Dünya neden susuyor?
Dünya’nın karşı karşıya bulunduğu tehlikeleri, açlığı, sefaleti, çevre sorunlarını, gelir dağılımı adaletsizliğini, bölgesel savaşları ve dünyanın korkulu rüyası nükleer silahlanmayı insanlık âlemi kaygıyla izliyor.
21. yüzyıla bu kaygıyla giren dünya, neredeyse soğuk savaş dönemini bile arayacak durumda. Siyasi ve ekonomik sistem açısından da dünya yeni bir altüst oluşun eşiğinde. İdeolojiler ya devreden çıkıyor, ya daha radikalleşiyor. Klasik siyasi akımlar yerini “gerçeküstü” vaatlerle bezeli ve bir anda devreye giren ve nereye savrulacağı kestirilmeyen siyasi aktörlerin öncülük ettiği akımlara bırakıyor.
Siyasetteki bu derin değişimin nasıl bir mecraya gireceğini zaman gösterecek. Ama dünyanın acil olarak ortak aklı temsil edecek bir “hakeme” ihtiyacı var. Eksik bile olsa uzun insanlık tarihinin ürünü olan devletler hukuku üzerine kurulu bir Birleşmiş Milletler var ama ne yazık ki işlemiyor. Daha doğrusu adaletsiz işliyor. Her şeye olan dünyanın 5 ülkesi karar veriyor. Ne 2 milyar nüfusa yaklaşan İslam ülkelerinin ne de Afrika’nın Güvenlik Konseyi’nde tek üyesi var.
Bu konu, 6-11 Eylül 2000’de .ofi Annan döneminde yapılan “BM Milenyum =irvesi”nde tartışıldı ve önemli öneriler kayıt altına alındı ancak somut hiçbir adım atılmadı ya da attırılmadı. Bu gerçeği son yıllarda sık sık Cumhurbaşkanı “Dünya 5ªten büyüktür” diyerek seslendiriyor. Önceki gün, bir kez daha BM salonundaydı ve bu kez çok daha net bir öneriyle dünyaya seslendi:
“Yaşanan insani trajediler, Türkiye olarak ‘Dünya 5ªten büyüktür’ diyerek sembolleştirdiğimiz BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden yapılandırılması çağrımızın haklılığını teyit ediyor. (...)
daimi üyeyle idare edilen bir dünya bir BM *üvenlik .onseyiªnin insan-
BM, sadece Deli Dumrul gibi hareket eden Güvenlik Konseyi’nin 5 üyesi nedeniyle değil, insanlık suçları işlenirken pasif kalması, aldığı kararların arkasında durmaması hatta etik değerleri yitirmesi nedeniyle tartışılıyor, meşruiyeti sorgulanıyor.
Bunu da dünya ülkeleri arasında yüksek sesle dile getiren tek ülke Türkiye. Cumhurbaşkanı BM’nin reforme edilmesi gerektiğini söylerken, dünya ülkelerini bekleyen tehlikelere de dikkat çekti: