Karaladılar şirketi ele geçirdiler ²
Borajet’in kuruluşu da satışı da Türkiye’de çok ses getirdi hala da tartışmalar sürüyor. Şirketin Amerika’da yaşayan eski sahibi Yalçın Ayaslı, bugüne kadar ne satış ne de geçmişteki ortaklarıyla ilgili iddialara yanıt verdi. Suskunluğunu SABAH için bozan Ayaslı’ya herkesin merak ettiği soruları yönelttik. İşte cevapları…
● Siz NASA’ya teknoloji üreten bir bilimadamısınız. Neden havacılığa girdiniz? FETÖ firarileri Faruk Bayındır ve İbrahim Halil Koca ile ortaklığınız nasıl oldu? Neden bu isimleri tercih ettiniz?
Amerika’da 1985’te kurduğum ve 20 sene yönettiğim Hittite Microwave adlı şirket 2005’te Nasdaq’ta halka açıldıktan sonra, kendimi emekli ettim. Şirket hisselerinden elime geçen paranın büyük bir bölümünü (400 milyon dolar) Türkiye’ye yatırım için harcadım. Bu süreç içinde Türkiye’de gerekli emlak alımı, tapu, vakıf şubesi açma gibi hukuki işlemler için Taksim’de vakıf ofisimizin yan komşusu olan Koca Hukuk bürosunu kullandık. Benim Halil Koca ile tanışmam bu şekilde oldu. Kendisi o zaman ve sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün avukatıydı ve polis kimliği vardı. Türkiye’de ülkeye yararlı olacak yatırım imkânlarını aradığımı öğrendiği için beni Faruk Bayındır ile tanıştırdı. Mali zorluklar içinde olduğu söylenen hem hava taksi lisansı hem de pilot yetiştiren bir uçuş okulu bulunan Adana merkezli OvaAir adlı şirketi alarak İstanbul’da daha büyük boyutlarda bu işleri yapabilmek için beni ikna ettiler. Bu ilişkiyi kurdukları için, başlangıçta onlara da ufak bir hisse verdim. (Yani 2 bin hisse içinde 1’er hisse) Bu duyulduktan sonra, işi daha da büyütüp bölgesel havayolu olmak ve daha kapsamlı yatırımlara gitmek icin çok ısrarlar aldım. Sonucunda uçuş okulunu Faruk Bayındır’a devredip her ikisini de hissedarlıktan çıkartıp Borajet olarak 8 yıl önce bölgesel havacılık işine girdim.
KA5ALAMA KAMPA1<AS, <AP7,LA5
● Daha sonra adınız sıkça FETÖ ile anıldı. Neden hiç açıklama yapmadınız?
Böyle bir soruya muhatap olmak bile beni son derece üzüyor. Ben ne Pensilvanya’ya gittim, ne başka yerde gördüm veya tanıştım, ne konuştum ne de yazdım. Bank Asya ile ilgim olmadı. Benim kim olduğumu, nerede durduğumu ve Türkiye için neler yapmaya çalıştığımı Türk devletinin en üst makamlarına kadar herkes biliyor. Medyada beni ve Borajet’i FETÖ ile ilişkilendirmek, maksatlı olarak ve büyük bir gayretle yapılan adımı ve şirketimi karalama projesinin bir parçasıdır. Projenin 2016’da yapılan ilk ayağında Borajet’in piyasa değeri düşürülmüş, şirket bila bedel ele geçirilmiş, bu yetmediği gibi 2017’de karalama projesinin ikinci ayağında da Türkiye’deki bütün mal varlıklarımın listesi çıkartılmış ve bunları vermem için bir baskı unsuru olarak kullanılmıştır. Bu yalanlar ile devletin savcı ve hakimleri hala meşgul edilmektedir. Ben hayatımda gazetecilere beyanat vermedim. Yaptığım yatırımlar, kurduğum vakıf ve hayır işleri ile orada burada kendimi hayırsever işadamı diye satmaya çalışmadım. Şimdi mahkemelerde bana yapılanlar sorgulanacak, adalet yerini bulacak.
● Bildiğim kadarıyla Borajet ile yabancı firmalar da görüşüyordu. Ama siz SBK ile ortaklık yaptınız. Neden?
Ben ve şirketimle ilgili medyada karalama kampanyası başlamadan önce Borajet’e ilgi gösteren birkaç yabancı alıcı ile görüşülüyordu. Karalama kampanyasıyla Borajet, THY, bankalar ve piyasa açısından çalışamaz hale getirildiğinde şirketin zor günler geçirdiği artık ortalıkta konuşulan bir konu haline gelmişti. Bu süreçte geçen sene kasım sonu aralık başında Sezgin Baran Korkmaz, Borajet Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Fatih Akol’a ulaşmış ve şirketi devir almak arzusunu bildirmiş. Ben bu kişi ile hiç tanışmadım ve konuşmadım. Bütün ilişki ve devir süreci iki üç hafta içinde Fatih Akol tarafından gerçekleştirildi. Bana kendisi Borajet’in o günkü şartlarda artık yürütülemeyeceğini, Sezgin Baran Korkmaz adlı yatırımcının geniş ilişkileri ile Borajet’i alıp, büyütüp 3. Havaalanı açılışına kadar götürebileceğini belirtti. Bu nedenle, banka borçlarını da üzerime alarak ve 220 milyon dolardan fazla yatırım yaptığım şirketimi bila bedel olmak üzere şirketin devamlı ve ileride olacak bir satışdan yüzde 25 kâr hissesi almak şartıyla devrettim.