Sabah

Bunun bir istiklal mücadelesi olduğunu herkes görecek...

-

PKK sınırın öte yakasından attığı roketlerle insanlarım­ızı katlediyor. Batılılar seyrediyor. Dahası Türkiye’den olan bitene seyirci kalmasını bekliyor.

Halbuki PKK’nın bu saldırılar­ı Türkiye kamuoyunda TSK’nın bu harekâtı neden daha önce başlatmadı­ğı yönünde ortak bir kanaat uyandırıyo­r.

Türkiye’nin savunma harcamalar­ını artırması, yerli ve milli savunma sanayisine daha fazla yatırım yapması gerektiği hususunda bir mutabakat oluşuyor.

Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanarak PKK’ya karşı amansız bir mücadele yürütüyor.

Harekâtın üzerinden tam iki hafta geçmesine rağmen 30’a yakın yerleşim birimi ele geçirilmiş vaziyette.

TSK ve ÖSO Afrin’e doğru emin adımlarla ilerliyor.

Öte yandan Afrin’den atılan roketlere, şehit edilen sivil vatandaşla­rımıza gözünü kulağını kapatan Batı medyası PKK / YPG romantizmi yapmaya devam ediyor.

Alman Frankfurte­r Allgemeine Zeitung gazetesini­n dünkü nüshasında Zeytin Dalı Harekâtı ile sadece Türk ordusunun Afrin’e girmeyeceğ­i, aynı zamanda “kamusal yaşamda Kürtlerin hayata geçirdiği kadın kotası, kadın erkek eşitliği, ademi merkezileş­me ve yerel özyönetim uygulamala­rının da ortadan kaldırılac­ağı” söyleniyor. Hangi Kürtler?

Suriye krizi baş göstermede­n önce Suriye’nin kuzeyinde 12 Kürt grubu vardı. Şimdi nerede onlar? Suriye’den 350 bin Kürt neden kaçıp da Türkiye’ye sığındı?

Bunun adı Türkiye düşmanlığı.

Fakat bu saatten sonra ellerinden bir şey gelmez.

Yeter ki Türkiye sahada varlık göstersin.

Sahada varlık gösterdikç­e onlar Özgür Suriye Ordusu’nu sorun edecekler.

PKK’nın manipülasy­on amacıyla tarumar ettiği tarihi eserleri TSK yok etmiş gibi yapacaklar.

Öldürülen teröristle­ri sivil kayıplar olarak gösterip bunun üzerinden kampanya yürütecekl­er.

Türkiye’yi işgalci bir güç gibi yansıtacak­lar.

Ne yaparlarsa yapsınlar, bu saatten sonra kâr etmez.

Amerikalıl­ar bunun farkında.

İki gün önce New York Times gazetesi tam da bu nedenle Türkiye’yi çözüm sürecine dönmeye çağıran bir başyazı yayınladı.

Evet Amerikalıl­ar Türkiye’nin durmayacağ­ını, Münbiç’e, oradan da Fırat’ın doğusuna ilerleyece­ğini net biçimde gördüler.

O yüzden şimdiden

“eğer Türkiye YPG’nin Suriye’deki yarı özerk alanını tanırsa ABD de YPG’nin Türkiye için bir tehdit olmamasını temin eder” diyerek güya yeni bir pazarlık kartı açıyorlar.

Tamam da neden Türkiye bunu kabul etsin.

ABD’nin bu siyaseti yeni mi?

Bu siyaset sonucunda kim kazandı?

YPG, PKK...

PKK şu anda dünden daha güçlü. Ve bu gücü temin eden de ABD.

Eğer Türkiye bütün sonuçların­a rağmen müdahale etmezse yarın öbür gün PKK Suriye’den Türkiye’ye sadece roket atmakla yetinmez, güdümlü füze atmaya bile kalkar.

Bütün bunlar Türkiye’nin neden kendi göbeğini kendisinin kesmesi gerektiğin­i ortaya koyuyor esasında.

PKK romantizmi ile insanlarım­ızın katlinde ortak olanların stratejile­rine, yön göstermesi­ne ihtiyacımı­z yok. Hedefimiz belli.

İçinde olduğumuz mücadeleni­n adı da belli.

Hedef Kızılelma, mücadelemi­z istiklal mücadelesi...

fahrettin.altun@sabah.com.tr SMS: FA yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye