Türkiye’yi kıyamete zorlamak
Dünya genelinde ve özelde Ortadoğu’da örgütler üzerinden adı altında yürütülen kaos stratejisi yerine artık bölge ülkeleriyle,
hayata geçiriliyor. DEAŞ sonrası bu doktrinin ilk adımı ise Erbil’in güçlerin,
mu” kararı ile Suriye’nin kuzeyinde YP* denetimindeki ru” projesidir. <eni konseptin başarısı, ilk önce cepheye kurşun asker olarak sürülecek yerel güçlere ve terör
geçiyor. Çünkü emperyal
ile bir ‘YP* ülkesi’ inşa etmenin Ortadoğu’da nasıl bir kıyamete yol açacağını en ince ayrıntısına kadar hesap ettiklerinden hiç kuşkumuz yok. arasındaki çatışmalarla bölge adeta ateş topuna dönecek. Türkiye’nin Erbilyönetimine yönelik uyarıları işte bu sinsi projedeki görmesinden kaynaklanıyor.
Bu planın merkezinde
trajik bir tabloya da işaret ediyor. <oksa ile şu anda tutan
düşündüğünü mü sanıyorsunuz? Şunu asla unutmayalım! Haçlı zihniyeti nasıl nefret ediyorsa
aynı şiddette nefret eder. Bütün hedefleri de bu yana yıkamadıkları Türk-Kürt ittifakını çökertmektir.
Bu tarihsel gerçeklikten bakınca,
ikiyüzlülüğü net olarak görülür. Bakmayın siz ABD ve AB’nin Erbil’e
Türkiye’nin yanında görünmelerine. Çünkü karşı karşıya getirmeyi hedefleyen zamanla nasıl dönüşeceğini
bu bir çok iyi biliyorlar.
Türkiye’nin yerine ABD ve İsrail’in ‘kazanan hepsini anlayışına tav olan Erbil, bölgeyi büyük bir felakete sürüklüyor. Zaten İslam dünyasının en büyük trajedisi olmasına rağmen aktörlerinin sıradanlığıdır.
Ancak Türkiye, şükürler olsun sıradan aktörlerin bölgeyi felakete sürükleyecek hatalarına izin vermeyen bir güçte. Emin olun
analizleriyle hazırlanan ve hiçbir tarihsel derinliği bulunmayan bu proje de ters tepecektir. Kurtuluş Savaşı, 15 Temmuz işgal girişimi ve 16 Nisan referandumunda olduğu gibi bu emperyal tuzağı da tuzla buz edecektir. Gezi’yi, FETÖ darbesi, PKK saldırıları ve nasıl aştıysa Türkiye bu referandum krizini de öyle aşacaktır.
Emperyal odaklara rağmen Müslüman Türk ve Kürtler, ortak cephede olmayı sürdürecektir. Kürt
yanlar geleceği yine yanlış kurguluyor.
Sınırlarımızı cephaneliğe çevirenlere karşı en büyük silahımız 15 Temmuz gecesi minarelerden yükselen salalardır. Çünkü
Bundan sonra da gelmezler.