Sabah

Hürriyet için yerli olma şansı

- YUSU) g=K,R KRİTER DERGİSİ YAYIN KOORDİNATÖ­RÜ

İ şadamı Aydın Doğan aralarında +UUL\HW gazetesini­n de yer aldığı medya varlıkları­nın tamamını 22 Mart’ta bir başka iş adamı Erdoğan Demirören’e sattı. 1 milyar 100 milyon dolara satışı yapılan medya organları arasında CNN Türk ve Kanal D gibi erişim alanı geniş iki televizyon ile Turkuvaz’dan sonra Türkiye’nin en güçlü ikinci dağıtım şirketi olan Yaysat da bulunuyor. Aydın Doğan’ın satışa dair kamuoyuna yaptığı açıklamada yer alan “Artık 80 yaşını geride bırakmış bulunuyoru­m. Geldiğim bu aşamada, kendi isteğimle, yayıncılık mesleğime nokta koymaya karar verdim” ifadeleri meselenin fikri takibi açısından önemli işaretlere sahip.

Neticede uzun yıllar isminin önüne “medya imparatoru” yazılarak adı zikredilen Aydın Doğan 1979’da 0LOOL\HW gazetesini satın alarak adım attığı basından çıkmıştır. Yaklaşık kırk yıllık yayıncılık serüvenine bakıldığın­da Aydın Doğan’ın özellikle +UUL\HW gazetesine sahip olduktan sonraki süreçte Türkiye’nin siyasal ve toplumsal atmosferin­in oluşturulm­asında belirgin bir payının olduğu söylenebil­ir. Böyle olmasında +UUL\HW markasının rolü büyük olduğu içindir ki satışı gerçekleşt­irilen diğer yayın organların­ın tamamı terazinin bir gözüne +UUL\HW gazetesi ise diğer gözüne konulsa itiraz edecek olan pek azdır. İtirazları­n ve değerlendi­rmelerin büyük ölçüde +UUL\HW’in genel yayın politikası­nın bundan sonra nasıl olacağı teması üzerinden yapılmasın­ın arkasında da bu olgu yatmaktadı­r. Yani +UUL\HW gazetesi yeni sahipleri Demirören Grubu ile birlikte milli ve yerli bir anlayışla mı yayın yapacak yoksa toplum mühendisli­ğini vazife edinen eski jakoben alışkanlık­larına devam mı edecek?

Hürriyet darbeciler­in istediğind­en fazlasını veriyordu

Aydın Doğan +UUL\HW’i satın aldığında devletin tek gerçek sahibi olarak kendini gören bazı askerlerin cuntacı bakış açısı ile özdeşleşmi­ş bir yapıyı devraldığı­nın farkındayd­ı. Geriye dönüp bakıldığın­da Doğan’ın 24 yıl süren +UUL\HW patronluğu­nun büyük bir bölümü aynı bakış açısının devamı niteliğind­eydi. Erol Simavi’nin “Orduyu darbe yapmaya basın hazırlar” ifadesini teyit edercesine 28 Şubat Darbesi’nin en güçlü aktörleri arasında yer aldı. Darbeciler­in kamuoyunu şekillendi­rerek toplum vicdanını hiçe saymasında karargah işlevi gördü. Çoğu zaman cuntacılar­ın birkaç adım önüne geçti ve toplumun dini, kültürel ve tarihi değerlerin­i aşağılayar­ak sosyal barışın bozulmasın­a neden oldu. Ötekileşti­rme mekanizmas­ını tetikte tutarak toplumsal kutuplaşma­ya sürekli malzeme taşıdı. Her daim darbeciler­in istediğind­en daha fazlasını verdi. Bazen başörtüsü, sakal, cübbe, sarık, çarşaf, Cuma namazı, mescit, imam hatipliler gibi göstergele­r üzerinden dindarları hedef tahtasına koyarak nefret suçu işledi. Bazen de Ahmet Kaya örneğinde olduğu gibi “Vay Şerefsiz” türünden manşetler ile etnik ayrımcılık yaptı.

+UUL\HWªLQ 27 Nisan 2007 e-muhtırasın­ın ertesinde yayımladığ­ı “Arkasından Aynı Bağlantı Çıktı” başlıklı haberin 28 Şubat Darbesi’ne zemin hazırlayan masa başı içeriklerl­e iç içe geçirilere­k hazırlanmı­ş olması Aydın Doğan dönemi +UUL\HW gazetesini­n iflah olmaz bir çizgide devam ettiğini gösteriyor­du. Doğan’ın bir diğer gazetesi 3RVWD da “Laiklik Muhtırası” manşeti ile çıkmıştı. Dahası +UUL\HW 2008’de TBMM’de başörtüsü zulmünün kaldırılma­sı düzenlemes­i için “411 El Kaosa Kalktı” manşetinin atılması gazeteye giydirilen zihinsel kodların milletin tercihleri ile uzaktan yakından alakası olmadığını­n belirtisiy­di. 15 Temmuz 2016’da FETÖ tarafından gerçekleşt­irilen darbe girişimind­e milli iradeden yana tutum alan +UUL\HW’in bu onurlu tavrı sürdürmek yerine kısa süre içinde eski refleksler­ine dönmesi ise Türkiye’nin yaşadığı gelişmeler­i anlayamadı­ğını ve iyi okuyamadığ­ını göstermekt­edir.

Hürriyet’in el değiştirme­si ne anlama geliyor

Doğan Medya varlıkları­nın bir başka iş adamı Erdoğan Demirören’e satılması, medya sahipliğin­deki yoğunlaşma açısından, Demirören ailesi için yeni bir tabloyu işaret ediyor. 2011’de 0LOOL\HW YH 9DWDQ gazeteleri­ni satın alarak medyaya giren Demirören Grubu’nun +UUL\HWªin ve diğer yayın organların­ın genel politikası­na ne ölçüde etki edebileceğ­ini zaman gösterecek. Fakat +UUL\HW için başlayan bu sürecin yeni boyutları olacağı muhakkak. Önemli olan bu süreçte ortaya çıkabilece­k değişimler­in eski alışkanlık­ların reddedilme­siyle eş zamanlı yürümesidi­r. Türkiye’nin milli değerleri ile çatışmadan kamuoyunu bilgilendi­rme üzerine inşa edilecek bir yayın politikası +UUL\HW’in marka değeri ile birleştiği­nde hem okuyucu nezdinde etkin olacak hem de Türkiye’nin dışarıdan gelen saldırılar­ı püskürtebi­lmesine dinamik bir katkı sunacaktır. +UUL\HW, 15 Temmuz’da tecrübe ettiği fakat içselleşti­remediği milli ve yerli duruşu Demirören yönetimind­e yakalama fırsatına sahip. Bu değişimin gerçekleşm­ediği bir tabloda kazanan +UUL\HW’in kılcal damarların­a işlemiş jakoben anlayış olur. Ki onu değiştirme­nin kolay olduğunu söylemek de meselenin ciddiyetin­i hafife almak olacaktır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye