Asansör saygısız ve suratsızları..
Geldim ofise.. En altta asansör bekliyorum. Bizim üstümüz B1 katı.. Orda restoran var.. Dört asansör var, yan yana.. Okuyorum tepesinde bizim asansörlerin..
B1’e geliyor, ordan tekrar yukarı gidiyorlar, 2’ye inmeden. Neden?.
Hani bu kenti, giderek ülkeyi düzene sokmakla görev li dördüncü güç var ya.. Mesela o polisleri denetleyecek, onları kurallara uymayanları takip ve cezalandırmaya zorlaya cak Dördüncü Güç, yani medya nın mensupları.. Onların kendile ri kural düşmanı.. Saygı düşmanı.. İnsanlık düşmanı..
Asansörde hangi tarafa gideceksen, o düğmeye basarsın.Çıkış, ya da iniş düğ mesine.. Ama bizde iki düğmeye bir den basılır.. Adam ya da kadın uyanık ya.. Gelen ilk asansöre biner aldırış etme den. Üçüncü kattan onuncu kata kadar çıkar icabında, B1’e, yani yemek ve büfe katına inmek için. Dışarda bekleyeceğine içerde bekler. Uyanık ya.. Kurala uyan gerzek bekler ya..
“Bu kafa mı, bu kenti düzeltecek” diye yazdım kaç defa.. Yahu gazetecinin umurunda değil, kural, saygı.. Hadi düzeltsin bakalım!. İş sadece uyanıklıkla bitse iyi.. Bir de suratsızlar var.. Yahu gene en az bin defa yazdım, “Gülümseme”nin yarattığı mucizeleri.. Yahu bindin asansöre.. İçerdekilere yüzünde hafif bir gülümseme ile bak.. “Günaydın.. Selam.. Merhaba” de.. Tek kelimeyle olsa da bir şey de..
Yok..
B1’den dönmeyip aşağı inen bir asansör geldi nihayet. Bindik. Zeminde durdu. İki kişi daha bindi.. Kim bilmem. Tanımam.. Bu gazetede taşınması güya zorunlu yaka kartlarını
H PaLl KLncal XlXc#VaEaK cRP WU THlHIRn
Amerikalı Senatör Al Franken, taciz suçlamalarından nasibini alın ca, istifa kararını açıklamıştı (Etti de sonunda.)
Komedyen Jimmy Fallon olayı nakletti.
“Senatör arkadaşları, Al Franken’in ‘Samimi, pişman ve gururlu bir insan’ olduğunu söyle diler ve ‘Böyle birinin aramızda işi yok!.’ kararı aldılar.”
)aNV boynuna asınca damgalı eşek oluyorsunuz ya, bendeniz gibi. İkisinde de işaret yok. Sabah’ta mı çalışıyorlar, ziyaretçiler mi, yoksa terö rist mi belli değil.. Ama suratlarına bakılırsa bu ikisi terörist olmalı.. İnsanı değilse de, ruhu nu öldürüyorlar. Nasıl asık, nasıl ifade siz suratlar. Biner binmez de sırtlarını döndüler hemen. Ne bir gülümse me, ne de tek keli me.. İki kat sonra da indiler.. Gene tek kelime, tek jest yok. Asansörde insan mı var, yoksa hayvan mı, fark etmiyor onlar için..
Bu kafa ile işe başlayacaklar da, o işten hayır gelecek.
Bu gazeteciler (!) bu millete “Bir, beraber, kardeş olmalıyız” diyecek ler.. Daha kendi gazetelerinin içinde “Bir, beraber olma”yı öğrenemeyen, bir beraber görünmekten adeta utanan bun
lar, öyle mi?.
Ağır yazdığımın farkındayım.. Ama sevgili okurlar, 1990’dan beri yazıyorum..
Değişen bir şey yok.. Bu gazete hâlâ uyanıklar, hala surat sızlarla dolu..
Asansöre keyifle binen, keyfini size de bulaştıran, bıcır bıcır konuşan arkadaşlarım da var, azınlık da olsa var.. Onlardan özür dilerim. Sakın alınmasınlar.. Alınacak olanlar kendilerini bilirler, merak etmeyin!. Keşke de alınsalar.. Belki “İyi İnsan, İyi vatandaş, İyi Sabahçı” olmayı denerler, o zaman!..
6M6 HU \a]
’\H J|nGHU Friedrich Visher
TL MH