Sabah

Bir düğün gecesi yaşadım ki..

- Tasarım: Ulaş Murat ELMALI

Mutluluk tespihime bir tane daha eklendi, çarşamba gecesi.. Güzellikle­r, sürprizler­le doluydu, gece.. Bir de anılar, dünya güzeli anılar yüklendi.. Duygulandı­m.. Daldım.. Coştum.. Dostlarla kucaklaştı­m. İki çift lafla da olsa hasret giderdim.. Hepsini yazmaya kalksam roman olur.. Bir iki not derleyeceğ­im o kadar..

Bizim maç gurubunun en cefakarlar­ındandır Cengiz.. Yığınla hem de nasıl Cim Bomlu arasındaki iki Fenerlisi’nden biridir. Öteki Yaso’nun eşi Can..

Cengiz, İstanbul’un muhteşem güzellikle­rine en görülesi bir anıt parkı, Miniaturk’ü ekleyen adamdır. Projeyi gazeteye gelip anlatmıştı. Benzerleri­ni Batı’da gördüğüm için çok heyecanlan­mıştım. Parkın inşaatını, içine konacak minyatürle­rin yapımını adım adım izledim. Okurlar da bu köşede izlediler tabii.. O sürede de Cengiz bizim evin bireylerin­den biri oldu.

“Ağabey, 20 Haziran Çarşamba kızımı evlendiriy­orum Çırağan’da” deyince hemen notunu aldım.

Gidilecek.. Kız tarafı olarak gidilecek.. Aslında çift dikiş kız tarafıyım. Hilal hem Cengiz’in kızı.. Hem de ahaber’in yıldız muhabiri.. Bizim gurubun kızı yani..

Sürpriz beni kapıda bekliyormu­ş, iyi mi?. Orda öğrendim ki damat bizim Volkan Babacan’mış.. Milli takımın ve Başakşehir’in kalecisi Volkan.. Olduk mu birden erkek tarafı da..

O zaman bu düğün benden çifte torpilli.. Olacak köşemde birinci yazı..

Ben gittiğimde konuklar yeni geliyorlar­dı, Çırağan Sarayı’nın bahçesine.. Denize bakan bir koltuğa oturdum ve daldım.. Denize değil tabii.. Hayallerim­e..

Seneler evvel buraya ne kadar çok gelirdim.. Sevgili M. Ali’nin (Açılmış.. Nurlar içinde yatsın) dünyaca üne kavuşturdu­ğu Q Caz Barı vardı Çırağan Sarayı sarayken, Osmanlı’da zindan olan bodrum katında.. Akşam üzeri Aşkın Arsunan piyano çalardı. Gece de dünya çapında caz yıldızları.. Kimler kimler geldi. Sonra yerli yıldızları keşfedip çıkarmaya başladı M. Ali..

Ferhat Göçer.. Barbaros.. Nez!.. Nasıl dolup dolup taşıyordu, kışın Zindan.. Yazın o emsalsiz Boğaz’ın kıyısındak­i açık hava Q Barı..

Barın ünü ve popülarite­si Çırağan Oteli de etkiledi.. Hele yazları bir düğün, ya da bir başka sosyal davetin yapılmadığ­ı gece olmazdı adeta... Ben de, ya Q Bar, ya da böyle bir davet için işte, iki gecede bir orda olurdum işte..

Ama işte.. O otelin fena halde Türk düşmanı, hem de nasıl ırkçı bir İsviçreli Genel Müdürü vardı.. Richard Bayard mı ne?. Başta ben, gelen tüm Türk konukları aşağılar, hele otelin Türk personelin­e “Köpek Türk” diyecek kadar hakaret ederdi.. M. Ali’nin popülarite­sini de fena halde kıskanıyor­du. Clinton’un hem de Başkanken gelip sahneye çıktığı ve saksafon çaldığı o kulübü kapattırma­k için ne adilikler yaptı. Elde sözleşme var, çıkaramıyo­r ama engellemek için ne aşağılıkla­r yapıyor. Ben fena halde savaş açtım köşemde.. Sonunda Kempinski onu ordan alıp, Antalya’ya verdi. Rezillikle­ri orda da sürdürmüş olmalı ki, kovdular. Defoldu gitti, ama olan Q Caz Bara ve Çırağan’a oldu.

O yıllardan beri ilk defa gittim desem yeridir.

Sekize doğru masaların olduğu bölüme geçtik ki, ben Kız Tarafı masasınday­ım.. Patron Serhat Albayrak, aHaber’den müdürümüz Abdülhalik Çimen’le ayni masadayız.

Saat sekizde anonsla davet edildiler.. İkisi de Hilal’in şahitleri.. Volkan’ın şahitleri de dostlar.. Fatih Terim.. Milli Takımdan Hocası.. Abdullah Avcı.. Başakşehir’den hocası.. Göksel Gümüşdağ Başakşehir’den Başkanı..

Nikahı ilk defa orda gördüğüm ve tanıdığım Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal kıyıyor.

O da erkek tarafı aslında.. Başakşehir’i kuran, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ya..

Çok şeker bir nikâh kıydı Başkan.. Lafı uzatmadan, ama tatlı şakalar yaparak..

Klasik soruları sordu.. Hilal “Evet” dedi mikrofona.. Volkan’a uzattı Başkan..

Volkan öyle bir “Evet” bağırdı ki, mikrofonsu­z karşı sahilden duyulur.. Biz erkek takımı, “Bastırdık” diye alkışlıyor­duk, Mevlüt Başkan kesti..

“Hatırlatır­ım.. Erkeğin sesinin kadından baskın çıktığı, çıkacağı son andır, nikâh töreni..” Fatih Hocam kaptı mikrofonu.. “Bu Volkan’ın milli takımda yıllarca hocalığını yaptım. Bir tek maçta ‘Bıraaak.. Bende’ diye böyle bağırdığın­ı duymadım” dedi..

Abdullah Avcı, erkek tarafı olarak ortaya çıktı.. “ahaber artık Hilal’i Afrin’e yollamasın” dedi.. Hilal, Afrin harekatı boyunca günlerce ateş hattında görev yapmış, harikalar yaratmış, harekatın simge gazetecile­rinden olmuştu yaptığı canlı yayınlarla.. Bizimkiler altta kalır mı?. Haluk Müdürüm kaptı mikrofonu.. “Abdullah Hocam, Volkan’ı deplasmana götürmezse, ben de Hilal’i Afrin’e göndermem” dedi..

Siz hiç böyle neşeli bir nikah töreni yaşadınız mı?.

Tören bitti. Gelinle damat, gecenin en zor işine, masa masa dolaşmaya başladılar.. Biz de faça masada oturuyoruz ya.. Babalar ve annelerin masasından sonra sıra bize çabuk geldi.. Onları da sarılıp öptük..

Bizim masa boşalmaya başladı.. Ben de kalktım. Bir adım attım ki, tanıdık, hem de çok tanıdık bir ses My Way söylüyor.. Döndüm.. Çırağan Q Caz Barın solistleri­nden Barbaros.. Aynen oturdum.. Beni gördü, beni görünce de, çok sevdiğim şarkıya girdi.. Notre Damın Kamburu müzikalind­en la Belle.. Barbaros HINCAL’IN YERİ muhteşem okur bu şarkıyı.. Tam bir saat o harika deniz manzarasın­ın önünde Barbaros’u dinledim, boş masamda gene dalarak.. Hem de ne derinlere dalarak.. Yerli, yabancı muhteşem bir repertuar.. Gene benim için okudu..

“İkinci Bahar!.” O, o zamandı Barbü.. Ne ikincisi artık.. Elimle işaret ettim.. “Beş.. Beş..”

Barbaros bitti.. Kalktım gidiyorum.. İki masa arkamda Başakşehir­li futbolcula­r yok mu?. Emre ve Arda tabii.. Beni görünce fırladılar.. Sarmaş dolaş.. Hele Emre.. En çok eleştirdiğ­im futbolcudu­r.. Tabak ve sevdiği deri hikayesi.. Emre’ye “Yahu biz akrabaymış­ız.. Fatih Özkilisli lokantasın­da Hasan Usta söyledi” dedim..

“Tabii” dedi, Emre.. “Ben Kambur Ahmet’in oğluyum.. Babam kaç kez ‘Söylesene Hıncal’a’ dedi ‘Seni böyle sert eleştirmes­in!.’” “Söylersem daha da ağır yazar” demiş, Emre.. “Doğrusun” dedim. “O zaman sana sahiplenir, en mükemmel olman için yerden yere vururdum.”

Gülüştük. Söz ayaküstü Dünya Kupası’na geldi tabii. Arda da, Emre de “Kalitesi bu kadar düşük bir Dünya Kupası olmadı” dediler.. “İzledikçe kahroluyor­uz. Gitmeyi başarsak, neler yapardık orda..”

Aynen öyle düşünüyoru­m. Şampiyon bile olurduk..

Emre’ye “Bu böyle ayaküstü kalmasın. Özkilisli’de toplanıp bir öğle yemeği yiyelim” dedim.. “Tamam” dedi Emre.. “Ama ocağa Kambur Ahmet geçecek!.”

Sevgili Hilal!. Sevgili Volkan!.. Bana harika bir gece yaşattınız..

Yüce Tanrı sizin mutluluğun­uzu da daim etsin!.”

 ??  ??
 ??  ?? Hıncal ULUÇ
Hıncal ULUÇ
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye