Ajan ilaç firmaları mercek altında
gidiyor.
Farklı olandan K25K8, bize benzemeyenden NE)5ET, rakiple düello yerine 3868, akıl yerine K85NA=L,K, sabır yerine
merak yerine bilgi yerine KANAAT ve özgün yerine
Zaten kültürel kodlarımız yüzünden (inovasyon) süreçlerinde sıkıntımız varken,
buna bir de eklediğimizde, yarının dünyasındaki yerimiz riske girebilir. Yılda Ar-Ge’ye harcıyorduk, son bütçede bu rakam iniverdi. Oysa hedefimiz bu harcamayı milli gelirin 3’üne taşımaktı. Ancak sürekli işaret ettiğim, bizler neden “A5’aştırıyor fakat GE’liştiremiyoruz?” sorusuna getirdiğim güncel cevap, olacaktır.
diyerek Ar-Ge’ye kaynak ayırma kararı alıyor. Ekipler kuruluyor, faaliyet başlıyor. de zaten iştah açıcı. de var ve Türk gibi işe başlıyoruz. Fakat sorun girişimcinin vızıldamaya başlaması: +enüz Yetmiyor. 9’uncu ayda Ar-Ge bütçesinden tırtıklamalar başlıyor, ya veya yavaşlıyor. Derken yılsonu geliyor ve yeni yılın Girişimci
budanıyor, Tuhaftır, bir sonraki yılı göremiyor bile.
Oysa Zeytin ağacını dikiyorsun, yıllar sonra dibine döküyor. Eşin bile çocuğu ken bizim sabırsız girişimcilerimiz
zihin yapısıyla kendi işletmesine, Ar-Ge’ye ayırdığı paraya, bu alanda çalışan daha da önemlisi zarar veriyor.
Türkiye’de özellikle 3 bin liranın üzerinde ilaç satışı yapan yabancı menşeli firmaların, depolara hasta reçeteleri karşılığında ilaç göndermeye başlamasına Sağlık Bakanlığı el koydu. Kendilerine gelen şikâyetleri değerlendiren bakanlık, konuyu incelemek üzere müfettiş görevlendirdi. Suç ispatlandığı takdirde hem eczane hem depo hem de ilaç firması ceza alacak. Eczane ve depoların ruhsat ve sözleşmelerinin bir süreliğine askıya alınması da söz konusu.
3 bin liranın üzerindeki ilaçlar ağırlıklı olarak kanser, beyin ve kalp hastalıkları grubuna giriyor. Bu alanda Türkiye’de 30’un üzerinde yabancı firma bu ilaçların satışını yapıyor. Hasta bilgilerini sadece Sağlık Bakanlığı tutuyor. Bu bilgilerin üçüncü kişilerle paylaşılması ise suç. Bu suç ise şöyle işleniyor: Eczaneye gelen hastadan reçetesini alan eczacı, depoyu arayıp ilacı istiyor. İlaç firmasından, “Reçete olmazsa ilacı gönderemem” komutunu alan depo yetkilisi de eczaneye, ilacı gönderebilmesi için reçetenin kendilerine ulaşması gerektiğini söylüyor. Eczacı da mecbur kalınca mail, WhatsApp ya da faks aracılığıyla reçeteyi depoya gönderiyor. Depo da ilaç firmasına reçeteyi ulaştırıyor. Bu şekilde reçete üzerindeki hastaya dair tüm bilgiler isim, soy isim, TC kimlik numarası firmanın eline geçmiş oluyor.
Yaklaşık 1 yıldır yabancı ilaç firmalarının bu yöntemle ilaç tedariki sağladığını dile getiren Anadolu Eczacı ve Depocuları Derneği Başkanı Onur Tokel, “Bu pahalı ilaçların Türkiye’ye gelip ruhsatlandırılmasıyla başlayan bir süreç. Ecza deposu ve eczanelerden gelen şikâyetler üzerine ortaya çıktı” dedi. Yabancı ilaç firmalarının hasta bilgisi toplama niyetleriyle ilgiliyse Tokel şunları söylüyor: “Amaçları kaç hastanın ne kadar süre, ne sıklıkta ve kaç adet kullanacağını belirlemek, ilaç yatırımlarını buna göre yapmak ya da yeni geliştirecekleri ilaçları bu hastalar üzerinde denemek olabilir.”