Sabah

Behey haysiyetsi­z!

- Salih.tuna@sabah.com.tr

Böylesi durumlarda nasıl taziyede bulunulur, nasıl başsağlığı dilenir, bilemem. Lal olur kalırım. Sevgili kardeşim 3rof.

Harun Cansız’ın oğlu Furkan’ımız trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldığın­da böyle olmuştum. Sonra aklıma... Aynı kaderi paylaşan Alaeddin Özdenerin’in “Kerem’in çantası” adlı Türk şiirinin en dokunaklı dizeleri gelmişti:

“Senin çantanın oğlum

Bir gözünde gülücükler­in vardı

Ağlayan çocukların yanakların­a yapıştırır­dın Bir gözünde defterin vardı Ki her yaprağında Yıldız gibi çırpınırdı minik kalbin.

Bir gözünde üzüntüleri­n vardı Saklardın. Bir gözüne de kuşlar yuva yapmıştı. Kulpundans­a Keremcik Kedercikle­r sızardı. Çantan ne ağır çantaydı.”

Türk öyküsünün usta ismi Hseyin Su (İbrahim Çelik) abimizin kızı vefat ettiğinde de dillerim lal olmuştu.

Aramaya cesaret edememişti­m.

'aha sonra, Akif Emre abimin cenazesind­e, Fatih

Camii’nde sarıldım Hseyin Su’ya.

Bir şey söyledim mi, söyleyebil­dim mi, bilmiyorum.

Acı üstüne nasıl bir acıdır bu ya Rabbi!

Birkaç gün evvel de Ersin delik’in 7 yaşındaki kızı Ecrin delik trafik kazası sonucu bu kirlenmiş dünyadan meleklerin kanatların­da uçtu dâr-ül-bekâya.

Titreye titreye aradım Ersin’i.

Hayatımın en zor telefonuyd­u.

Yüreği kanayan bir babaya ne diyecektim?

Rabbim sabır versin, inşirah versin. Görünmez ordularıyl­a merhem olsun yaralarına...

Sosyal medya soysuzları, psikopatla­r çemkirdile­r yine.

“Allah’ın sopası yok

işte” veya “%yseydi babasından utanacaktı” gibi müstekreh twitler attılar. Milliyet’ten Özay

Şendir arkadaşımı­z haklı olarak isyan etti.

Nasıl isyan edilmez bu alçaklığa?

Bunlar nasıl insanlar? 0erhamet hiç mi uğramaz kapılarına?

Baba nedir evlat nedir hiç mi duymamışla­r?..

Hayır, bu münferit bir durum değildi.

Öyle olsaydı, peçeteden kendi imkanlarıy­la üreyen veya kurulanmad­an sokağa fırlatılan mahluklar der, nefsimizi köreltirdi­k. Aynı haysiyetsi­zler...

Kadir Demirel kardeşimiz kızının gözleri önünde bıçaklanar­ak katledildi­ğinde, sürüler halinde (TT düzeyine vardıracak kadar) galiz küfürler savurmuşla­rdı.

Sırf çalıştığı gazeteye duydukları kin ve nefret yüzünden.

Halbuki, karıncayı bile incitmeyen, yüreği insan sevgisiyle dolu bir arkadaşımı­zdı Kadir... “Klasikleri okumayana ehliyet bile verilmemel­i”

demişti 1uri 3akdil. Ne kadar haklıymış! Shakespear­e’in

“9enedik 7aciri”ndeki Shylock’u hatırlasan­ıza. “Etimiz kesilince bizim de kanımız akmaz mı...” sözünün geçtiği tiradını. Bu millete ne oldu? Siftah yapamayan esnafı gözeten esnaftan, susuzlukta­n ölürken yek diğerine su uzatan kahramanla­rdan buralara nasıl geldi?

Bu merhamet medeniyeti­nin çocukların­ı hangi “hoşgörü” kamuflajlı yılanlar, hangi zehirli akrepler soktu?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye