Sabah

Fatih Terim de böyle yönetiyors­a..

-

Yani bir tarafta önüne tabak gibi serilmiş, hatta fark yapacağı maçı almamak için çırpınan bir “Korkak” hoca.. Hem de Samet Aybaba..

Öte tarafta, bu Samet Aybaba’nın ikramını elinin tersiyle iten “Teşekkür ederim. Ben ille de kaybedeceğ­im” diyen, hem de Fatih Terim..

Şampiyonlu­k yarışındak­i tüm rakipleri ikişer puan kaybetmiş, kazandığı zaman lider olacak, Galatasara­y’ın hocası Fatih Terim..

O zaman biz bu ülkede “Futbol” diye ne seyredeceğ­iz, söyler misiniz?.

Bakın iyi hoca, maçı bir gece evvel kafasında oynar. Kafada oynamak için rakibi iyi analiz etmek, çözmek gerekir tabii.. Çözememişs­en ertesi gün sahaya yanlış takım çıkarır, yanlış oynarsın.

“Daha iyi hoca”, işte tam da o zaman ortaya çıkar.. (vdeki hesa bın çarşıya uymadığını gören ve oyuna Doğru” zamanda “Doğru” müdahale eden, edebilen Hoca “Büyük” Hocadır. Takımını zaferlere “Oyunu okuyan ve doğru zamanda doğru müdahaleyi yapan” o “Hoca” götürür.

Fatih Terim, bu sebeple büyük hocadır. Bu sebeple geçmişinde pek az Türk Hocaya nasip olan zaferler vardır.

Peki nedir o Fatih Terim’in Sivas önünde sahaya çıkardığı 11?. Sivas’ı analiz etmiş, doğru 11’i sahaya sürmüş mü?. Bakalım..

Muslera, Mariano ve Maicon hadi tamam.. Peki topu topu iki antrenman yapan ve takımla 10 dakika oynamayan Nagatomo’nun, hem de her maçında tonla gollük hata yapan, yer ve adam tutmayı bilmeyen Denayer’in yanında hem de sol beke konması nedir, sizce?.

Orta ikilide iki ön libero birden.. Oyun kurmayı bilmeyen, iki kesici ve koşucu.. O kadar mı korktun Sivas’tan hocam.. Sana “Sivas’tan kork. Savunma takımı yap” deseler, başka ne yapardın?.

Önlerinde Rodriguez, Feghouli ve Yasin.. İlerde de Gomis.. Onlara “Tamam” diyelim ve oyuna bakalım..

Tam da beklendiği gibi sol kanat delik deşik. Ortada oyun kurucu olmadığınd­an, Feghouli, mecburen geride kalıp bu işi yükleniyor. O zaman, Gomis’in arkasında oynayan ve ona alan ve pozisyon hazırlayan, Gomis kaçıp boşalttığı zaman gol de atan, “Forvet Arkası” yok Galatasara­y’da.. Arkasındak­i bek dökü lünce, ikili oynayacak adam bulamayan Yasin de sahada yok.. Sağda Mariano hâlâ toparlamam­ış. Önündeki Rodriguez de kötü..

Yani ilk 45 dakika sona erdiği zaman, berbat bile değil (Berbat da bir oyundur çünkü) hiç futbol oynamayan, üstelik de 1-0 mağlup durumda olan Galatasara­y’da en az beş değişiklik gerek.. Görünen o ve bu benim fikrim değil. Maç sonu Fatih Hocamın kendisi aynen böyle dedi.. “İmkânım olsaydı 5 kişi değiştirir­dim. Öyle kötüydük..”

Öyleydi de Hocam, o zaman, niye

“1-0 mağlubuz ama ben ilk yarıdaki futboldan memnunum. Bu takım beraberliğ­i de sağlar, öne de geçer” deyip, ayni 11’i sahaya sürdün?. Kalan 45 dakikanın üçte birini, bile bile ziyan edip, üstelik maçın 2-0’a gelmesine sebep oldun?.

Eski Fatih Terim, daha ilk yarının 15’inci dakikasınd­a rezaleti görür ve müdahale ederdi. Sen “İmkânım olsaydı 5 kişi değiştirir­dim. Öyle kötüydük..” dediğin takıma ikinci yarının 15’inci dakikasınd­a nihayet dokundun. 15 dakika daha ziyan ederek..

Gomis’in arkasında forvet arkası oynayacak birini nihayet alırken (Eren), iki kesici, ön liberodan birini, Tolga’yı çıkardın. Aslında Donk çıkmalıydı, Tolga’nın gol şansı daha yüksek olduğu için. Ama hâlâ takımda oyun kurucu yoktu ve Feghouli o işi yapmak için çırpınıyor­du. Bu sırada ikinci gol de gene soldan geldi. O zaman nihayet takıma “Oyun kurucu” gerektiğin­i anladın.. Anladın da, hâlâ Donk’u değil, bu defa da o ana dek takımın en yararlı adamı Feghouli’yi çıkarıp Belhanda’yı aldın.. “Bedava” alacak takım bulamadığı­nız Belhanda’yı.. Oynadığı maçlarda takımı 10 kişi oynatan Belhanda’yı aldın ki, 2-0’dan döndürsün..

Sen ve Belhanda’n değil ama, Samet Hoca döndürdü maçı.. Takımının en iyi üç oyuncusu nu, senin savunmanı allak bullak eden üç adamın üçünü de oyun dan aldı. Sana söyleseler “Rakipten üç adam çıkar” diye, bu üçünü seçmez, “Bu kadar da olmaz artık” diye utanırdın. Samet Hoca’nın(!) intiharı bu kadarla da kalmadı. Takımı tüm hatlarıyla geriye çekti. Yüzde 100 hâkimi olduğu maçın, yüzde 100 mahkûmu yaptı, takımını.

Samet takımı bozana, kalanı da geri çekene dek, nerdeyse öbür sahaya geçemeyen, durmadan rakibe gol fırsatı ve de iki gol veren Galatasara­y, adeta mecburen santranın ötesine, hatta son 10 dakika rakip 18’e yerleşti. Ama yukarda İlahi Adalet var.. Hiç hak etmediği puanı alamadı.

Şampiyonlu­k yolunda kıymetli 2 puan gitti. 21’inci haftaya lider girme şansı gitti. İkişer puan kaybeden rakipler, Galatasara­y’a göre, hatta bir puan kazanmış duruma geçtiler.. Ama bana sorarsan Hocam, Galatasara­y Şampiyonlu­k yolunda önemli bir şans yakaladı..

Eğer bu feci yanlışları­ndan gereken dersi aldıysan, ki alırsın, bu yanlışları bir daha yapmazsan, ki yapmazsın, daha çok kan dökülecek bu ligde Şampiyonlu­ğa en yakın takım gene Galatasara­y’dır.

Bak Hocam..

Hâlâ ve hâlâ Galatasara­y duran top golleri yiyor. Korner ve civarların­da duran top olduğu zaman, penaltı gibi endişeye düşüyor bu takımın taraftarı.. Muslera çıkmayı bilmiyor. Bu saatten sonra öğrenemez de.. Ama öteki adamlar, rakiple itişip çekişme yerine, alan paylaşmayı ve “Şu adamı tut” lafıyla bir kişiye odaklanma yerine, tüm dikkatleri­ni topa vermeyi, topu takip etmeyi öğrenirler­se, o zaman, ilk kafayı onlar vururlar, rakip değil. Bu bir.

İkincisi.. Kenarda bıraktığın Serdar Aziz, 10 Denayer eder. Fener medyasının gazına gelip, bu ülkenin en iyi stoperleri­nden biri Serdar’ı kenarda bırakır, tayyare Denayer’i oynatırsan, daha çok gol yersin. Ahmet Çalık da, Koray Günter de, Denayer’den daha sağlam stoperler. Duran toplarda daha iyi kafa vururlar, üstelik.

O Japon, Lato’nun onda biri değil. Savunma sıfır. Hücum eksi 10.. Gene Fener medyası Lato’yu çürütüyor, sen de onların gazına geliyorsun. Sade sen değil, o Ultra denen takım düşmanları, kendi oyuncuları­nı ıslıklayar­ak tatmin olan mastürbasy­oncular da, Galatasara­y’da işe yarayacak kim var, ona saldırıyor­lar.

Fatih Hocam.. İşe başladığın zaman bu köşede madde madde yazdım, ilk düzeltmen gereken şeyleri..

“1- “dedim.. “Muslera’ya geri pası yasakla. Çünkü ayakla müdahaleyi bilmiyor. Topu hep rakibe, hatta bazen ‘Asist’ olarak atıyor. Sakın yerli yersiz kaleciye pas yapmasınla­r. Taca atsınlar daha iyi..”

Senin Japon nasıl gereksiz bir geri topu verdi.. Muslera nasıl ayağından kaçırdı. Gördün.. Peki şaşırdın mı?. Şaşırdıysa­n ben aklına şaşarım hocam, kusura bakma.. O top içeri de girebilird­i, kornere gitti. Ama korner de gol oldu.. Şaşırdın mı?. Gene şaşırdıysa­n ben gene aklına şaşarım.

Muslera’nın ayak müdahalele­rinde yanlış yapması da olağan, Galatasara­y’ın duran toptan gol yemesi de..

Daha geçen hafta yazdım.. İsmen sana, Taffarel’e ve Muslera’ya yazdım..

“İyi penaltı, doğru köşe seçsen bile kurtarılma­z. Ama baştan köşe seçip atla ma yüzünden kötü penaltıyı kurtarma şan sını bile kaybediyor­sun, Muslera..” dedim. Matematik olarak anlattım. “Üçünüzden biri cevap versin” dedim. Cevabınızı maçta gördük. Muslera gene ters köşeye uçtu. Yerinde dursa kurtarma şansı vardı. Ters köşeye atlayarak, o şansı sıfırladı.

Şimdi..

1- Selçuk’u kazanacaks­ın. Takımda başka lider ve oyun kurucu yok.. Kazanmanın yolu “İstatistik­lere değil, takıma oyna” komutunu vermekten geçiyor.. “Bak oğlum, dokunduğun her top takıma bir hamle kazandırma­lı” demelisin. Yani Selçuk’tan çıkan top, oyunu ilerletmel­i.. Yüzde 98’le istatistik­lere değil, yüzde 60’la takıma oynamanın yolu bu.. Riski göze alacaksın. Bu ülkenin orta sahadan asist yapan en iyi adamını yana ve geriye oynamaktan vazgeçirme­lisin. “Riski göze alacaksın” demelisin.

“Ris- ki gö-ze a- la- cak- sın!.”

“En büyük risk de tribündeki bir takım “HAİN”lerin seni ıslıklamak için bahane araması tabii.. Onu da göze alacaksın. Bu riski ne zaman göze alırsın?. Bana güvenirsen” demelisin..

Fatih Hoca ve Selçuk baş başa kapanıp, bu konuyu görüşmeli ve anlaşmalıl­ar. Çünkü ara transfer de bitti ve gördük ki, bu takımda bir Selçuk daha yok..

2- Hücum futboluna yüzde 100 döneceksin. Galatasara­y atarak kazanır. “Hele bir yemeyelim de” diye değil..

Hücum futbolu, eskisi gibi kanatlarda, iyi birer açık oyuncusu ve onlarla ikili hücum yapacak, yapmaktan korkmayaca­k iki bekle oynanır. Bunların hepsi sende var. Mesele oynatmakta.. İyi niyet.. İyi antrenman.. İyi maç.. Gerisi gelir. Yoksa kapanan rakipleri, ki çoğu öyle, aşamazsın.

Başarılar dilerim Hocam..

Sivas maçındaki notlarımı da yazayım.. Muslera (3)- Mariano (5), Maicon (5), Denayer (3), Nagatomo (1)- Tolga Ciğerci (4), Donk (4)- Rodriguez (3), Feghouli (8), Yasin (2)Gomis (3).

Sonradan girenler.. Eren (6), Belhanda (6),

Sinan (6).

 ??  ?? Hıncal ULUd HINCAL’IN YERİ
Hıncal ULUd HINCAL’IN YERİ

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye