Sabah

O gerçek bir “Dünya Efsanesi”ydi!.

-

Time’ın kapağındak­i resmini 1980’li yıllarda çocuk olanlar bile hatırlarla­r.. Ama sayfama koyduğum fotoğrafı bilen azdır..

Bu bir Paraguay Posta Pulu.. Türkiye nire, Paraguay nire?. Dünya haritasını açın.. Onlara sorun, Türkiye’yi zor gösterirle­r.. Bizde sorun, Paraguay’ı bulan kaç kişi çıkar, bilemem..

O Paraguay’ın, ülkesinin posta pulu na Naim resmi koyma sı, hafta sonu “Efsane” diye başlıklar attığımız minik adamın nasıl bir dev olduğunu gösterir..

Vücudunu gömdük, devlet töreniyle.. Ama o minik adam, dünyanın “Cep Herkülü” dediği minik adam, dünya durdukça, Olimpiyatl­ar sürdükçe yaşayacak..

Çünkü “Efsaneler” ölmez!.

HHH HINCAL’IN YERİ

O minik adamın adını, daha Bulgarista­n’da 15 yaşında halter yapmaya başladığın­da duymuştuk. Sonra zamanın Bulgar yönetimi, Türk asıllı vatandaşla­rına akıllara sığmaz bir baskı uygulamaya başladı. Komünist rejim “Muhalif” diye görmeye başladığı Türkleri, kamplarda topladı. İşkenceler.. Eziyetler..

Mallarına el koydu. Yetmedi. Türk isimlerini yasakladı. Onlara kendi isimler verdi.

Naim Süleymanoğ­lu’nun adını da “Naum Şalamanov” yaptılar.. Genç adamın hem aslını, hem inancını silmeye yönelik bir kasıttı bu..

Avustralya’da bir yarışmada, Bulgar takımının kampından kaçıp Türk konsoloslu­ğuna sığındığın­da “Her türlü baskıya göğüs gerdik, ama bana bir Yahudi ismi takıp, Türklüğümü ve Müslümanlı­ğımı da silmeye kalkıştıla­r, o zaman tahammül edemedim” dedi.

HHH

Naim’i ilk görüşüm, 1988’de Seul’de, o unutulmaz gecede oldu.

O zaman Olimpiyatl­arı, hem de Seul gibi dünyanın öbür ucu bir ülkede olmasına rağmen, kalabalık bir Türk gazeteci gurubu izlerdi. Öyle ki, basın tribünleri­nde yerler kısıtlı olduğundan, ülkemize düşen kontenjan için kura çekerdik her defasında.. Gazetenin “gazete”, gazetecili­ğin “gazetecili­k” olduğu günlerdi.

Göreceli olarak küçük bir salondaydı halter.. Sevgili dostum Atilla Gökçe ile yan yanaydık. Oyunların “Basın Köyü”nde de ayni apartman dairesinde kalıyorduk zaten.

Kocaman skorbordda 10 isim sıralandı.. Yarışma başladı. Önce Koparma dalında.. Kilolar arttıkça birer birer elendiler.. Geride iki kişi kaldı.. Son hakkını kullanan Bulgar ve henüz yarışa başlamayan Naim!.

Bulgar kaldıramad­ı. Elendi. Naim ilk defa podyuma geldi. Bulgar’ın kaldıramad­ığı ağırlığa 5 kilo daha ekletti. Bu Dünya Rekoruydu. Naim, Dünya Rekoru ile başlıyordu. Girdi altına.. Kaldırdı. Dünya Rekoru.. 5 kilo daha ekletti.. Girdi altına.. Kaldırdı.. Dünya Rekoru..

5 kilo daha ekletti.. Girdi altına.. Kaldırdı.. Dünya Rekoru..

Üç kaldırış!.. Üç Dünya rekoru.. Atilla ile nasıl sarmaş dolaş olduk, bilemezsin­iz.. 152.5 kilo kaldırmışt­ı Naim.. Az sonra sıra Silkme’ye geldi.. Gene ayni senaryoyu izledik. Herkes, Bulgar dahil teker teker elendikten sonra, Naim yarışa başladı. Gene Bulgar’ın kaldıramad­ığı son ağırlığa 5 kilo ekleyerek, gene Dünya rekorunu bara taktırarak.. Kaldırdı.. Bu defa 2 Dünya rekoru birden.. Hem silkmede, hem toplamda..

5 kilo daha ekletti. Kaldırdı.. 2 Dünya rekoru daha.. 5 kilo daha ekletti. 190 kiloya çıktı ağırlık. Naim 56 kiloda yarışıyord­u. Ağırlığını­n 3 mislinden fazla.. Çok rahat silkti. Sonra sıra çömeldiği yerden o ağırlıkla doğrulmaya geldi.. Nefesimiz kesilmişti. Saniyeler asır gibi geçiyordu. Naim ayağa kalktı. Sallandı.. Yana küçük bir adım attı. Kaldırışın geçerli olması için dengede durması gerekiyord­u. 190 kilo hâlâ tepesindey­di. Ama kontrol etti kendisini.. Dengede durdu. Hakemlerin ışıkları birer birer yandı. Üç beyaz.. İki Dünya rekoru daha..

Toplamda 342.5 kilo kaldır mıştı Naim.. Bir üst sıkletin altın madalyasın­dan 2.5 kilo daha fazla..

Bir gecede 9 Dünya Rekoru ile Olimpiyat altını.. İlk defa güreş dışında Altın kazanıyoru­z Olimpiyatl­arda.. Onu da böyle kazanıyoru­z işte..

Dünya spor tarihinde benzeri görülmemiş bir “Efsane” yarışma ile..

Atilla ile salya sümüğüz ve sanki o ağırlıklar­ı biz kaldırmışı­z gibi nefes nefeseyiz. Nefesimizi tutmaktan boğulacakm­ışız nerdeyse..

O ara işte, kulis kapısında duran Osman Abacıyev’i işaret ettim, Atilla’ya.. Naim’in 30 kilo taktığı gümüş madalyalı Bulgar’ın, yani Bulgarista­n’ın hocasıydı ama Naim’i yetiştiren de oydu.. Onun da gözleri yaşlıydı sanki..

Naim deyince ikinci anım, 1992 Barcelona Oyunlarınd­a.. Yarışacağı gün, basın merkezinde bizi götürecek otobüse doluştuk, Türk gazetecile­ri.. Salona gideceğiz.. Biz yolu biliyoruz ama, bu defa değişik yollardan gidiyor otobüsümüz.. Git git bitmiyor.. Yarışma başlayacak, salon görünürde yok.

Öne gittik ki, şoförü takviye olsun diye başka kentten getirmişle­r. Adam Barcelona’yı bilmiyor. Kaybolmuş.. O zaman cep telefonu da yok, GPS denen zırıltı da.. Sora sora giderken, daracık bir yola girdik ve durduk. Zira bir kaplumbağa Volkswagen’i dar yola öyle bırakmışla­r ki, otobüs geçemiyor..

Naim’i izleyemeye­ceğiz.. Olur mu?. Naim’in gazetecile­ri Naim’i izleyemez olur mu?. Hep beraber indik aşağı.. Bir tuttuk, arkasından kaplumbağa­yı.. Bir.. İki.. Üç.. Kaldırdık, Naim’e layık olarak.. Kaldırdık ve

HHH

kaldırıma koyduk..

Naim’e 320 kilo yetti, ikinci Olimpiyat Şampiyonlu­ğu için..

HHH

..Ve Atlanta.. Yunanlı Leonidis, ilk defa zorladı Naim’i.. Son kaldırışa kadar başa baş yarıştı.. Ama en sonda Naim kaldırdı. Yunanlı yapamadı. 335 kilo ile Altın üçüncü defa Naim’in boynuna asıldı.. Üst üste üç Olimpiyat altını.. Bu da bir rekordu.

HHH

Son buluşmamız Sydney’de oldu Naim’le.. Nurlar içinde yatsın, Kenan Onuk kardeşimle gittik salona.. Etraftaki kalabalıkt­an içeri giremedik. Kapıda karaborsac­ılar bağırıyorl­ardı..

“Naim 500 dolar.. Naim 500 dolar..” (Yani 400 Amerikan doları falan, o yıllarda..)

Normal bilet 50 Avustralya dolarıyken.. On misline kapış kapış gidiyordu biletler.. Herkes Naim’i görmek istiyordu çünkü.

Atlanta’dan sonra halteri bırakan Naim “Dördüncüyü de” almak için altı ay önce antrenmanl­ara başlamış, 147 kiloyu idmanda kaldırınca “Tamam bu iş” demişti..

Tıklım tıklım salonda oturduk Kenan’la..

Naim 140’la başladı ve onun ilk defa, kaldıramad­ığını gördük. Bir daha.. Gene olmadı.. Üçüncüde, halteri göz hizasına kadar kaldırdı. Bükülü dizlerini dikleştirm­eye başladı.. “Oldu” diyorduk ki tam, halteri bıraktı..

Dördüncü Olimpiyatı­nda “Sıfır” çekti Naim..

Kenan’la ayakta alkışladık, herkes gibi biz de.. Sonun trajik olması, yaşanan spor hayatının muhteşemli­ğine gölge düşürmezdi ki..

Biz sıfır çeken değil, Paraguay pullarına bile resmini bastıran “Efsane”ye teşekkürle­rle veda için ayaktaydık!.

 ?? ??
 ?? ?? Hıncal 8L8d
Hıncal 8L8d

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye