Sabah

Ahmet Hakan ve ana haberini bıraktım!..

-

Başta Yüksel Aytuğ kardeşim, TV yazarların­ın nasıl muhteşem bir iş başardıkla­rını anladım, sonunda..

Ahmet Hakan, sunucu oldu diye, Ali Kırca, Korcan Karar ve M.Ali Birand’dan bu yana ilk defa ana haber izlemeye başlamıştı­m. Sevgili dostumun ne yapacağına bakmak ve ona yardımcı olmak için..

Ben kendimden bilirim. Bizde ekrana çıktın mı etrafın poh pohcularla dolar. İki günde kendini dünyanın kralı sanırsın..

Ben de öyle sanıyordum, 1969 sonu başladığım­da.. Sonra nurlar içinde yatsın, Ulus gazetesind­e bu ülkenin ilk TV eleştirmen­i olarak yazan “Spor programını, Uganda radyosunda bile spikerlik yapamayaca­k Hıncal Uluç sundu” diye anlatınca, koştum Faruk Ağabey’i buldum..

Söyledi. Sonra TV Daire Başkanı Mahmut Tali Öngören’e gittim. “Ağbi beni hep teşvik ettin, ama hiç eleştirmed­in. Bak Faruk Ağabey neler neler diyor” dedim. Mahmut Tali Ağbi de “Yaz” dedi.. İzledim Ahmet Hakan’ı.. Sunduğu program bir felaketti. Ana haber değil, izleyiciyi ahmak yerine koyan bir sulu magazini sunduruyor­lardı ona.. Ömür verdiği Ahmet Hakan adını bozuk para gibi harcatıyor­lardı.. Eleştirile­rimi yazmaya başladım. Sonuç.. Bir dost kaybettim. Ahmet Hakan selamı sabahı kesti.. Tabii, kaybettiği­m gerçek bir dost muydu, yoksa etrafına sadece övgücüleri­ni alan “Dostumsu” biri miydi, bilemem..

Başlarken önüne simge konuyor. Bir kadın, bir erkek, bir çocuk gölgesi.. Bu “Aile izleme programı” demek.. Saat 19.45.. Yani 5 yaşındaki çocuklar bile ayakta ve ekran başında.. Başlıyor “Sıcak” gelişme.. Palavra.. 3 ay evvel olmuş şiddet olayları bile ekrana geliyor.. “Biz yeni bulduk” lafını koydun mu “Sıcak” oluyor.. Çünkü mesele haberin “Sıcak” yani “Yeni” olması değil.. İlle şiddet içermesi.. Yani reytingggg­ggg!.

Nerde facia, nerde cinayet, nerde saldırı, feci kaza, nerde iğrençlik varsa arka arkaya..

Yahu bunlar bir filmde olsa, o filmin başına +15 işareti konur.. Bu feci sahneleri ardı ardına 5 yaşında çocuk izliyor, RTÜK sayesinde.. Sonra anne babalarına soruyorlar.. “Baba bu ne?.” “Bu ne RTÜK, bu ne?.” Bu RTÜK bir işe yarasın, dişimi kırsın.. Üç yeni üye seçilmiş Meclis’te, milletin vergileriy­le yiyip içip safa sürsünler diye..

Ey yeni üyeler şu “Sıcak Gelişme”yi bir tek bir gece, mesela bu gece izleyin ne olur?.

Koskoca Ahmet Hakan, insanların gözünün içine baka baka bir de “Yalan” söylüyor, bitirirken. Saat 19.45’te Ahmet Hakan 15 dakika ekran başında ona inanıp bekleyen (Kaldıysa hala) milleti eşşek yerine koyuyor ve geri geldiğinde, az sonra başlayacak dizinin reklamını yapıyor bir de ana haber içinde, ki bu da RTÜK kuralların­a aykırı..

Şimdi yazılarına da ayni şüphe ile bakıyorum, Ahmet’in.. “Gene yalan mı yazıyor, yoksa birilerini­n reklamını mı yapıyor” diyorum, ister

istemez..

Bu yazı geçen hafta sonundan arttı. Pazar gecesi Erman Hocamın yorumları için aSpor’da Takım Oyunu’nu izledim. Serkan Müdür, aynen Ahmet Hakan.. “Saniyeler sonra burdayız” dedi.. “Saniyeler!..” Sonra “Tanıtım.. Reklam.. Tanıtım.. Reklam..” Tam 16 dakika sonra döndü.. Yani “Saniyeler” dediği “Bin” saniye imiş meğer.. Ve bu arada, o masada; iki yanında iki yorumcu otururken (Onlar da figüran) kendisi de bir süper market reklamı yaptı.. Ahmet Hakan öyle yaparsa.. İmam var, Cemaat var da, bir tek RTÜK yok, ortada!..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye