Sabah

Üçüncü dünya savaşı mı?

-

Dünyanın gözü şimdi Suudi Arabistan’daki “3rens Darbesi”nde... Dünyaya “yolsuzluk ve modernleşm­e” hamlesi olarak sunulan bu darbenin perde arkası hayli karanlık. Kuşkusuz iç siyasi nedenleri var ama asıl belirleyic­i olan küresel hesaplar.

Arap Baharı’na Mısır darbesiyle set çeken küresel güçler, şimdi “ılımlı İslam” soslu Suudi darbesiyle bölgeyi kendi çıkarları doğrultusu­nda yeniden dizayn ediyor.

Hollywoodv­ari büyük bir prodüksiyo­nla karşı karşıyayız. İçinde kralla prensin darbeciliğ­inden, tutuklu prenslerin şaşkınlığı­na, insanlığı umursamaya­n ve sadece “|nFe Amerika” diyen başkandan, ölüm tehdidi alan başbakana, 2 trilyon dolarlık Aramco ile ilgili kârlı borsa hesapların­dan, 3. Dünya Savaşı ihtimali doğuran kirli savaş planlarına, milyar dolarlık silah alımlarına kadar her şey var.

Üçüncü dünya savaşı patlar mı bilemem ama 5-6 yıldır sürdürülen kontrollü kaos projesinin derinleşer­ek süreceği ve yeni bir sayfa açılacağı kesin. Adım adım buraya gelindi. Mısır’da halk hareketi darbeyle durduruldu, Libya yok edildi, Tunus susturuldu, Irak parçalandı. Ve binlerce insanın katledildi­ği, göç ettirildiğ­i Suriye harabeye çevrildi. Orada Esat diktatörlü­ğüne destek için önce DEAŞ canavarı, sonra da İran devreye sokuldu. Şii hilalinin önü, İran’ın kara kaşı kara gözü için açılmadı. İran bu gerçeği gördü mü dersiniz?

Aynı şey PKK-PYD, hatta Barzani için de geçerli. ABD veya küresel güç odakları babalarını­n hayrına Kürtlerin önünü açmadı, açmıyor. Barzani bunu en son çok acı biçimde yaşadı. Öcalan, takipçiler­ine zaman zaman çıkarcı bir yaklaşımla “Kim daha fazlasını veriyorsa onunla anlaşın” diyecek kadar düzeysizle­şiyordu ama şunu da söylüyordu: “8lan salaklar ABD size ne verir, karnınızı deşer.”

Dün bölgede Şii hilalinin önünü açanlar bugün bir yandan Suudiler üzerinden Sünnileri ve PYD üzerinden de Kürtleri harekete geçiriyor. Hedefte İran var ve Şii-Sünni çatışması an meselesi... Bu kirli oyuna itiraz edecek Katar ve Türkiye de hesabın içinde ve sıkıştırıl­ıyor. Özellikle bölgeyi dizayn etmeye karşı çıkan ve oyunu bozma potansiyel­i olan Türkiye, siyasi ve ekonomik açıdan sıkıştırıl­arak susturulma­k isteniyor. En son ABD Dışişleri Bakanı Re[ 7illerson’un “(sad ailesinin hükümranlı­ğı sona eriyor” demesi hayra alamet değil.

Görünen o ki, dünya yeni bir emperyalis­t paylaşım savaşının eşiğinde. Ya küresel emperyalis­t sistemde derin bir gedik açılacak ve inişe geçecek ya da devletleri­n içe kapandığı, herkesin kendi derdine düştüğü hatta birbiriyle savaştığı karanlık bir çağ başlayacak.

ABD ve AB’deki iç sarsıntıla­r, Çin’den İngiltere’ye uzanan yeni Demir İpek Yolu, Doğu’nun dinamizmi ve İslam coğrafyası­ndaki sahici arayışlar ve sorgulamal­ar birinci olasılığı güçlü kılıyor. Tabii bu noktada, bölge ülkelerini­n kurulan küresel tuzağa ortak akılla cevap verip veremeyece­kleri de önemli.

İşin bir de iç siyaset ayağı var. Türkiye açısından bu önemli çünkü iç siyasette muhalefeti­n derdi, bu küresel kuşatmadan bir iktidar çıkartmak. Oysa sorun iktidarı aşan bir beka sorunu ve küresel güçlerin bölgesel hesaplarıy­la ilgili. FETÖ’nün arkasında durmaları, PYD’yi silahlandı­rmaları, Rıza Sarraf olayı veya vize meselesi hepsi Türkiye’yi kuşatma planının birer parçası olarak kullanılıy­or. Ne yazık ki bu büyük tuzak görülmüyor.

Bölge gergin ve gerilen ipin Irak’ta mı, Lübnan’da mı yoksa Suriye’de mi kopacağı merak ediliyor.

PaKPXW.RYXr#VaEaK.FRP.Wr MH: 444 88 81 IaFeERRN.FRP PaKPXWRYXr

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye