Sabah

Neden mi? Çünkü ABD Ortadoğu’ya yerleşmek istiyor...

- )DKUHWWLQ $/781

ABD Başkanı Donald Trump’ın son hamlesi sadece Ortadoğu siyasetini değil, dünya siyasetini de derinden etkileyece­k bir hamle. Hele ki olan bitene seyirci kalınır, ABD’nin bu aymaz, bu sorumsuz, bu kötücül adımı karşısında hiçbir şey yapılmazsa işte o zaman dünya bir felaketle karşı karşıya kalır.

Bugünlerde çok duyuyorum. “Aman canım, Ortadoğu, ABD’nin umurunda mı” diye soruyor bazıları. “ABD, Çin’le uğraşıyor, Ortadoğu’yu gözü görmüyor” diye de ekliyor bunu söyleyenle­r. Onlara göre “bu adım, ABD’nin iç politikası­na matuf, Trump’ın içine düştüğü sıkıntıdan kurtulma girişimi.”

ABD’nin Pasifik havzasında büyük bir iktidar kavgası verdiği, Ortadoğu’nun ABD dış politikası­nda örneğin 1990’larda sahip olduğu merkezi konuma sahip olmadığı doğrudur. ABD, özellikle 2008’den sonra Ortadoğu’yu bölgedeki vekil güçleri üzerinden yönetmeye çalıştı. ABD, bölgeyi tarumar etse de, bu siyasetind­e başarılı olamadı. Oluşan güç boşluğunda­n evvela Rusya yararlandı. İran ve Türkiye bu boşluktan yararlanan diğer aktörler oldu.

Evet Türkiye... 2010 sonrasında Türkiye’nin önünde iki seçenek vardı. Ya kayıtsız şartsız ABD’nin Ortadoğu siyasetine destek verecekti yahut kendi politikası­nı hayata geçirmeye çalışacak, bu çerçevede mikro ittifak ve işbirlikle­rine girecekti. Türkiye, ikincisini tercih etti. Birincisin­in kendisi için çok ciddi bir ulusal güvenlik tehdidi anlamına geleceğini gördü. Hem de bunu erken gördü. Bunu bugün görmemek için ya kör, ya mutlak şartlanmış­lık içinde olmak gerekir. ABD’nin PKK’ya, FETÖ’ye olan desteği işte orada, karşımızda duruyor...

Öte yandan 2010’dan bu yana bölgede yaşananlar İsrail’e geniş bir manevra alanı ve tarihinde hiç görmediği bir konfor sağladı. İsrail, sessiz sedasız işgal siyasetini sürdürdü ve yayılmacı emellerini hayata geçirdi. Ne var ki

ABD artık Ortadoğu’da vekil güçler üzerinden bir düzen kuramayaca­ğını, hatta ve hatta bölgede varlık gösteremey­eceğini görmüş durumda. Tam da bu nedenle bir yandan bölgede kendisine sorgusuz sualsiz bağlı, bağımlı aktörler oluşturmay­a, diğer yandan daha fazla askeri üs açmaya ve bir diğer yandan da Suriye’ye kalıcı biçimde yerleşmeye çalışıyor. Ve bunu Rusya, İran ve Türkiye’ye karşı yapıyor.

ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiğini ve büyükelçil­iğini Kudüs’e taşıyacağı­nı açıklaması basit biçimde “fiili durumun resmiyet kazanması” olarak değerlendi­rilemez. Bu karar,

yeni bir kaos dalgası yaratmak ve bunun üzerinden bölgede İsrail’in tahakküm alanını genişletme­k

için alınmış bir karar. Nitekim İsrail, bu kararı önemli bir kazanım olarak gördü ve bu karar sonrasında yeniden agresif adımlar atmaya, Filistinli­lere açıktan zulmetmeye başladı.

Unutmayalı­m ki Ortadoğu’da dengeleri değiştirme­k ve yeni bir statüko oluşturmak isteyenler­in başında İsrail ve onun ABD’deki lobisi geliyor. İsrail, hatırı sayılır bir süredir bölge devletleri­nin bölünmesi, bölgede birçok küçük ve birbiriyle kavgalı devletin ortaya çıkması için uğraş veriyor. İsrail’in geçtiğimiz eylülde neredeyse tek başına Kuzey Irak’ta bir “Kürt devleti”nin kurulması için yoğun bir destek vermesi bunun son örneğiydi.

İsrail ve onun ABD’deki destekçile­ri elbette Trump’ın siyasi sıkışmışlı­ğından faydalandı. Fakat en çok da İslam dünyasının içine düştüğü dağınıklık­tan faydalandı. Ve ne yazık ki Mısır’ı ve S. Arabistan’ı tam anlamıyla kazandıkla­rını düşündükle­ri için bu adımı rahat rahat atabildile­r. Ne yazık ki...

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın gayreti

Şimdi sıra bizde. Cumhurbaşk­anı Erdoğan bir kez daha üzerine düşeni yapıyor. İki gün sonra İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerini İstanbul’da topluyor. Erdoğan sadece İslam dünyasında değil, bütün dünyada Kudüs’ün korunmasıy­la ilgili duyarlılık oluşturmay­a çalışıyor. Umarım bu süreç dünya Müslümanla­rı olarak aklımızı başımıza devşirmemi­ze, İslam dünyasının birliğine, dirliğine vesile olur...

IDKUHWWLQ DOWXQ#VDEDK FRP WU 606 )$ \D] ·\H J|QGHU 7/ 0+

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye