Vicdanları sızlatan Adalet, Adalet olur mu?.
Adalet Bakanımız Antepli hemşerim Abdulhamit Gül, hala mevcut yasaların adaleti sağlamakta yeterli olduğunu savunuyor.. Bunu savunan ilk bakan o değil.. 1990’da bu köşeye başladığımdan bu yana, Türk Ceza ve Usul Yasalarının “A’dan Z’ye” yeniden ele alınması gerektiğini söyledim. İki sebeple.. 1- Cezanın asıl gerekçesi, ödetmek değil, önlemektir. Bu yasalar ve uygulamaları ile suçu önlemek bir yana adeta teşvik ediyoruz.
2- Olayları öğrenen ve sonuçları izleyen kamuoyunun vicdanı fena halde sızlıyor, hatta yara alıyor.
O zaman ben de soruyorum, nerdeyse 30 yıldır?.
“Bu nasıl Adalet?.”
Şimdi bakın, geçen haftadan iki örnek.. (Bana her hafta, hatta her gün sorun, örnek verebilirim. Öylesi..)
Oyuncu Hakan Yılmaz ve eşi, bizim mahalledeki (Etiler) Meridien oteli girişinde üç kişinin saldırısına uğramış. Saldırganlar “Seni de, karını da burda harcarız” diye tehdit etmişler ve sonra tekme tokat dövmüşler.
Şimdi bu Meridien dünya çapında bir otel zinciri.. Devasa bir bina.. Korumalı.. İstanbul’a gelen akrabalarım, bize yakın diye burayı tercih ederler.. Ve düşünebiliyor musunuz?.
Bu otel güvenilir değil.. Etiler’deki Meridien güvenilir değilse, İstanbul’da, ülkemde nere si güvenilir, bana söyler misiniz, Sayın Bakanım.. Nasıl olsun ki?.
Devama bakalım..
Hakan Yılmaz ve eşi, fena halde hırpalanmış, yaralı halde hastaneye gidip tedavi görüyorlar. “Darp Raporu” alıyorlar. Bu arada polis de saldırganları gözaltına alıyor. Ne yapıyor polis?.
İki insanı eşek sudan gelinceye kadar dövenleri, sabaha kadar nezarette tutup, savcılığa sevk ediyor sanıyorsanız, aldanıyorsunuz.
Polis ifade alıp serbest bırakıyor.. Hepsi o!. Şimdi bunun anlamı ne Sayın Bakanım?. Anlam açık..
“Bu ülkede isteyenin isteyeni dövmesi, hem de kentin göbeğinde, sözüm ona en güvenilir olması gereken bir mekânda dövmesi serbesttir. Dövülen yediği dayakla kalır. Döven elini kolunu sallaya rak gider..
O zaman söyler misiniz bana sayın bakanım, o otelin nerdeyse dibinde yaşayan ben, hele bu yazıdan sonra, o sokaklarda güvenle dolaşabilir miyim?. İkinci örnek..
Adam karısının cep telefonunu karıştırmış. Ordaki mesaj ve fotoğraflardan kadının kendisini aldattığına hükmetmiş, bıçakla saldırmış. Yüzüne çarpı işareti çizmiş. Polis. Savcılık.. Mahkeme.. Yargıç “Adli kontrol şartıyla” serbest bırakmış. Ama kadına şiddet olayları yoğunlaşırken, bir de Dünya Kadına Şiddet Günü yaşanırken, sosyal medyada kıyamet kopunca, bu defa mahkeme “Adli Kontrol Hükümleri yetersiz kalır” gerekçesiyle tutuklama kararı vermiş.
“Adli Kontrol hükümleri yetersiz kalır” ne demek?. Ben böyle bir hukuk deyişini ilk defa duyuyorum.
Bu ülkede, hem de çifter çifter adam öldü renler (Trafikte adam öldürmek serbest ya ülkemde.) Adli Kontrolle serbest kalıyor, bir daha da yatmalarına yetecek ceza almadıklarından, bir gün bile içerde kalmadan, direksiyon sallamaya devam ediyor. Adli kontrol hükümlerinin uygulaması onlar ve daha yüzlerce binlercesi için, mesela en ünlü otelin holünde adam dövenler için yeterli oluyor da, bu adam için niye olmuyor?.
Ceza Hukuku’nda yargıcın yorum hakkı yoktur. Kanunsuz suç ve ceza olmaz.
O zaman bu çifte standart, yargıcına, hatta mahkemeye bile gerek kalmadan, komiserin kafasına göre tutum ne?.
Bu milletin vicdanı şakır şakır kanamasın da kimin kanasın, bir söyler misiniz?.
..Ve de bu yasalar ve uygulamalar yüzünden bana İstanbul’da, ülkemde, ailecek girip çıkabileceğimiz, dolaşacağımız güvenilir bir yer söyler misiniz?. Yasalar suçu önlemiyor, resmen, alenen teşvik
ediyor, Sayın Bakanım!.