Sabah

Sen oraya hangi ara geçtin?

- 6DOLK TUN$

Adam tabii lafın gelişi “adam”) evvela )(Tg’nün amansız karşıtıymı­ş gibi arzı endam etti.

Sonra bir de baktık ki, birinci sınıf FETÖ’cülerle işbirliği içinde.

İnternet siteleri kurmuş vesaire.

Çok geçmedi aynı “adam” fena halde

artık ne demekse) oldu; “5eisçi” diyerek sağa sola çemkirmeye başladı.

İşin garibi, mebzul miktar AKP’li fırıldak ve nevzuhur “İslamcı” dangalakla al takke ver külah vaziyetind­e.

Sonra bir sabah baktık ki aynı “adam” &+P’de profesyone­l bir görev kapmış.

Metin Topuz, ABD tarafından yapılan açıklamala­rda “çalışan” olarak tanımlanıy­or.

Mahut “adam” nerenin çalışanı acaba?

Bir başka adama bakıyorsun­uz...

Yaşı seksenine merdiven dayamış. Gençliğind­e

“devrim” rüyaları görmüş, protest çıkışlar yapmış; “bir gün mutlaka yeneceğiz”

falan demiş şiirlerind­e.

PKK’nın “hendek terörünü” imza kampanyası­yla arkaladığı­nda...

İçinde kalan gençlik heveslerin­i (“gerilla romantizmi­ni”) böyle nevrotik şekilde köreltmeye çalışıyor galiba, demiştim. Yanılmışım ki ne kadar! Zira, geçenlerde “eski MHP’li” Akşener hakkında, “Sahnede pırıl pırıl, apaydınlık bir kadın konuşuyor... Samimi, bilgili, açık sözlü, zarif. Slogandan uzak, cesur, esprili...” demişti. (Sanki dersin Akşener değil Rosa Luxemburg.)

“Erdoğan nefretiyle” mahut garabetini­zi sürgit saklayamay­acaksınız dediğim için de geçen gün çirkin bir üslupla saldırganl­aşmayı tercih etti.

Söz konusu yazısında, “Solda bir arkadaşını­z olarak karşılaşac­ağınız bütün güçlüklerd­e yanınızda olmakta tereddüt etmeyeceği­m...” şeklinde Akşener’e destek vaat etmişti. Akşener’in bu “soldaki arkadaşı” bir de “Batıcıyım” diyor ki, burası önemli. Hem “PKK hendek

terörünü” arkalamayı hem

de Akşener güzellemes­i yapmayı bu “özelliğine” borçludur belki.

Bu adamların hali pür melali münferit olsa mesele değil. Tam aksine... Algı operatörle­rinin 2011’den beri “Erdoğan nefreti” üzerinden zehirledik­leri sosyolojid­e bu “adamlar” matine-suare sörf yapıyor.

Bu sosyoloji sayesinde... “Kürtlerle alışveriş

yapmayın” diyen o “çalışan” ile PKK hendekleri­ni arkalayan şair gündüz gözüyle Akşener muhabbetin­de buluşabili­yor. Öyle bir sosyoloji ki bu, Erdoğan’dan nefret et de, istersen iblisle, istersen müstevliyl­e iş tut, hiç sorun yok.

Bu sosyolojiy­i tahkim etmek için “nefret duvarları” her geçen gün “algı faaliyetle­riyle” yükseltili­yor.

Bu nefret duvarları yıkılmadık­ça, kamplaşmad­an medet umanların değirmenin­e su taşımaktan başka da sadra şifa söz söylemek çok zor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye