YILDA% BÜYÜDÜK
Sektörün önemli aktörlerinden Doğuş Çay, başta HORECA olmak üzere ev dışı tüketim alanında da pozisyonunu her geçen gün yükseltiyor. Firmasına ve sektöre ilişkin sorularımızı yanıtlayan Doğuş Çay Ev Dışı Tüketim Türkiye Satış Müdürü Sinan Delibaş, ileriye
Doğuş Çay’ı, biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Sizi sektördeki diğer markalardan farklı kılan yönleriniz nelerdir?
Doğuş Çay’ın 1985 yılında dökme çay ile başlayan yolculuğu yıllar içerisinde poşet çay, yeşil çay ve bitki meyve çayları ile ürün portföyü genişleyerek devam etti. Yüzde yüz yerli sermayeli bir kuruluş olarak,‘En Güzel Çay Doğuş Çay’ sloganı ile geniş kitlelere ulaştık ve pazarın en önemli oyuncuları arasına adımızı yazdırdık. Üçü dünyanın en büyük çay fabrikaları arasında yer almak üzere Rize’de 5 adet çay işleme, Ordu’da ise bir adet çay paketleme tesisimiz bulunuyor. Çay kategorisini desteklemek ve ürün portföyünü genişletmek amacıyla 1994 yılında Doğuş Şeker ile şeker segmentine girdik. Gıdanın diğer kollarında da büyüme kararımız doğrultusunda, 2008 yılı itibariyle Doğuş Bahçe markası altında domates salçası üretimine başladık. 2013 yılında uluslararası bir satın alma işlemiyle Kraft’ın Türkiye operasyonunu devraldık ve böylece cips kategorisine de giriş yaptık. Pendik’te bulunan fabrikamızın yanı sıra Aksaray Organize Sanayi Bölgesi’nde Türkiye’nin en modern cips fabrikalarından birini kurduk. Patos, Cipso, Çerezos ve Chips Master markalarımızla beraber cips üretimine halen Doğuş Yiyecek ve İçecek adı altında devam ediyoruz. Ayrıca sıcak çaydaki uzmanlığımızı soğuk çay kategorisine taşıdık, koruyucu ve renklendirici içermeyen, yüzde yüz şeker pancarından ürettiğimiz Doğuş Soğuk Çay’ı piyasaya sürdük. Bunun için 2015 yılında, İzmir’de 50 milyon TL’lik yatırımla soğuk çay üretim tesisi kurduk. Bu tesisimizde Doğuş Soğuk Çay’ın yanı sıra limonata da üretiyoruz.
Üretim politikanızı ürün güvenliği, sağlık ve çevre duyarlılığı ilkelerini dayandırıyorsunuz. Bu konuyu biraz detaylandırabilir misiniz?
Ürettiğimiz her ürünün anatomisini ve nihai tüketiciye kadar geçirdiği serüveni çok iyi biliyor ve iyi takip ediyoruz. Teknoloji, gıda güvenliği, kalite standardı ve her türlü koşulda hijyen vazgeçilmez kurallarımızın içinde yer alıyor. Profesyonel kadrolarla ve profesyonel koşullarda; bilgi birikime dayalı, teknolojik detaylarda ilerleyen, belirlenmiş standartların üzerinde üretim yapıyoruz. TSE, ISO 22000 (Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi), ISO 9001 (Kalite Yönetim Sistemi), ISO 14001 (Çevre Yönetim Sistemi) ve OHSAS 18001 (İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi) belgelerimiz ile ürünlerimizi tescilliyoruz. Bu aşamada önem verdiğimiz diğer bir konu da, ülkemizin çay başkenti olan Rize’nin doğal zenginliği ve en önemli geçim kaynağı olan çayın en iyi şartlarda yetiştirilmesi ve mümkün olan en kaliteli oranda üretilebilmesi. Bunun için Türkiye’nin ilk ve en büyük özel çay firması olarak önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza attık. TEMA ile birlikte hayata geçirdiğimiz ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi bölgeye verdiğimiz önemin bir göstergesi. Çay Doğu Karadeniz bölgesinin en önemli ürünlerinden ve geçim kaynaklarından birisi ve şirketimizin temellerinin atıldığı bu topraklarda çayın ilelebet yetişmesi ve var olması hem bizim hem de tüm yöre halkı için en büyük dilek ve isteğimiz. ‘Her Dem Toprak İçin’ projesiyle bir yıl boyunca üreticilerin ve üreticiyi etkileyen tüm kesimlerin toprakla alakalı farkındalığının artırılması ve bu topraklarda yaşanan sıkıntıların çözüm yollarının tespitini hedefledik. Proje ile 600 üreticiye özel olarak kurgulanan bir eğitim programı gerçekleştirildi. Bu eğitim programlarıyla çay üreticileri ve onların yanı sıra bölgedeki kadın, çocuk, öğretmen, din görevlileri ve eksperlerden oluşan 6 bin kişiye çay bitkisinin ekolojisine uygun toprak koşulları, gübreleme, besleme, budama, hasat ve toprak yönetimi konusunda bilgilendirme çalışmaları teorik ve pratik yöntemlerle sunuldu.
HORECA (hotel-restaurant-cafe) pazar payınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Doğuş Çay’ın EDT (ev dışı tüketim) organizasyonunda tam olarak profesyonelleşmesi 2013 yılından sonra gerçekleşti. Ev dışı tüketimi; askeri kanal, transport kanalı, horeca kanalı, eğitim kanalı ve kurumsal kanal olarak sınıflandırdık. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalar neticesinde 2013 yılından 2017 yılına kadar yüzde 300’lük bir büyüme, 150 milyon TL satış gerçekleştirdik. 2018 yılından itibaren her yıl yüzde 40 büyüme gerçekleştirmek istiyoruz. EDT kanal ayrımına göre sektörde yüzde 25 pazar payımız var. Markasız ürünlerin pazarda çok olması ve bu markasız ürünlerin ölçülebilir bir tonaj grafiğinin olmaması da sektörün önemli sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Sektördeki konumunuzu daha da kuvvetlendirmek için ileriye dönük hedefleriniz var mıdır? Varsa kısaca değinebilir misiniz?
Ev dışı tüketim sektörü her geçen gün büyüyor. Bu büyümeye ayak uydurabilmek için yenilikçi ve çözüm üreten bir yapıda olmak gerekiyor. Tüketicinin alışkanlıkları sürekli değişiyor. İleriyi görebilmek, değişen tüketici tercihleri karşısında doğru stratejiler belirleyip beklentilerin üzerinde ürünlerle piyasada yer almak ve temel ilkeler olarak görülen kalite ve dürüstlükten taviz vermeden büyümek öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Faaliyet gösterdiğimiz her sektöre inovatif ürünler sunmaya çabalıyoruz. Bunu da kesintisiz devam eden Ar-Ge yatırımlarımızla başarabiliyoruz. Bu sayede yeni ve yenilikçi ürünleri piyasaya sürerek, pazardaki rekabette etkin yerimizi koruyoruz. Bu doğrultuda bir yıldır üzerinde çalıştığımız Ar-Ge Merkezi projesini hayata geçiyoruz. Bu çalışmalar neticesinde ürün çeşidimizi, ulaştığımız kişi sayısını ve sektörü büyütmeyi hedefliyoruz.