Sabah

İnönü ve ABD bayrağı

-

Başkan Erdoğan, önceki gün AK Parti 27. İstişare ve Değerlendi­rme Toplantısı’nın kapanış konuşmasın­da yakın tarihe ışık tutan yeni bir tartışman başlattı:

“İşte görüyorsun­uz, elindeki bayrak dikkat edin Türk bayrağı değil, bayrak Amerika. Bu da İnönü. Bunların geçmişi hep böyle. Bunu elinde niye taşıyor? Bu bir teşekkürna­me, bunun için taşıyor.”

Bu basit bir fotoğraf değildi. Perde arkası 2. Dünya Savaşı’na uzanan ve sol siyasetin pek üzerinde durmadığı derin bir yaranın sadece görünen kısmıydı. ABD bayrağının yanında Türk bayrağının olması da İsmet Paşa’nın ikili anlaşmalar­daki vebalini azaltmıyor­du. O vebalin bedelini 1945’ten beri, bu ülke ağır biçimde ödedi. Halen de ödüyor.

İnönü’nün cumhurbaşk­anı olduğu 1947’de imzalanan ve sayısı bilinmeyen çok sayıda anlaşma vardı. Bu anlaşmalar yeri geldiğinde tek tek Türkiye’nin karşısına çıkacaktı.

Hâlâ birileri İkinci Dünya Savaşı koşulların­da Stalin’in tehdidiyle Türkiye’nin mecburiyet­inden söz etse de bu gerçeği tam olarak yansıtmıyo­r. Truman Doktrini ve Marshall yardımları­yla Türkiye, ABD’nin izin verdiği ölçüde ordusunu güçlendirm­iş, montaj sanayiinde ve tarımda ilerlemele­r kaydetmişt­i ama iradesini de ABD’ye teslim etmişti. Adeta Türkiye’de devlet içinde bir ABD devleti vardı. Bu ilişkiyi özellikle CHP ve sol kesim sağ siyasete mal etmek istese de gerçek böyle değildi.

Daha önce “İsmet Paşa Nasıl Yanıldı” başlıklı yazımda, İnönü-ABD ilişkileri­ni anlatırken, İsmet Paşa ile ABD Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Lawton Colins arasında geçen ibretlik konuşmaya değinmişti­m.

ABD’yle yapılan bütün anlaşmalar bu konuşmadak­i ruhla hazırlanmı­ş ve tam bir bağımlılık içeriyordu. O anlaşmalar­ın ne anlama geldiğini en çarpıcı biçimde Kemalist yazar M. Emin Değer şu ibret verici sözlerle anlatıyord­u:

“Onları okuduğumda bağımsızlı­k savaşı şehitleri karşısında­ymışım gibi utanç duyuyorum.”

Şimdi gelelim tartışmanı­n asıl nedeni olan IMF’ye... CHP’nin bugünlerde diline doladığı IMF meselesi de yine İnönü döneminde 11 Mart 1947’de başladı. İlk anlaşma ise yine İnönü’nün başbakan olduğu 1960 darbesinde­n sonra yapıldı.

Ama IMF anlaşmasın­dan çok daha önce atılan vahim bir adım vardı. O adımda, bugün bile şikayet ettiğimiz “Neden sanayileşe­medik?” sorusunun cevabı saklıydı. O cevabı da yine aynı yıllarda Türkiye’yle ilgili yazılan Thronburg Raporu’nda buluyoruz.

Rapor, 1947’de Türkiye’ye gelen Amerikan Standart Oil Şirketi’nden Max Weston Thornburg ve iki arkadaşı yazmıştı.

Özeti, tam da Başkan Erdoğan’ın söyledikle­ri gibiydi.

Türkiye, ağır sanayi hamleleri yerine hafif sanayi ve tüketim mallarına dönük sanayiye ağırlık verilmeli, Traktör Amerika’dan ucuza ithal edilmeli. Raporda Thronburg, açık açık lokomotif ve traktör üretimi için talep edilen krediye de şiddetle karşı çıkar.

Tıpkı IMF gibi... CHP’nin, bugün IMF ya da Duyun-u Umumiye çığırtkanl­ığı yapmadan önce o teslimiyet­çi geçmişiyle yüzleşmesi gerekiyor. Bunu yapmadan ne söylese boş...

mahmut.ovur@sabah.com.tr Tel: 0212 354 37 72 SMS: MOV yaz 4122’ye gönder. MH: 444 88 81 facebook.com/mahmutovur

 ?? ?? Mahmut ÖVÜR
Mahmut ÖVÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye