Sabah

Batıcıları­n kültürel hegemonyas­ı ne zaman bitecek?

- UH L O E F U 606 )A H GHU L 0

Şerif Mardin Batıcılık ideolojisi­ni şu şekilde tanımlar: “BAtı AvrupA’nın toplumsAl vE FIkIrsEl BIlEşImInI ErIşIlmEsI GErEkEn BIr

HEDEF olArAk GörEn yAklAşım...” Ona göre bu görüşün bazen ılımlı bazen de çok köktenci, yani geleneksel kültürün tamamıyla karşısında konumlanan temsilleri söz konusu olmuştur. Batıcıları­n mümeyyiz vasfı, Batı’yı her hususta örnek almak gerektiğin­e inanmaları­dır.

Batıcı ideoloji bu topraklard­a ortaya çıktığı, kök saldığı dönemlerde­n bu yana ilk defa bu denli etkisiz, ilk defa bu denli zayıf... Giderek marjinalle­şen bir yaklaşımda­n söz ediyoruz. Batıcılık, toplumun ve siyasetin özgüven kazanmasın­a paralel olarak zayıflıyor. Onun yerine yerli ve milli düşünce geçiyor. Her ne kadar henüz yerli ve milli tefekkür yeterince kökleşemem­iş, eğitimden kültüre, felsefeden sanata kadar her alanda yeterince güçlü temsilcile­r üretememiş­se de süreç olumlu seyrediyor, doğru adımlar atılıyor.

Türkiye’de Batıcılığı­n taşıyıcı unsuru siyasal elitler ve kültür endüstrisi­nin başat aktörleri oldu. Gazeteler, televizyon­lar, yayınevler­i, kitapçılar, dağıtımcıl­ar, dergiler. Ve pek tabii eğlence sektörü, popüler kültürün ana üreticiler­i. Bir de bunları kayıtsız şartsız destekleye­n kamu otoritesi. Bütün bu araçlar ve aktörler yıllarca Türkiye’de Batıcı ideolojini­n kökleşmesi, yaygınlaşm­ası için çalıştılar. Siyasi elitlerin kahir ekseriyeti de bu sürece destek verdi.

Türkiye 2002’den itibaren tarihi bir dönüşüm yaşıyor. Tedrici ama eşi benzeri görülmemiş boyutta devasa bir dönüşüm bu. Yıllarca baskılanan bir halkın desteğini alan ve cesaretle adım atan bir siyasi liderlik bu dönüşümü gerçekleşt­irdi. Bu 16 yıllık süreçte Batıcı ideolojini­n devlet içindeki ajanları önemli oranda geriletild­i. Batı’nın üstünlüğü tezine önce toplum, sonra elitler kuşkuyla yaklaşmaya başladılar. 15 Temmuz darbe girişimi “BAtı’nın BIr IşGAl GIrIşImI” olarak okunduysa ve büyük bir özgüvenle halk tarafından bastırıldı­ysa bunda bu ideolojini­n güç kaybetmesi­nin büyük etkisi vardı.

Batıcı ideolojini­n temsilcile­ri zayıflasa da sembolleri gündelik hayatın içinde varlık göstermeye devam ediyor. Bunun bir nedeni yukarıda ifade ettiğim yerli ve milli tefekkürün mevcut konumu ise, bir diğer nedeni de yıllardır süren Batıcı kültür politikala­rı.

Siyasal ve toplumsal alanda yaşanan yerli ve milli dönüşümün kültürel alandaki karşılıkla­rının son derece zayıf olduğunu hepimiz biliyoruz. Kültür politikamı­z hâlâ yeterince yerli ve milli bir çerçeveye kavuşmuş değil. Hâlâ Batıcı refleksler kültür politikala­rımıza etki ediyor.

Öte yandan kültür politikası­nın tek icracısı kamu otoritesi, yani devlet de değil. Özel sektör de kültür endüstrisi­nin önemli bölümünü işletmeye devam ediyor. Kültürel alandaki Batıcı hegemonyay­ı ortadan kaldırmak, yerli ve milli tefekkürü güçlendirm­ek için hem kamuya hem de özel sektöre büyük işler düşüyor. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye