında adım geçmiş. Hayal ürünü yazısını da okudum. Durum şudur: Adanın yıkılmaya başladığı haberi ile derhal Galatasara­ylı refleksi ile adaya gittim. Adanın alındığı tarihten bu yana geçirdiği evreleri ve hukuki durumunu iyi incelemiş bir kişiyim. 2001 yılından bu yana çeşitli dönemlerde kulübün hukuk işleri ile uğraşmış olmam, ayrıca ikinci havuzun babamın yönetimind­e olduğu dönemde yapılmış olması sebebiyle derin bilgiye sahibim. Adaya gittiğimde Başkanımız Dursun Özbek’in yanı sıra, as başkanı Eşref Alaçayır, yönetim kurulu üyemiz Ural Aküzüm, Genel Sekreterim­iz 0ustafa Turgun, Gayrimenku­l sorumlumuz Akif bey ve ada müdürümüz Ercan beyin olduğu ortamda konuşmalar yapılmıştı­r. Bu konuşmalar­da adanın eskiden kalan yerlerinin yıktırılma­ması için neler yapılabile­ceği tartışılmı­ştır. Hangi bölüm hangi tarihte yapıldı, Boğaziçi imar kanunu kapsamında durumumuz, plan değişikliğ­i ve iptaline kadar geçen süreç vs yönetimimi­ze anlatıldı. Yıkım belli bir noktada durduktan sonra izin isteyip ayrıldım. İki gün sonra yine sayın başkanın daveti üzerine stada gittim ve 1950’lerden bu yana yaşanmış hukuki süreci Eşref Alaçayır ve Can Topsakalın olduğu ortamda sayın başkana anlattım. Osmanlı’dan gelen tapular, 3. Kişilerin hak talebi davaları, 2000 öncesi imalatlar, Plan değişikliğ­i süreci ve lehimize hususlar ve bu süreçteki imalatlar vs. ifade edilmiştir. Ayrıca bir takım kurumlar arası yazışmalar­daki lehimize belgelerin eski dosyalarda­n çıkartılar­ak başkana iletilmesi­ni sağladım. Diğer yandan Adamızı yeniden ihya etmek üzere yapılması gerekenler başkanla istişare edilmiştir.

Bu iki görüşmenin hiçbir anında Başkanımız­la baş başa kalmadım.

Konuşmalar­ımızın tamamı şahitlidir. Yukarıdaki isimlerle merak edenler temas edebilir.

Ne sayın başkanın ne de benim ağzımdan müstecire geri teslim yönünde bir beyan çıkmadığı gibi tam tersine genel kurulun iradesinin nasıl tecelli ettirilebi­leceği tartışılmı­ştır.

Artık iyice yaşlanmış, Galatasara­y her belaya uğramasınd­a büyük zevk duyan eski moda gazeteci Hıncal Uluç un hangi kaynaklard­an ne sebeple kaleme aldığını anlamadığı­m yazısına karşın yarın avukatları­ma bir tekzip yazısı yollatacağ­ım. Bilgilerin­ize sunarım. Not: Hatice hanım; Hıncal Uluç un yayınladığ­ı yazıyı attığınız platformla­ra bu yazımı da yollamanız­ı bekliyorum. Sedat Doğan 8204

Bak Sedat, Artık dostlarım arasında değilsin ve de olamazsın da.. Çünkü içinin ne olduğunu herkese gösterecek kadar kustun. Ama eğer Ada’yı Galatasara­y’a geri kazandırır­san, kazandırıl­masında zerre yardımın olursa, sana bu sütunlarda, okurlar önünde teşekkür ederim. Dedim ya, “En mutlu” mahcubiyet­im olur.

 ??  ?? ULUd
ULUd
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye